Yargı Kararları

MÜTEVEFFANIN DAVALI İŞYERİNDE SİGORTALI OLARAK ÇALIŞTIĞI HUSUSUNDA İHTİLAF BULUNMAMAKLA BİRLİKTE İLİNE GİDİŞ KOŞULLARI TAŞIMADIĞI – MÜTEVEFFANIN KENDİ ŞAHSİ İŞİ İÇİN GİTTİĞİ VE BU SIRADA KAZA GEÇİREREK VEFAT ETTİĞİNE İLİŞKİN KARAR

T.C. YARGITAY

21.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/18158
Karar: 2016/9853
Karar Tarihi: 14.06.2016

TESPİT DAVASI – MÜTEVEFFANIN DAVALI İŞYERİNDE SİGORTALI OLARAK ÇALIŞTIĞI HUSUSUNDA İHTİLAF BULUNMAMAKLA BİRLİKTE İLİNE GİDİŞ KOŞULLARI TAŞIMADIĞI – MÜTEVEFFANIN KENDİ ŞAHSİ İŞİ İÇİN GİTTİĞİ VE BU SIRADA KAZA GEÇİREREK VEFAT ETTİĞİ – HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Somut olayda ise; müteveffanın davalı işyerinde sigortalı olarak çalıştığı hususunda ihtilaf bulunmamakla birlikte, iline gidiş nedeni ve amacının sayılan koşulları taşımadığı, müteveffanın kendi şahsi işi için gittiği ve bu sırada kaza geçirerek vefat ettiği anlaşıldığından, mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken, kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

(506 S. K. m. 11, 13)

Dava ve Karar: Davacı murisi, davalılardan işverenlere ait işyerinde çalışırken geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalılardan Kurum vekili ile … tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Dava; davacının eşi müteveffa 06.03.2011 tarihinde geçirdiği trafik kazasının iş kazası olarak tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 06.03.2011 tarihinde içinde müteveffa, olduğu aracın giderken kaza geçirdiği, aracı kullanmakta olduğu, araç sahibinin ise olduğu, davalı Kurum müfettişinin 12.10.2011 tarihli raporunda; müteveffanın olay tarihinde rehabilitasyon merkezinde çalıştığı hususunda çekişme olmadığının, ancak müteveffanın gidişinin işi ve işyeri ile ilgili olmadığının, tamamen özel nedenlerle gittiğinin, bu nedenle de olayın iş kazası olmadığının bildirildiği, davalı Kurum müfettişine verdiği ifadesinde; müteveffanın davalı okula gayri resmi ortak olduğunu, ancak sigortalı olarak çalışıyor göründüğünü, müteveffanın hisseleri devralabilmek için borçlarını ödemesi gerektiğini söylediğini, bu nedenle Antalya’dan vadeli olarak traktör alıp bunu satıp parası ile borçları ödemeyi düşündüğünü beyan ettiği,

İş kazasının tespiti istemine ilişkin bu tür davalar 506 sayılı Yasa’nın 11. maddesinden (5510 sayılı Yasa’nın 13.maddesinden) kaynaklanmaktadır. Anılan maddeye göre, iş kazası, a) sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b) işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla, c) sigortalının, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d) sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında sigortalıyı hemen veya daha sonra bedence veya ruhça arızaya uğratan olaylardır. Zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası sayılması için, 1) sigorta olayına maruz kalan kişinin sigortalı olması, 2) sigorta olayının maddede sayılı sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. Başka bir anlatımla, sigorta olayının, iş kazası sayılabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunlu olup İş kazası tespiti davaları bakımından özel olarak belirlenmiş bir ispat yöntemi de yoktur. Bu davaların her türlü delille ispatı mümkündür.

Somut olayda ise; müteveffanın davalı işyerinde sigortalı olarak çalıştığı hususunda ihtilaf bulunmamakla birlikte, iline gidiş nedeni ve amacının yukarıda sayılan koşulları taşımadığı, müteveffanın kendi şahsi işi için gittiği ve bu sırada kaza geçirerek vefat ettiği anlaşıldığından, mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken, kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, temyiz eden davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına, temyiz harcının istek halinde davalılardan ye iadesine, 14.06.2016 gününde oybirliği ile, karar verildi.

Lawyer Antalya

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

4 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

4 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

4 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

4 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

6 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

7 ay ago