Yargı Kararları

Taahhütte Kalan Kısım Şeklinde Muğlak İfade Olsa Da Tüm Alacak Kalemlerinin Ayrı Ayrı Gösterilmesi Nedeniyle Taahhüt Geçerlidir

Özet:

 Her ne kadar taahhüt tutanağında son taksit tarihi olan 30.03.2009 tarihinde ödenecek miktar belirtilmeyerek “kalan kısım” şeklinde yazılmış ise de; 15.02.2008 tarihli taahhüt tutanağı dikkatlice incelendiğinde, borçlu; asıl alacak, tahsil harcı, işlemiş faiz, sonraki faiz, komisyon vs. gibi masraflar ayrı ayrı gösterilmek suretiyle toplam borcun 23.075,60 TL olduğunu kabul ettiği ve bu miktar üzerinden ödeme taahhüdünde bulunduğu, işlemiş faiz ile sonraki faizin ayrı ayrı belirtildiği, kaldı ki Kastamonu 1. İcra Müdürlüğünce şikayete konu taahhüdün düzenlendiği Azdavay İcra Müdürlüğüne yazılan 1.2.2008 tarihli talimat yazısında da borç miktarının 22.869,82 TL olarak gösterildiği dikkate alındığında taahhüt tutanağındaki borç miktarının hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ve bu miktar nazara alınarak icap ve kabulde bulunulduğunun kabulü zorunludur. 

 

T.C.
Yargıtay
16. Hukuk Dairesi

Esas No:2009/3906
Karar No:2009/3858
K. Tarihi:2.6.2009

Ödeme taahhüdünü ihlal eyleminden borçlu A’un yapılan yargılaması sonunda suçun unsurları oluşmadığından beraatine dair Kastamonu 1. İcra Mahkemesinin 22/09/2008 tarihli ve 2008/1050¬2002 sayılı kararını müteakip, sanığın aynı eylemi nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’ nun 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin aynı Mahkemenin 09/10/2008 tarihli ve 2008/841-2121 sayılı kararlarını kapsayan dosyalar incelendi.

