Yargı Kararları

TEMERRÜT NEDENİYLE KİRA SÖZLEŞMESİNİN FESHİ

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2005/6-732

K. 2005/740

T. 21.12.2005

• TEMERRÜT NEDENİYLE KİRA SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( Ödemeyi Yasal Süre Geçtikten Sonra Yapmış Olması Karşısında Temerrüdün Gerçekleştiğinden Tahliye Talebinin Kabulü Gereği )

TAHLİYE TALEBİ ( Ödemeyi Yasal Süre Geçtikten Sonra Yapmış Olması Karşısında Temerrüdün Gerçekleştiğinden Kabulü Gereği )

• KISMİ ÖDEME TAAHHÜDÜNDE BULUNMA ( Davalı Borç Miktarına İtiraz Ederek Kısmi Ödeme Taahhüdünde Bulunması – Ödemeyi Yasal Süre Geçtikten Sonra Yapmış Olması Karşısında Temerrüdün Gerçekleştiğinden Tahliye Talebinin Kabulü Gereği ) 818/m.260

ÖZET : Dava, temerrüt nedeniyle kira sözleşmesinin feshi ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.

Davalının takip dosyasındaki itiraz dilekçesinde kira ilişkisini açıkça kabul ve fakat borç miktarına itiraz ederek, kısmi ödeme taahhüdünde bulunduğu halde, ödemeyi yasal süre geçtikten sonra yapmış olması karşısında temerrüdün gerçekleştiğinin kabulünde zorunluluk bulunmasına; eldeki davada, itirazın kaldırılması yönünde bir istemin de dava dilekçesinde yer almamış olmasına göre, davanın kabul edilmesi isabetli görülmüştür.

DAVA : Taraflar arasındaki “tahliye” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziosmanpaşa İcra Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 08.09.2004 gün ve 2004/378-748 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 14.03.2005 gün ve 2005/255-2192 sayılı ilamı ile;

( … Dava kira borcu nedeniyle yapılan İcra takibine vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece tahliye kararı verilmiş ve hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalının 2001 yılında aylık 50 milyon TL, 2002 yılında aylık 75 milyon TL, 2003 yılında aylık 100 milyon TL, 2004 yılında aylık 150 milyon TL’ den kiracı olduğunu, 2001/4- 2004/3. aylar arası toplam 6.340.125.000.TL kira borcu için icra takibi yaptığını, davalının itirazında, aylık kiranın 40 milyon TL olduğunu bildirdiği halde bu miktardan ödemeyi kabul ettiği 1.480.000.000.TL’yı ödemediğini bildirerek itirazın kaldırılmasını ve davalının tahliyesini istemiştir. Davalı, burada kiracı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi yoktur. Davalı takibin dayanağı olan sözlü akde karşı çıkmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın halli yargılamayı gerektirmektedir. Mahkemece yapılacak iş uyuşmazlığın halli yargılamayı gerektirdiğinden bahisle istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir… ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, temerrüt nedeniyle kira sözleşmesinin feshi ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.

Davacı Saadettin Kılıç vekili, davalının, davacıya ait taşınmazda kiracı olduğunu, ödenmeyen kira paralarının tahsili istemiyle hakkında icra takibi yapıldığını, davalının aylık kira miktarının 40.000.000 TL. olduğundan bahisle kira miktarına, borca ve faize itiraz etmekle birlikte, anılan aylık kira miktarı üzerinden toplam 1.480.000.000 TL. yi yatıracağını bildirdiğini; her ne kadar, davalının kira miktarına yönelik itirazları doğru değil ise de, davanın daha fazla uzamaması ve tahliyenin sağlanabilmesi için aylık 40.000.000 TL. kira parasının davacı tarafından kabul edilmekte olduğunu, ancak, davalının ödemeyi taahhüt ettiği tutarı dahi yasal süre içerisinde ödemeyerek temerrüde düştüğünü ileri sürerek, sözleşmenin feshiyle kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı Ramazan Barmanbay cevap dilekçesi vermemiş; bilahare, 08.09.2004 günlü dilekçesinde, davaya konu yeri 06.08.2002 tarihli sözleşmeyle davacıdan satın aldığını, hacizli olması nedeniyle tapusunun verilmediğini, taşınmazda kiracı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme, davalının takip dosyasındaki itiraz dilekçesinde kiracılık sıfatını ve kira ilişkisini inkar etmediği, eldeki davada ise, 06.08.2002 tarihli sözleşmeyle taşınmazı satın aldığına dair savunmada bulunduğu, bunun, savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olması ve davacı tarafından muvafakat edilmemesi nedeniyle sonuca etkili görülmediği; davacının davalı hakkında yaptığı icra takibinde, tahliye ihtarlı örnek 51 sayılı ödeme emrinin davalıya 02.04.2004 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, 30 günlük yasal ödeme süresi geçtikten sonra, 06.05.2004 tarihinde davalı tarafından kabul edilen miktarın icra dosyasına ödendiği, bu durumda ise kısmi temerrüdün sabit bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, taraflar arasındaki kira akdinin temerrüt nedeniyle feshine, kiralananın tahliyesine karar vermiştir.

