Bilgi Deposu

Müşteki Vekili, Hazırlık Soruşturmasındaki Dinlemede Bulunabilir mi?

Müşteki Vekili, Hazırlık Soruşturmasındaki Dinlemede Bulunabilir mi?
Uygulamada, hazırlık soruşturması sırasında, mağdur dinlenirken, yanında
vekili de hazır bulundurulmaktadır. Oysa CMK’nın 236 maddesi uyarınca; “(1) Mağdurun
tanık olarak dinlenmesi halinde, yemin hariç, tanıklığa ilişkin hükümler uygulanır…(2)
İşlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdur, bu suça ilişkin soruşturma
veya kovuşturmada tanık olarak bir defa dinlenebilir”. Bu düzenleme uyarınca mağdurun
beyanı, tanık beyanı olarak değerlendirilebilecektir ve üstelik 2. fıkradaki koşullar mevcut ise
bu sıfatla bir kez dinlenebilecektir. Bu durumda uygulamada, ileride tanık beyanı olarak
değerlendirilebilecek bir ifade, vekil huzurunda alınmış olmaktadır. Pekiyi bu dinleme
sırasında kimler hazır bulunmaktadır? Bireysel iddia makamı ve vekili, kamu adına
soruşturmayı gerçekleştiren toplumsal iddia makamı. Buna karşın, ileride tanık beyanı olarak
değerlendirilebilecek bir ifade alınırken, bireysel savunma makamı olan sanık ve toplumsal
savunma makamı olan müdafi bulunmamaktadır. Bu durumda delilerin müşterekliği ve yüz
yüzeliği ilkelerinden uzaklaşılmaktadır. Tanık beyanı olarak değerlendirilebilecek son derece
önemli bir delil, tanık olarak nitelendirilebilecek mağdurun vekili huzurunda elde
edilmektedir. Bu delil elde edilirken, savunma makamlarına tartışma imkânı tanınmadığı
halde, müştekinin vekili hazır bulunmaktadır. Üstelik CMK’da mağdur veya müştekiye,
soruşturma sırasında vekil isteme hakkı tanındığı halde (madde 234/1-a-3), vekil huzurunda
dinlenme hakkı tanınmış değildir. Oysa sanıkla ilgili düzenlemede, hem müdafi atanmasını
isteme hakkı, hem de müdafinin ifade alma veya sorguda hazır bulunabileceği ayrı ayrı
düzenlenmiştir (madde 147/1-c). Kanun koyucu, sanık için, hem müdafi atanmasını isteme,
hem de müdafinin ifade sırasında bulunma hakkını ayrı ayrı düzenlediği halde, mağdur ve
müşteki açısından vekilin hazır bulunma hakkını hüküm altına almamıştır. Bu hatayla
yapılmış bir düzenleme değildir; bilinçlidir. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi, mağdur beyanı,
tanık beyanı olarak değerlendirilebilecektir ve böyle bir delilin, savunma hazır olmadığı
halde, beyanda bulunanın temsilcisi huzurunda elde edilmesi hukuka aykırıdır. Üstelik sanığın
susma hakkı, yalan söyleme hakkı bulunduğu halde, müşteki için bu tür haklar söz konusu
değildir. Diğer yandan müştekiden, baskı altında tutularak delil elde edilmesi ihtimali de
yoktur. Yani yasak sorgu yöntemlerinin muhatabı müşteki değil, sanıktır. O halde, soruşturma
8
aşamasında müşteki dinlenirken vekilinin hazır bulunmasının teminat altına alacağı bir hak da
yoktur. Kısaca, soruşturmada vekilin hazır bulunmasının ne mantıksal bir temeli mevcuttur,
ne de pozitif hukukta dayanağı.
Buna rağmen, soruşturma aşamasında mağdurun ifadesi alınırken, vekilinin
hazır bulundurulması, uygulamada ortaya çıkan büyük bir yanlıştır.
Bu düzenlemede kanun koyucunun, vekil tayini ile ne amaçladığı sorulabilir.
Mağdur ile şikâyetçinin hakları ile ilgili CMK’nın 234/1-a maddesi hükmü şöyledir:
“Soruşturma evresinde;
1. Delillerin toplanmasını isteme,
2. Soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak koşuluyla Cumhuriyet
savcısından belge örneği isteme,
3. Vekili yoksa, baro tarafından kendisine bir avukat görevlendirilmesini
isteme,
4. 153 üncü maddeye uygun olmak koşuluyla vekili aracılığı ile soruşturma
belgelerini ve elkonulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceletme,
5. Cumhuriyet savcısının, kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararına
kanunda yazılı usule göre itiraz hakkını kullanma”.
İşte vekilin görevi, 3. bend dışında kalan tüm hakların kullanılmasına
yardımcı olmaktır. Özellikle, 4. bendde belirtilen inceleme hakkı, müştekiye değil, sadece
vekiline tanınmıştır. Müşteki için vekil atanmasının sebebi, sadece bu hakkın kullanılmasını
sağlamak dahi olabilir. Kısaca, “dinleme sırasında hazır bulunmayacaksa, soruşturmada vekil
atanmasının sebebi nedir?” sorusunun cevabı, CMK 234/1-a hükmündeki hakların
kullanılmasını sağlamaktır.

Lawyer Antalya

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

3 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

3 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

3 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

3 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

5 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

6 ay ago