Tebliğname ile borçlu sanık hakkında Kastamonu 1.İcra Müdürlüğünün 2008/104 sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinde, Azdavay 1.İcra Müdürlüğünün 2008/20 talimat sayılı evrakı üzerinden yapılan haciz sırasında düzenlenen 15/02/2008 tarihli ödeme taahhüdüne rağmen, 30/05/2008 tarihli borcunu ödemeyerek bu taahhüde uymaması sebebiyle müşteki vekili Avukat Recep Bacıroğlu’nun 05/06/2008 tarihli şikayeti üzerine yapılan yargılama sonunda ödeme taahhüdünün geçersiz olduğu, sanığın üzerine atılı suçun unsurları oluşmadığından bahisle beraatine dair Kastamonu 1. İcra Ceza Mahkemesinin 22/09/2008 tarihli, 2008/1050-2002 sayılı kararını müteakip, bu kez aynı ödeme taahhüdünde borçlunun 10/04/2008 tarihli borcunu ödemediğinden bahisle açılan davada aynı mahkemenin 09/10/2008 tarihli ve 2008/841-2121 sayılı kararı ile sanığın cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet görülmemekle anılan kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 17/04/2009 gün ve 23864 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 06.05.2009 gün ve K.Y.B.2009/113214 sayılı tebliğnamesiyle talep edilmiş olmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Borçlu A.uk hakkında toplam 18.878,87 TL. alacağın tahsili amacıyla Kastamonu 1. İcra Müdürlüğünün 2008/104 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, borçlunun adresinde haciz yapılması için yazılan talimatın Azdavay İcra Müdürlüğünün 2008/20 tal. sırasına kaydını müteakip 15.2.2008 tarihinde borçlunun Azdavay İcra Müdürlüğüne başvururak borcu belirli tarihlerde ödemeyi taahhüt ettiğini, icra müdürünün taahhüdün hukuki ve cezai sorumluluğunu anlatmasını takiben asıl alacak faiz, komisyon, harç, vekalet ve sair gider miktarlarının ayrı ayrı gösterildiği tutanakta toplam borç miktarının 23.075,60 TL olarak kabul ederek ve bu miktarı 10.04.2008 tarihinden başlamak ve 30.03.2009 tarihinde bitmek üzere her ay ödeyeceği miktarı da belirtmek suretiyle ödeme taahhüdünde bulunduğu, sadece son taksit olan 30.03.2009 tarihindeki ödemenin miktarı belirtilmeyerek, “kalan kısım” şeklinde gösterildiği, borçlunun 10.04.2008 tarihinde ödeme taahhüdünde bulunduğu taksiti ödememesi nedeniyle alacaklı vekilinin 15.04.2008 havale tarihli dilekçe ile Kastamonu 1. İcra Mahkemesine şikayette bulunduğu, anılan mahkemenin 2008/841 esas sırasına kaydı yapılarak yürütülen yargılama sonunda 9.10.2008 tarihinde 2008/2121 sayılı kararla borçlunun İİK’nun 340. maddesi uyarınca üç aya kadar tazyik hapsi cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği, borca bağlı olarak yine aynı taahhüt tutanağında ödeme taahhüdünde bulunduğu 30.05.2008 tarihli taksitini de ödememesi üzerine alacaklı vekilinin 05.06.2008 havale tarihli dilekçesi ile şikayeti nedeniyle Kastamonu 1. İcra Mahkemesinin 2008/1050 esas numarası üzerinden yapılan yargılaması sonunda 22.09.2008 tarihinde 2008/2002 sayılı kararla “… son taksit miktarının açıklanmadığı “kalan kısım” olarak belirsiz bırakıldığı…” gerekçesiyle borçlunun beraatine karar verildiği, her iki kararın da yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar taahhüt tutanağında son taksit tarihi olan 30.03.2009 tarihinde ödenecek miktar belirtilmeyerek “kalan kısım” şeklinde yazılmış ise de; 15.02.2008 tarihli taahhüt tutanağı dikkatlice incelendiğinde, borçlu; asıl alacak, tahsil harcı, işlemiş faiz, sonraki faiz, komisyon vs. gibi masraflar ayrı ayrı gösterilmek suretiyle toplam borcun 23.075,60 TL olduğunu kabul ettiği ve bu miktar üzerinden ödeme taahhüdünde bulunduğu, işlemiş faiz ile sonraki faizin ayrı ayrı belirtildiği, kaldı ki Kastamonu 1. İcra Müdürlüğünce şikayete konu taahhüdün düzenlendiği Azdavay İcra Müdürlüğüne yazılan 1.2.2008 tarihli talimat yazısında da borç miktarının 22.869,82 TL olarak gösterildiği dikkate alındığında taahhüt tutanağındaki borç miktarının hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ve bu miktar nazara alınarak icap ve kabulde bulunulduğunun kabulü zorunludur. Hal böyle olunca taahhüt tutanağının geçersiz olduğundan da söz edilemeyecektir.

Borçlunun aynı borca ilişkin olarak düzenlenen taahhüt tutanağındaki, 30.5.2008 tarihindeki ödemesini yapmaması nedeniyle yapılan şikayet üzerine Kastamonu 1. İcra Mahkemesince 22.9.2008 tarihinde verdiği beraat kararı yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmiştir. Beraat kararına gerekçe olarak, “… son taksit miktarının açıklanmadığı “kalan kısım” olarak belirsiz bırakıldığı…” gösterilmiş ise de, yukarıda yapılan açıklamalarda da belirtildiği üzere bu gerekçeye iştirak edilememiştir. Kaldı ki beraat kararı kanun yararına bozma istemine konu yapılmamıştır. Tebliğnameye bağlılık kuralı gereğince Dairemizce borçlunun üç aya kadar tazyik hapsi cezası ile cezalandırılmasına karar verilen Kastamonu 1. İcra Mahkemesinin 9.10.2008 tarih ve 2008/841-2121 sayılı kararı incelemeye tabi tutulmuştur. Yargıtay’dan geçmeden kesinleşen önceki beraat hükmünün bu dosya yönünden bağlayıcı olduğunu kabul etmek mümkün değildir.

Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığnın kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın mahkemesine gönderilmek üztere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 02.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.

 

Lawyer Antalya

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

3 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

3 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

3 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

4 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

6 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

6 ay ago