Bilgi Deposu

Şirketin Taşınmazının Ederinin Altında Satılması-Feri Müdahilin Pay Sahibi Olduğu Nazara Alınarak Katılma Talebi Konusunda Karar Verilmesi Gereği Yargıtay Kararı

T.C.
Yargıtay
11. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/12697
Karar No:2015/10020
K. Tarihi:6.10.2015

Taraflar arasında görülen davada Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/09/2013 tarih ve 2012/483-2013/323 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı şirket vekili ve fer’i müdahil Y.. S.. ile S.. P.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin tek malvarlığı olan 1270 nolu taşınmazın, dönemin yönetim kurulu ve denetçileri olan davalılar ve davalı şirkete hukuka aykırı olarak değerinin çok altında muvazaalı olarak satıldığını, bu satış karşılığında şirket kasasına para girişi olmadığını, şirketin fiilen içinin boşaltıldığını, aynı taşınmaz ile ilgili olarak ortaklarca tapu iptali davası açılıp derdest olduğunu, davalılar M.. K.. ve Y.. S..’ın davalı şirket ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, 111 adet dairenin davalı şirkete verildiğini, dava konusu taşınmazların iyiniyetli üçüncü kişilere satılması ihtimali bulunduğunu ileri sürerek, davalılar adına yapılan usulsüz taşınmaz tescillerinin iptalini, davacı şirket adına tescilini, dava konusu taşınmazlar üzerine teminatsız olarak tedbir konulmasını, taşınmazların satılması ihtimaline binaen şimdilik 224.000 TL’nin tazminat olarak ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, TTK’nın 341. maddesi uyarınca şirket adına dava açılması için şirket genel kurulunda bu konuda bir karar alınmış olması ve davanın denetçiler tarafından açılması gerektiği, somut olayda genel kurulun aldığı bir karar veya ana sermayenin 1/10′ na sahip pay sahiplerinin talebi bulunmadığı, diğer taraftan görülmekte olan davayı şirketin denetçilerinin açmadığı, bu nedenle davacıların görülmekte olan davayı açmakta ehliyetinin bulunmadığı, ayrıca 08.07.2000 tarihinde şirketin yapılan genel kurul toplantısının gündemin 8. maddesinde şirket adına kayıtlı bulunan gayrımenkullerin ifraz, tevhit, yola terk işlemlerini yapmaya ilgili gayrimenkulleri dilediği bedel ve şartlarda dilediği kimselere hisseli veya hissesiz, toptan veya parça parça satmaya, satış bedelini almaya ahzu kabza, ilgili tapu müdürlüklerine, tapu ferağlarını vermeye genel kurul tarafından yönetim kuruluna yetki verildiği, 18.04.2002 tarihinde ise aynı konuda yönetim kurulu tarafından yönetim kurulu başkanı İ.. Ö..’a münferit olarak yetki verilmiş bulunduğu ve davaya konu edilen satış işlemi şirketin yönetim kurulunun 24.04.2003 tarihli genel kurul toplantısının 6.maddesi ile ibra edilmesi sonucu geçerlilik kazandığı, öte yandan da TTK’nın 309. maddesinde belirlenen zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı şirket vekili ve fer’i müdahil Y.. S.. ile S.. P.. temyiz etmiştir.
1- Dava, davacı şirketin tek malvarlığı değeri olan taşınmazın dönemin yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri ile üçüncü kişilere satıldığı, ancak bu paranın şirket kasasına girmediği, davalıların şirketin taşınmazını edinmelerinin yasal olmadığı, satış ve devirlerin batıl olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, olmaması halinde tazmin istemine ilişkin olup, yargılama sırasında davacı yanında feri müdahil olarak davaya katılmak isteyen S.. P..’ın bu talebi reddedilmiştir. Oysa, davacı yanında davaya katılmak isteyen S.. P..’ın davacı şirketin hamiline muharrer 100 hisse karşılığı hisse kuponunun elinde bulunduğuna dair noter tespit tutanağı sunmuş olması ve bu nedenle görülmekte olan bu davada hukuki yararı bulunduğunun anlaşılmış olması karşısında müdahilliği yönünde hüküm kurulması gerekirken, bu isteminin 11/09/2013 tarihli ara karar ile reddi doğru olmamıştır.
2- Bozma sebep ve şekline göre, mümeyyiz taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle S.. P..’ın temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle mümeyyiz taraf vekilleriin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 06/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

i

Lawyer Antalya

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

2 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

2 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

3 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

3 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

5 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

6 ay ago