T.C. YARGITAY
13. Hukuk Dairesi Esas No:2012/21184
Karar No:2012/20509
Karar Tarihi: 28.09.2012
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI – SOMUT OLAY DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE
TARAFLAR ARASINDAKİ UYUŞMAZLIK TEŞHİS VE TEDAVİ
HİZMETİNDEN KAYNAKLANMAKTA OLDUĞU – YASADA TANIMLANAN
ŞEKİLDE TÜKETİCİ VE DAVALININ SATICI OLDUĞUNUN ANLAŞILDIĞI
– HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ
ÖZET: Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı
içerisinde tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması
gerekir. 4077 sayılı yasanın ilgili maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici
mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Somut olay değerlendirildiğinde taraflar arasındaki
uyuşmazlık teşhis ve tedavi hizmetinden kaynaklanmakta olup, davacıların Yasada tanımlanan
şekilde tüketici (tedavi ücreti alıcısı) ve davalının satıcı (hizmet sunucusu) olduğu anlaşılmaktadır. Hal
böyle olunca davaya bakmaya Genel mahkeme değil Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili
düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında
resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde mahkemece
görevsizlik kararı verilmesi gerekir.
(4077 S. K. m. 1, 2, 3, 23) (818 S. K. m. 41, 47)
Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı
nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi
içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacılar vekili, davacı K.İ.’nin bel ağrısı nedeniyle davalı şirkete ait hastanede diğer davalı
doktor tarafından muayene edilip tedavisine başlandığını, ancak zamanında doğru teşhis
konulmaması ve yanlış tedavi uygulanması nedeniyle başka bir hastanede kök hücresi tedavisi ve
kemoterapi uygulaması gördüğünü, maddi ve manevi yönden zarara uğradıklarını ileri sürerek fazlası
saklı kalmak üzere 1000 TL maddi, 300.000 TL manevi tazminatın tahsilini istemişler, ıslah dilekçesi
ile de taleplerini 400.000 TL maddi tazminata yükseltmişlerdir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı K.İ. için 34.586,84 TL maddi, 75.000 TL manevi tazminatın, M.İ. için ise 25.000
TL manevi tazminatın davalılardan kusurları oranında tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca
temyiz edilmiştir.
1- 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.
maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde hükmüne yer
verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı
taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri
gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her
türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan
gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan
amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı
içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin
olması gerekir. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa
tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Somut olay değerlendirildiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlık teşhis ve tedavi hizmetinden
kaynaklanmakta olup, davacıların Yasada tanımlanan şekilde tüketici (tedavi ücreti alıcısı) ve
davalının satıcı (hizmet sunucusu) olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmaya Genel
mahkeme değil Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup
taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda
kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken,
davanın esasına girilerek hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2- Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Sonuç: Birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın BOZULMASINA, ikinci bentte
açıklanan nedenlerle, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan
1.99,00’şer TL. temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, peşin alınan 21,15 TL temyiz
harcının istek halinde davacılara iadesine, 28.09.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…