Davalı tarafından temyiz edilen karar, Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkeme gerekçesini tekrarlayarak önceki kararında direnmiş; direnme kararını da davalı vekili temyiz etmiştir.

Taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi yoktur. İcra takibinde de şifahi sözleşmeye dayanılmıştır.

Davalı, takip dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde taşınmazda kiracı olarak bulunduğunu kabul etmiş, eldeki davada ise cevap dilekçesi verilmemiş, davalı vekili ilk oturuma mazeret bildirerek katılmamış, ikinci oturumdan önce vekillikten çekildiğine dair dilekçeyi vermiş, üçüncü oturuma bizzat katılan davalı, taşınmazda kiracı olmadığını, davacı ile kendisi arasındaki harici satım akdine dayalı olarak oturduğunu savunmuş, davacı vekili ise bu beyanın savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğunu ileri sürmüş, onay vermemiştir.

Ön sorun ve değerlendirilmesi : Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasına geçilmeden önce, hükmü temyiz eden davalı vekilinin temyizden vazgeçmiş sayılıp sayılmayacağı yönünden yapılması gereken değerlendirmeye esas olmak üzere, dosyanın Yerel Mahkemeye geri çevrilmesinin gerekip gerekmediği hususu, ön sorun olarak incelenmiştir.

Bu yönde bir ön sorunun gündeme getirilmesinin nedeni şudur:

Yerel Mahkeme, direnme kararını temyiz eden davalı vekiline “…Mahkememizin 2005/439 esas-2005/563 karar sayılı ilamını temyiz eden davalı vekili tarafından, temyiz talebi ile birlikte temyiz harcı ve temyiz masrafları yatırılmadığı, temyiz harcı olan 11.20 YTL. harcın 10.06.2005 tarihinden itibaren 10 günlük süre içerisinde yatırılması, dosyanın Yargıtay’ a gidiş-dönüş ücreti 15.YTL, temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliği ve Yargıtay ilamının taraflara tebliği masrafı 10.50 YTL., icra dosyasının fotokopi masrafı 3.00 YTL. olmak üzere toplam: 28.50 YTL. temyiz masrafının, muhtıranın tebliğinden itibaren 7 ( yedi ) gün içinde Mahkememiz veznesine yatırılmasına, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacaklarına…” şeklindeki ifade ve uyarıyı taşıyan 10.06.2005 günlü muhtırayı göndermiştir.

Muhtıra davalı vekiline 15.06.2005 günü tebliğ edilmiş; 11,20 YTL. tutarındaki temyiz harcı 21.06.2005 günü mahkeme veznesine yatırılmıştır. Ancak, muhtırada talep edilen temyiz masraflarının ödenip, ödenmediğine ve ödenmiş ise tarihine ilişkin olarak dosyada herhangi bir belge veya açıklama yoktur.

Dosyanın bu yönden ( temyiz masraflarının muhtırada gösterilen süre içerisinde ) yatırılıp yatırılmadığının belgelenmesi veya kayıtlara dayanılarak açıklanması için ) Yerel Mahkemeye geri çevrilmesinin gerekip, gerekmediği konusundaki ön sorunla ilgili olarak, şu değerlendirme yapılmıştır:

Anılan muhtıra üzerine, temyiz masrafının yasal süre içerisinde yatırıldığı, buna ilişkin makbuz içeriğiyle sabittir. Muhtıraya konu temyiz masraflarının ödenmiş olduğu da, dosyanın Yargıtay incelemesi için gönderilmiş olmasından anlaşılmaktadır. Her ne kadar, söz konusu masrafların hangi tarihte yatırıldığı konusunda dosyada herhangi bir belge ve açıklama yok ise de; gerek dosyanın Yargıtay’a gönderilme tarihi ve gerekse, temyiz dilekçesinin verilmesinden sonraki aşama itibariyle, bunların da temyiz harcı ile birlikte aynı gün yatırılmış olduğu, dolayısıyla yasal sürenin geçirilmediği kabul edilmiş; ön sorun bu şekilde oybirliğiyle aşıldıktan sonra işin esası incelenmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; davalının takip dosyasındaki 05.04.2004 tarihli itiraz dilekçesinde kira ilişkisini açıkça kabul ve fakat borç miktarına itiraz ederek, kısmi ödeme taahhüdünde bulunduğu halde, ödemeyi yasal süre geçtikten sonra 06.05.2004 günü yapmış olması karşısında temerrüdün gerçekleştiğinin kabulünde zorunluluk bulunmasına; eldeki davada, itirazın kaldırılması yönünde bir istemin de dava dilekçesinde yer almamış olmasına göre, Yerel Mahkemenin açıklanan bu olgulara dayalı direnme gerekçesi yerinde görülmüş; direnme kararının başlığında karar tarihinin 10.06.2005 yerine 08.09.2004 olarak yazılmış olması da, mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.

Ancak, davalı vekilinin esasa ilişkin diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden; bu yönden inceleme yapılmak üzere, dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yerel Mahkemenin direnme gerekçesi yerinde görülmekle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 21.12.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sena Doymuş

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

2 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

2 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

2 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

2 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

4 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

5 ay ago