• TAHLİYE ( Beş Yıl Üç Ay Süreli Kira Sözleşmesi – Yapıldıktan ve Kiracı Kiralanana Yerleştikten Bir Yıl Sonra İmzalanan Tahliye Taahhüdünün Geçerliliği/Kiracının Mirasçılarını da Bağlayacağı )
ÖZET : İtirazın iptali ve tahliye davasına dayanak olan kira sözleşmesi 01.10.1995 başlangıç tarihli ve beş yıl üç ay sürelidir. Yazılı kira sözleşmesi kurulduktan ve kiracı kiralanana yerleştikten sonra 01.10.1996 tarihinde verilen taahhüt geçerlidir ve kiracının mirasçılarını da bağlar. Sözleşmenin devri kabul edilse bile sözleşmeye bağlı olarak verilen taahhüdün geçerli olmasına göre geçerli olan taahhüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki “itirazın iptali, tahliye” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bandırma Sulh Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 08.08.2003 gün ve 2001/179 E. 2003/560 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 03.11.2003 gün ve 2003/7890-7961 sayılı ilamı ile; ( …Davaya dayanak yapılan kira sözleşmesi 01.10.1995 başlangıç tarihli ve beş yıl üç ay sürelidir. Kiralayan davacı, kiracısı davalıların miras bırakanı O. olup, onun tarafından imzalanmıştır. İcra takibine konu edilen yazılı taahhüt 01.10.1996 tarihli olup kiracının imzasını taşımaktadır. İmza inkarı yapılmış, inceleme sonunda imzanın davalıların miras bırakanı O.’ya ait olduğu anlaşılmıştır.
Yazılı kira sözleşmesi kurulduktan ve kiracı kiralanana yerleştikten sonra 01.10.1996 tarihinde verilen taahhüt geçerlidir ve kiracının mirasçılarını da bağlar. Sözleşmenin devri kabul edilse bile sözleşmeye bağlı olarak verilen taahhüdün geçerli olmasına göre geçerli olan taahhüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan hükmün bozulması icap etmiştir… ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 29.09.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…