MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ …. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada … 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28/11/2016 tarih ve 2015/320 E. – 2016/777 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nce verilen 20/04/2017 tarih ve 2017/143-2017/175 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında hizmet sözleşmesinin 5. maddesine göre davalının çalışma süresi boyunca davalının işyeri sırları ile müşteri çevresini üçüncü kişilere aktaramayacağının, iş akdinin sonlanmasında sonraki 6 ay içinde aynı konuda(faxserver) başka bir işle iştigal edemeyeceğinin ve doğrudan yahut dolaylı olarak bu konumda bulunup müvekkilinin müşteri çevresi ile irtibat kuramayacağının düzenlendiğini, bu maddeye aykırılık halinde davalının 50.000 USD cezai şartı ödeyeceğinin belirlendiğini, davalının hizmet sözleşmesini 20.06.2002 tarihinde feshettiğini, aralarında davalının da bulunduğu kişiler hakkında yapılan şikayete istinaden dava dışı 7 Gen Bilgi ve İletişim Hizm. Ltd. Şti.’ne ait işyerinde yapılan aramada davalının bilgisayarlarında, iş akdinin sonlanmasından itibaren 6 aylık süre içinde müvekkilinin müşterileri ile sanal ortamda yaptığı ticari bağlantı kurmaya yönelik yazışmaların bulunduğunu, bu durumun rekabet yasağına aykırı olduğunu ileri sürerek 50.000 USD cezai şartın fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru üzerinden faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; görev ve derdestlik itirazında bulunarak, müvekkilinin haklarının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini feshettiğini, cezai şartın sadece işçi aleyhine yazılmış olması nedeniyle geçersiz olduğunu, sözleşmenin feshiyle cezai şartın hükümsüz hale geldiğini, müvekkilinin cezai şartı gerektirecek faaliyetinin olmadığını, davacının faaliyet konusuyla alakalı başka bir işte çalışmadığını, cezai şartın fahiş olduğunu, tenkisinin gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 05…..2000 tarihli hizmet sözleşmesinin düzenlendiği, hizmet sözleşmesinin 5. maddesinde akdin sona ermesinden sonra 6 ay süre ile rekabet yasağının bulunduğu ve aksine davranış halinde 50.000,00 USD cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığı, … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/316 sayılı dosyasından davalı ile dava dışı ….’ya, davacıya ait bilgisayarın veri tabanının kendi bilgisayarlarına yüklenmesi nedeniyle mahkumiyet kararı
verilerek 11.06.2009 tarihinde kesinleştiği, … 7. İş Mahkemesinin 2002/1603 sayılı dosyasından hizmet sözleşmesinin davacı tarafından haksız olarak feshedildiği kabul edilerek davalının işçi alacaklarının tahsiline karar verildiği, sözleşme haksız feshedilse dahi bu durumun işçinin sır saklama yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı, sözleşmenin 5/d maddesinde akdin sona ermesinden sonra 6 ay süre ile uygulanması kabul edilen rekabet yasağının sır saklama yükümlülüğünü de kapsadığından davalının sır saklama yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 50.000 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesine göre işleyecek faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı vekilinin istinaf başvurusunun, … 7. İş Mahkemesinin …/11/2009 tarih 2007/20 Esas – 2009/821 Karar sayılı dosyasında dosyamızın davalısının açtığı işçilik alacaklarına ilişkin davada iş akdinin işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacak şekilde sonlandırıldığı kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatlarının reddedildiği, verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davalının imzaladığı hizmet akdinin rekabet yasağına ilişkin maddesinde bir coğrafi alan sınırlaması bulunmamasının işçinin iktisaden mahvına sebep olacak mahiyette olduğu, bu durumun çalışma özgürlüğüne ve sözleşme serbestisine ilişkin yasal düzenlemelere aykırı olduğu, sadece davalının bilgisayarında müşteri listesinin çıkmasının yeterli olmayıp bu listeyi kullanarak kendine veya üçüncü şahsa menfaat sağlayarak davacı zararına sebebiyet verdiğinin kanıtlanamadığı, davacının aynı hukuki sebebe istinaden dava dışı üçüncü şahıs aleyhine açtığı davayı da takipsiz bıraktığı, bu nedenlerle haksız rekabete ilişkin sözleşme hükmünün batıl olduğu, geçersiz sözleşmeye dayanılarak da cezai şart istenemeyeceği gerekçesiyle kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-… maddesi gereğince kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- 6100 sayılı Kanun’un Geçici …. maddesi …. fıkrası “Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun …/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.” hükmünü haizdir. İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne dair verilen 28.11.2016 tarihli karar, her ne kadar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarihten sonra verilmiş ise de, dava dosyasında ilk derece mahkemesince verilen ….07.2014 tarihli karar evvelce Yargıtayın 9. Hukuk Dairesinin 20.11.2014 tarihli 2014/30815 esas 2014/34794 karar sayılı ilamıyla incelemeden geçmiş olup, anılan Kanun maddesi uyarınca hükmün temyiz kanun yolu incelemesine tabi olduğu açıktır. Bu meyanda, ilk derece mahkemesince kararın hüküm kısmında istinaf kanun yolunun gösterilmiş olması da sonucu değiştirmeyecektir. Buna göre, dosyanın gönderildiği … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesince, ilk derece mahkemesi kararına yönelik kanun yolu incelemesi talebini içeren dilekçenin, temyiz istemine ait olduğunun kabulü ile dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilip 6100 sayılı HMK 353/1-b-… maddesi gereği ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına yönelik temyiz isteminin kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin 20.04.2017 tarih, 2017/143 esas ve 2017/175 karar sayılı kararının bozulup kaldırılarak davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
…- Dava, rekabet yasağından kaynaklanan cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında akdedilen sözleşmenin sonra erdiği tarih itibariyle 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte olup uyuşmazlıkta BK’nın 348 ve 349. madde hükümlerinin uygulanması
gerekmektedir. Taraflar arasında düzenlenen 05…..2000 tarihli hizmet sözleşmesinin 5. maddesindeki rekabet yasağına ilişkin düzenlemede coğrafi alan bakımından sınırlandırma yapılmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyet başlığı altında düzenlenen 48 ve devamı maddelerinde herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olduğu anayasal teminat altına alınmıştır. 818 sayılı BK’nın 349. (6098 sayılı TBK m. 445) maddesi uyarınca rekabet yasağının, işçinin ekonomik geleceğini tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve konu bakımından hakkaniyete uygun sınırlamalar içermemesi halinde rekabet yasağı hükmünün geçerli olmayacağı düzenlenmiştir. Somut olayda, taraflar arasındaki davaya konu hizmet sözleşmesinin rekabet yasağına ilişkin maddesinde coğrafi alan sınırlamasının bulunmaması, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı şekilde tehlikeye düşürecek nitelikte olduğundan yukarıda açıklanan çalışma özgürlüğüne ve kanuni düzenlemelere göre rekabet yasağına ilişkin sözleşme hükmünün batıl sayılması gerekmektedir. Mahkemece, bu husus gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin 20.04.2017 tarih, 2017/143 esas ve 2017/175 karar sayılı ilamının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 04/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.