Özet: Borçlunun ödemesi takipten sonraki ödeme olup, kısmi ödeme olduğundan, TBK 100 gereğince öncelikle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masraflarından düşülerek icra müdürlüğünce bakiye borç hesabında dikkate alınacaktır. Takip öncesi ödeme olmadığından bu miktar yönünden icra emrinin düzeltilmesine de gerek bulunmamaktadır. Mahkemece, belirtilen gerekçe ile itirazın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de, istem sonuç da reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru kararın onanması gerekmiştir.
T.C. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2018/7611 K: 2018/12418 K.T.: 28.11.2018
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili, müvekkili idare aleyhine … 1. İdare Mahkemesi’nin 2014/612 Karar sayılı ilamına istinaden ilamlı icra takibi başlatıldığını, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesi gereğince alacaklı vekilinin yaptığı başvuru üzerine takibe konu borcun 24/09/2014 tarihinde ödendiğini belirterek, itfa nedeniyle İİK’nun 33. maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece, icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, hükmün alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28/1-2. maddesi gereğince alacaklı vekili tarafından yapılan başvuru neticesinde, idarenin süresi içinde ödeme yapmamış olması sebebiyle, icra takibi başlatılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, borçlunun İİK’nun 33. maddesine dayalı ödeme itirazıyla ilgili mahkemece duruşma açılıp taraf beyanları alınarak delillerin ibrazı sağlandıktan sonra, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği, mahkemece, bozma ilamına uyularak itirazın reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
6098 Sayılı T.B.K’nun 100. (Eski 818 sayılı BK 84.) maddesinde; ”Borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; … 1. İdare Mahkemesi’nin 30/06/2014 tarihli kararı ile, borçlu idare aleyhine hükmedilen maddi ve manevi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsili için 23.09.2014 tarihinde ilamlı takip başlatıldığı, borçlu kurumun kendi iç yazışmaları sonucu muhasebat genel müdürlüğünce hazırlanan ödeme emri belgesinin 24.09.2014 tarihli olduğu, icra emrinin 09.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafça, 01.10.2014 tarihinde yapılan harici ödeme beyan edilerek, 08.10.2014 tarihinde, icra müdürlüğünden bakiye alacak için muhtıra çıkarılmasının talep edildiği görülmektedir.
Bu durumda, borçlunun ödemesi takipten sonraki ödeme olup, kısmi ödeme olduğundan, TBK’nun 100. maddesi gereğince, öncelikle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masraflarından düşülerek icra müdürlüğünce bakiye borç hesabında dikkate alınacaktır. Takip öncesi ödeme olmadığından bu miktar yönünden icra emrinin düzeltilmesine de gerek bulunmamaktadır. Mahkemece, belirtilen gerekçe ile itirazın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de, istem sonuç da reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.