T.C.
YARGITAY
5. CD E. 2014/5743 K. 2014/6848 T. 19.6.2014
DAVA : Tefecilik suçundan sanık M. Ş.`in, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 241/1. ( üç kez ) maddesi gereğince 3 yıl hapis cezası ( üç kez ) ile cezalandırılmasına dair, Erbaa Asliye Ceza Mahkemesi`nin 6.11.2012 tarihli ve 2009/326 Esas, 2012/506 Sayılı Kararının;
Mahkemece sanık hakkında her üç müştekiye yönelik eylemleri sebebiyle üç ayrı tefecilik suçundan ceza verilmiş ise de, 5237 Sayılı Kanunun 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun oluşabilmesi için birden fazla kişiye sistemli ve sürekli bir biçimde faiz karşılığı ödünç para verilmesi gerekmekte olup, mağdur sayısınca ayrı suç oluşmayacağı gözetilmeksizin sanık hakkında yazılı şekilde fazla ceza tayininde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 22.4.2014 gün ve 94660652-105-60-0673-2014.8279.28257 Sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdi kılınmakla gereği düşünüldü:
KARAR : 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 Sayılı TCK`nın 241. maddesinde tefecilik suçunun “kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi …” biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, bu sebeple suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda tefecilik suçunu birden fazla kez ve birden fazla kişiye karşı işlediği anlaşılan sanık hakkında ayrı suç değil, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği ve kanun yararına bozma talebinin bu gerekçeye dayalı olarak yerinde görüldüğü anlaşıldığından talebin kabulüyle,
SONUÇ : Erbaa Asliye Ceza Mahkemesince verilen 6.11.2012 gün ve 2009/326 Esas, 2012/506 Sayılı Kararın CMK`nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra ( d ) bendinin verdiği yetkiyle; hükmün ( A ) bendinde 5237 Sayılı TCK`nın 241/1. maddesi uyarınca sanığa tayin olunan 3 yıl hapis cezasına, eylemini birden fazla mağdura karşı teselsülen gerçekleştirdiği anlaşıldığından TCK`nın 43/1. maddesi gereğince ¼ oranında artırım yapılarak sanığın 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına denmek suretiyle düzeltilmesine, ( B ) ve ( C ) bentlerinde yer alan ayrı ayrı 3`er yıllık hapis cezası tayinine dair bölümlerin hükümden çıkartılmasına, infazın 3 yıl 9 ay hapis cezası üzerinden yapılmasına, hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına, 17.6.2014 havale tarihli dilekçeyle tahliye talebinde bulunan sanık müdafiinin bu talebinin de incelemenin mahiyeti ve kurulan hükmün niteliği nazara alınarak REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…