T.C. YARGITAY
12. Hukuk Dairesi Esas No :2018/2790
Karar No :2018/5318
Karar Tarihi : 28.05.2018
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı
tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası
için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler
okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili, müvekkili aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığını, takibe konu ilamın kesinleşmediğini,
manevi tazminat alacağına ilişkin ilamların kişiler hukukuna yönelik olduğundan kesinleşmeden takip
konusu yapılamayacağını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, aile
ve şahsın hukukuna ilişkin ilamların kesinleşmeden icraya konulamayacağı gerekçesiyle talep kabul
edilerek takibin iptaline karar verildiği görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken
HUMK’nun 443/1. maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın
kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda
düzenlenmiştir.
Aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK.443/4 m.) kesinleşmeden icra edilemez. Anılan
maddede belirtilen hükümler, Medeni Kanunun “Kişiler Hukuku” ve “Aile Hukuku” kitaplarında yer alan
konulara ilişkin tüm hükümler olmayıp, kişinin doğrudan şahsı ya da ailevi yapısı ile ilgili hukuki
durumunda değişiklik yaratan ilamlar ile bu ilamların feri niteliğindeki hükümlerdir (örneğin
ad,soyad,yaş tashihi,velayetin nez’i, babalık davası,nesep tashihi, boşanma ve bunun fer’i
niteliğindeki hükümler gibi…). Yine çocuk teslimine ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilamlar
da, kesinleşmedikçe icra edilemez …İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, sayfa 923-924).
Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan .. 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/548 Esas,
2014/1333 Karar sayılı ve 17/12/2014 tarihli ilamı, ölüm ve cismani zarar sebebi ile 6098 sayılı Türk
Borçlar Kanununun 56. maddesi gereğince hükmedilen manevi tazminata ilişkin olup, yukarıda
belirtilenler arasında yer almadığından takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmez.
O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle şikayetin kabulü
ile takibin iptaline hükmolunması isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle
İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek
halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…