Yargı Kararları

MURİSİN NÜFUS KAYIT BİLGİLERİ VE ADRESİ ARAŞTIRILMADIĞI BU HUSUSLAR TAPU MÜDÜRLÜĞÜNDEN SORULMADIĞI

T.C. YARGITAY

14.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/12937
Karar: 2016/2555
Karar Tarihi: 01.03.2016

MİRASÇILIK BELGESİ VERİLMESİ İSTEMİ – MURİSİN NÜFUS KAYIT BİLGİLERİ VE ADRESİ ARAŞTIRILMADIĞI BU HUSUSLAR TAPU MÜDÜRLÜĞÜNDEN SORULMADIĞI – HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Murisin ve mirasçılarının nüfus kayıtları ile adreslerinin belirlenmesi, bu bilgilerin elde edilebilmesi için bütün imkanların kullanılması gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece tapu kayıtları ve dayanak belgeleri, murisin malik olduğu taşınmaza ilişkin akit tablosu getirtilerek, murisin nüfus kayıt bilgileri ve adresi araştırılmamış, bu hususlar Tapu Müdürlüğünden sorulmamıştır. Murise ait taşınmaz varsa tapu kaydı ve dayanağı belgelerin ayrıca murisin kardeşi olduğu iddia edilen….’in alt ve üst soylarını gösterir nüfus kayıtları da getirtilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.

(4721 S. K. m. 30)

Dava ve Karar: Davacı vekili tarafından, 25.03.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.07.2015 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.

Davacı vekili, muris….’in 10.03.1963 tarihinde bekar ve çocuksuz olarak vefat ettiğini, kendisinin murisin kardeşi…’in oğlu…’dan olma torunu olduğunu ve veraset ilamının çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, murisin mirasçıları olarak kardeşleri….,…., …., .. ve …’in kaldığı… İlçe Nüfus Müdürlüğünün 1955 yılından önce yangın geçirdiği, kayıtların 1956 yılında yersel yazımla oluştuğu, 1955 yılı öncesi tescil kayıtlarına (ölüm, evlenme, boşanma ..vb) ve murisin kardeşlerinden…,…. ve….’in nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı, tanık beyanlarından….’in mirasçıları tespit edilebilse dahi, … ve ….’in bekar ve çocuksuz olarak vefat ettiğine ilişkin bilgi sahibi olmadıklarının anlaşıldığı, bu nedenle…. ve….’in bekar ve çocuksuz olarak vefat ettiğine ilişkin davacının soyut beyanından başkaca bir delilin davacı tarafça dosyaya ibraz edilmediği, mirasçılar hakkında Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü cevabi yazısı ile herhangi bir kayda ulaşılamadığı anlaşıldığından davanın ispat edilemediği gerekçesiyle, reddine karar verilmiştir.

Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 30. maddesi hükmünde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re’sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.

Somut olayda; murisin ve mirasçılarının nüfus kayıtları ile adreslerinin belirlenmesi, bu bilgilerin elde edilebilmesi için bütün imkanların kullanılması gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece tapu kayıtları ve dayanak belgeleri, murisin malik olduğu taşınmaza ilişkin akit tablosu getirtilerek, murisin nüfus kayıt bilgileri ve adresi araştırılmamış, bu hususlar Tapu Müdürlüğünden sorulmamıştır. Murise ait taşınmaz varsa tapu kaydı ve dayanağı belgelerin ayrıca murisin kardeşi olduğu iddia edilen….’in alt ve üst soylarını gösterir nüfus kayıtları da getirtilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 01.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi

Lawyer Antalya

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

4 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

4 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

4 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

5 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

7 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

7 ay ago