İddianamenin düzenlenmesi ve kabul edilerek kamu davası açılabilmesi için fiilin ve failin açık kimliğinin bilinmesi yeterlidir. (CMK m.170, 175). Kamu davası açılmasıyla artık sanık sıfatına sahip olacak failin hazır bulunmaması davanın açılmasına engel oluşturmaz. Bununla birlikte, yargılamanın yapılabilmesi sanığın hazır bulunmasına bağlıdır. O halde sanık hazır olmadığında, kural olarak, yargılanamaz. (CMK m.193/1)
Sanığın kendisi hakkında yapılacak olan duruşmada hazır bulunmasının şart olarak aranmasının nedenleri şu şekilde ifade edilebilir:
Kural, duruşmada sanığın hazır bulunması olmakla birlikte sanık hazır olmasa dahi duruşma yapılabildiği haller de vardır. Bu istisnalar iki grupta toplanabilir:
İfade etmek gerekir ki, gaiplik artık sanık olmasa da duruşma yapılan haller arasında yer almaz. CMK, gaipliği tanımlamaktadır. Buna göre “Bulunduğu yer bilinmeyen veya yurt dışında bulunup da yetkili mahkeme önüne getirilemeyen veya getirilmesi uygun bulunmayan sanık gaip sayılır.” (CMK m.244/1)
O halde, bir sanığın gaip olarak kabul edilebilmesi için aşağıda belirtilen koşullardan en az birinin gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu üç durumdan herhangi birisi söz konusu olduğunda sanık gaip sayılır. Buna göre:
Gaiplik durumunda kural olarak, kendisine ulaşılamayan hatta hakkında muhakeme yapılmakta olduğunu dahi bilmeyen bir sanık söz konusudur. Mahkemenin, daha yüzünü bile görmediği sanığı, onun gıyabında, savunmasız yargılayıp mahkum etmesi kabul edilemez. Gerçekten CMK bunu “Gaip hakkında duruşma açılmaz, mahkeme, delillerin ele geçirilmesi veya korunması amacıyla gerekli işlemleri yapar.” demek suretiyle ifade etmiştir. (m.244/2) Bu işlemler naip hakim veya istinabe olunan mahkeme aracılığıyla da yapılabilir. (m.244/3) Bu işlemler sırasında sanığın müdafii veya kanuni temsilcisi veya eşi hazır bulunabilir. Gerektiğinde, mahkemece barodan bir müdafi görevlendirilmesi istenir. (m.244/4)
Gerçekten sanığın, hakkında yapılan yargılamada hazır bulunması bir yargılama şartıdır. Dolayısıyla hakkında yapılan yargılamada kendi elinde olmayan sebeplerle ve hatta bilgisi dahilinde olmayan bir dava konusuyla ilgili olarak ve özellikle de savunma hakkını kullanamamasına rağmen yargılamaya devam edilmesi hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz. Yeni düzenlemenin, gaip olan sanık hakkında duruşma açılmasının engellemesi, kanunun amaç olarak savunma hakkında atfettiği büyük önemi göstermektedir.
Diğer makale ve dilekçe örneklerimize buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…