Reddi Miras; miras bırakanın ölümü üzerine yasal veya atanmış mirasçıların ölenin her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte oluşan mirasın hak ve yükümlülüklerini reddetmesi olarak tanımlanmaktadır.
Miras hukuku ilkelerine göre yasal ve atanmış mirasçılar miras bırakanın ölümüyle kendiliğinden mirasçılık sıfatını kazanırlar. Mirasçılık sıfatı kazanıldığında ise artık miras bırakanın borçlarından yalnız tereke ile değil kendi şahsi mal varlıklarıyla da sorumlu hale gelirler.
MK. 599’a göre miras, miras bırakanın ölümü ile mirasçılara derhal ve kanunen geçer. Bunun için kural olarak mirasçıların bir irade açıklamasında bulunmalarına gerek yoktur. Yani miras bırakanın alacak ve borçları da mirasçılara geçer ve mirasçılar bundan sadece tereke ile değil kendi kişisel mal varlıkları ile de sorumlu olurlar. Miras bırakanın bu şekilde borca batık olduğu durumlar için ise mirasçıların bundan sorumlu olmaması için “mirasın reddi” müessesi bulunmaktadır.
Miras bırakanın ölümü üzerine miras kendiliğinden mirasçılara geçeceğinden ancak ölüm meydana geldikten sonra miras reddedilebilir. Miras bırakan ölmeden reddetme hakkı doğmaz. Mirasın reddi, Medeni Kanun (MK) 605-618. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Atanmış veya yasal mirasçılar iki şekilde “reddi miras” talebinde bulunabilirler:
MK m.609’a göre ayırt etme gücüne sahip ve ergin olan mirasçıların yazılı veya sözlü olarak mirası reddettikleri yönündeki kayıtsız ve şartsız beyanlarını Miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine bildirmeleri ile miras reddedilir. Söz konusu ret beyanı herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Yazılı veya sözlü olarak mahkemeye bildirilmesi yeterli olacaktır.
Mirasın reddine ilişkin beyan ile birlikte mirasçı tereke borçlarından sorumluluktan kurtulurken aynı zamanda mirasçı olma hakkı da ortadan kalkar.
-Tam ehliyetsiz kişilerin ret beyanı yasal temsilci tarafından yapılır.
-Vesayet altındakiler için MK m.463’e göre vasinin beyanının yanında sulh veya asliye hukuk mahkemelerinin izni de gerekir .
-Sınırlı ehliyetsiz kişilerde ise yasal temsilcinin onayı ile ya kendisi ya da yasal temsilcisi doğrudan ret beyanında bulunabilir.
-Mal ortaklığı rejiminde eşlerden biri diğerinin rızası olmadan ortaklık mallarına girecek bir malı reddedemez ve tereke borca batık ise bunu kabul edemez (MK m.225).
Ret beyanın kayıtsız ve şartsız olması gerekir (MK m.609). Aksi taktirde kayda ve şarta bağlanmış ret beyanı geçersiz olacağından mirasçı mirası kazanır. Bunun istisnası MK m.614’de düzenlenen sonradan gelen mirasçı lehine mirasın reddidir. Burada mirası reddeden mirasçılar kendilerinden sonra gelen mirasçıların, mirasın resmi tasfiyesinden önce, mirası kabul veya redde davet edilmelerini talep edebilirler. Bunun üzerine ret keyfiyeti o mirasçılara resmen tebliğ edilir. Bu mirasçılar bir ay içinde mirası kabul etmezse miras onlar tarafından da reddedilmiş sayılır ve miras iflas hükümlerine göre tasfiye edilir(TMK m.614)
Mirasçı miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesine yazılı veya sözlü olarak beyanda bulunmak suretiyle mirası reddedebilir(TMK. m. 609) Bu ret beyanı mirasın tümünü kapsayacak şekilde kayıtsız ve şartsız olmak zorundadır. Miras kısmen reddedilemez. Aksi halde mirasçı mirası iktisap eder.
Mirasın reddi işlemi yanılma, aldatma, korkutma sonucu olmamışsa ret beyanının Sulh Hakimince tescil işlemi yapıldıktan sonra tek taraflı olarak dönmek mümkün değildir. Yanılma, aldatma veya hile sonucu mirasçının ret beyanında bulunması halinde yapılan ret işlemi için iptal talebinde bulunulabilir.
Mirasın reddi için öngörülen süre kanunda üç ay olarak belirlenmiştir. Buna göre miras bırakanın ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren üç aylık süre içinde mirasın reddi talebinde bulunması gerekir. Bu ret talebi Sulh Hakiminin taktir yetkisi olmadan tescil edilir.
Miras üç ay içinde reddedilebilir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat etmedikçe miras bırakanın ölümünden itibaren, atanmış mirasçılar için tasarrufun kendilerine resmen bildirildiği tarihte işlemeye başlar (TMK. m. 606). Bu süre içinde reddedilmeyen miras iktisap edilmiş olur.
Diğer bir süre olarak resmi defterin tutulduğu hallerde ret süresi bir ay olarak düzenlenmiştir (TMK. m. 626). Defter inceleme süresi bittikten sonra mirasçı mirası reddettiğini, resmi tasfiye istediğini veya deftere göre ya da kayıtsız şartsız kabul ettiğini beyan etmelidir. Ancak gerekli hallerde hakim ek süre verebilir (TMK. 626). Bu bir aylık süre tereke defteri tutan Sulh Mahkemesinin mirasçıları tereke hakkında kararlarını açıklamak üzere mahkemeye davet ettiği çağrının mirasçılara tebliği ile başlar (TMK m. 626).
Mirasın reddi ile ilgili sürelerin başlangıcı şu şekillerde gerçekleşir:
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…