T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2017/11871
Karar: 2017/8998
Karar Tarihi: 05.06.2017
ÖZET: Davacı aylık kira bedelinin bin dört yüz TL olduğunu iddia ederek, ödenmeyen on aylık kira alacağının tahsili için icra takibi başlatmıştır. Davalı ise yargılama sırasında kira bedelinin aylık üç yüz elli TL olduğunu belirtmiştir. Davacı aylık kira bedelinin bin dört yüz TL olduğunu ispatlayamamıştır. Aylık kira bedelinin miktarını davacı ispat edemez ise, davalının beyan ettiği aylık kira miktarının alacağın hesabında esas alınması gerekir. Davalı tarafça kabul edilen miktar yönünden borcun ödendiğini ispat yükü davalıda olup ödeme hususu ispat edilememiştir. Bu durumda, mahkemece davalının kabul ettiği aylık üç yüz elli TL kira bedeli üzerinden hesaplama yapılarak sonucuna göre takibe konu alacak miktarı belirlenip hüküm altına alınması gerekir.
(4721 S. K. m. 6) (2004 S. K. m. 67)
Taraflar arasındaki itirazın iptali ve tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine, tahliye konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında aylık 1.400.-TL bedelli sözlü kira sözleşmesi bulunduğunu, davalının kira bedellerini ödememesi üzerine aleyhine başlatılan icra takibine yaptığı itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kira bedelinin aylık 350.-TL olduğunu ve davalının borcu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tarafın sözlü kira sözleşmesine dayanarak başlatmış olduğu takipte belirtmiş olduğu alacak miktarı ve dava dilekçesinde belirtilen hususların yazılı delillere dayanmadığı ve davalının yeminiyle de davacı tarafın iddialarını çürüttüğü anlaşılmış olup davacının kira alacağını ispatlayamaması sebebiyle, davalının takip dosyasına yapmış olduğu itirazın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davanın reddine ve davacının % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatını davalıya ödemesine ve tahliye talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Kural olarak, kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti davacıya, davalı tarafından kabul edilen kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise davalıya düşer. Davacının talep ettiği kira miktarına göre …nun 200. maddesi hükmü uyarınca davacı kira bedelini yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. Aksi halde davalının bildirdiği miktar esas alınmalıdır. Yine davalı kiracı da kira borcunun ödendiğini H.M.K.nun 200. maddesi gereğince yazılı belge ile ispat etmelidir.
Somut olayda; davacı aylık kira bedelinin 1.400.-TL olduğunu iddia ederek, ödenmeyen 01.09.2012- 01.06.2013 tarihleri arası 10 aylık kira alacağının tahsili için icra takibi başlatmıştır. Davalı ise yargılama sırasında kira bedelinin aylık 350.-TL olduğunu belirtmiştir. Davacı aylık kira bedelinin 1.400.-TL olduğunu ispatlayamamıştır. Aylık kira bedelinin miktarını davacı ispat edemez ise, davalının beyan ettiği aylık kira miktarının alacağın hesabında esas alınması gerekir. Davalı tarafça kabul edilen miktar yönünden borcun ödendiğini ispat yükü davalı da olup ödeme hususu ispat edilememiştir. Bu durumda, mahkemece davalının kabul ettiği aylık 350.-TL kira bedeli üzerinden hesaplama yapılarak sonucuna göre takibe konu alacak miktarı belirlenip hüküm altına alınması gerekirken, takipten önceki aylara ilişkin olarak davalı tarafından yapılan 6.000.-TL’lik ödemenin takip konusu aylara ait olduğu kabul edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı …ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…