Feragat; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragatin hüküm ifade etmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakat vermesi gerekmemektedir.
Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman başvurulabilecek bir taraf işlemidir.Kısmi veya tam feragatin temyiz veya karar düzeltme aşamasında da yapılabilmesi mümkün olup, bu aşamalarda yapılması halinde feragat nedeniyle “davanın reddi” kararı verilip Yargıtay’ca esasa ilişkin bir inceleme yapılmadan bozma kararı verilerek dosya yerel mahkemesine iade edilir.
Boşanma davasının fer’ileri olan maddi ve manevi tazminat taleplerinden hüküm kesinleşinceye kadar her zaman feragat edilebilir.
Konu ile ilgili Yargıtay Kararı şu şekildedir;
T.C.YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2017/2-3160 K. 2017/2040 T. 27.12.2017
ÖZET : Davacı/karşı davalı vekili, maddi ve manevi tazminata dair direnme kararının temyizine dair istemin Yargıtay HGK’nca görüşülmesinden önce verdiği dilekçesi ile bu taleplerinden feragat ettiğini açıkça ve koşulsuz olarak bildirmiştir. Yapılan incelemede vekâletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu da saptanmıştır halde, davacı/karşı davalı vekilinin direnmeye konu tazminat istemlerinden feragat ettiğine dair bu beyanı çerçevesinde işlem yapılması zorunludur. Böyle bir durumda, direnme kararı HGK’nca temyizen incelenemez. Hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelenmesine usulen engel oluşturan bu durumun yerel mahkemece değerlendirilip karara bağlanması için direnme kararı bozulması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki “karşılıklı boşanma ve fer’ileri” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11. Aile Mahkemesi tarafından her iki boşanma davasının da kabulüne dair verilen 20.11.2014 gün ve 2013/1561 E., 2014/1438 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 12.11.2015 gün ve 2015/6835 E., 2015/21217 K. sayılı kısmen onanıp, kısmen bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, karşılıklı boşanma ve fer’ilerine ilişkindir.
Mahkemece, karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulüne dair verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesine ait yukarda esas ve karar numarası belirtilen karar ile davacı/karşı davalı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat yönünden az olduğundan bahisle bozulmuştur.
Kısmi bozma üzerine yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararı davacı/karşı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Temyiz aşamasında iken davacı/karşı davalı vekili 27.11.2017 tarihli dilekçeyle maddi ve manevi tazminat yönünden davadan feragat ettiğini açıkça ve koşulsuz olarak bildirmiştir.
Feragat, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nın 307. maddesinde, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış; 311. maddesinde ise feragatin kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı açıklanmıştır.
HMK’nın 310. maddesindeki düzenleme uyarınca hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Temyiz edilen ve fakat henüz Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca görüşülmeyen bir direnme kararı, usul hukuku çerçevesinde kesinleşmediğinden, bu aşamada davadan feragat mümkündür.
Somut olayda davacı/karşı davalı vekili, maddi ve manevi tazminata dair direnme kararının temyizine dair istemin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca görüşülmesinden önce verdiği dilekçesi ile bu taleplerinden feragat ettiğini açıkça ve koşulsuz olarak bildirmiştir. Yapılan incelemede vekâletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu da saptanmıştır.
O halde, davacı/karşı davalı vekilinin direnmeye konu tazminat istemlerinden feragat ettiğine dair bu beyanı çerçevesinde işlem yapılması zorunludur.
Böyle bir durumda, direnme kararı Hukuk Genel Kurulunca temyizen incelenemez. Hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelenmesine usulen engel oluşturan bu durumun yerel mahkemece değerlendirilip karara bağlanması için direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı/karşı davalı vekilince verilen dilekçenin değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi için mahkeme kararının bu değişik gerekçeyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz isteminin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca tebliğden itibaren karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.12.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…