Saklı Pay Nedir? Saklı Pay Oranları Nasıldır?
Miras bırakanın vasiyetname veya başkaca ölüme bağlı tasarrufta bulunma durumunda mirasçıların yasal saklı payının belirlenmesi hak kaybının önlenebilmesi açısından oldukça önemlidir. Miras bırakan, yapmış olduğu sağlar arası veya ölüme bağlı tasarruf ve bağışlamaları ile mirasçılarının bahsetmiş olduğumuz saklı paylarına tecavüz etmiş olabilir. Bu gibi tecavüzleri ve yaşanabilecek hak kayıplarını önleyebilmek için kanun, saklı paylı mirasçılara, miras bırakanın ölümünden sonra, bu türden tasarrufların tenkisini talep ve dava etme hakkını vermiştir.
Bu tecavüz ve ihlallerin önlenebilmesi için öngörülen Tenkis davasının konusu, ölenin saklı paya tecavüz eden tasarruflarının örneğin bağışların vb. söz konusu tecavüz oranında yani saklı paya müdahale eden kısım oranında indirilmesi ve bu indirilen kısmın saklı paylı mirasçıya tahsis olunmasıdır.
TMK. Md.560’da tenkis davasını düzenlenmiştir ve bu düzenlenen maddenin ilk fıkrası, “saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.” şeklindedir.
Yukarıda izah ettiğimiz üzere söz konusu tenkis talebi hakkının kullanılabilmesi için;
1. Miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufları veya sağlar arası bağışlamaları ile tasarruf oranını(saklı paya tecavüz edecek şekilde) aşmış olması
2. Mirasçının saklı pay hakkının ihlal edilmiş olması aranmaktadır.
Tenkis Davasını Kimler Açabilir?
Saklı payı ihlal edilen mirasçı, tenkis davası açmaya yetkilidir. Ancak tahmin edileceği üzere, mirastan feragat sözleşmesiyle hakkından vazgeçen veya mirastan ıskat edilen veya mirastan yoksun bulunan mirasçının tenkis talebi hakkı yoktur.
Bazı hallerde, saklı paylı mirasçıların alacaklılarının da tenkis davası hakkı vardır. TMK md.562 gereğince, mirasçının borçlarını ödemekten aciz olması ve saklı payın tecavüz edildiğini gördüğü halde hakkını aramaması halinde, bunun alacaklıları onun yerine tenkisi talep ve dava edebilirler.
TMK md. 562 hükmü, mirasçı yerine tenkis davası açma yetkisi bazı şartlara bağlamıştır;
1. Saklı paylı mirasçının alacaklılarının veya iflas masasının elinde, bir ödemeden aciz belgesinin veya iflas kararının bulunması gerekir.
2. Saklı paylı mirasçının tenkisi talep ve dava etmemiş bulunması gerekir.
3. Alacaklıların veya iflas masasının, tenkis davası açmasını saklı paylı mirasçıya ihtar etmiş olmaları ve yapılan bu ihtarın semeresiz kalması gerekir.
Tenkis davalarında, yetkili ve görevli mahkeme miras bırakanın son ikametgahındaki Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili ve görevlidir.
Tenkis davasında, dava olunan taraf, saklı paya tecavüz eden bağışların lehine yapılmış olduğu kişilerdir. Dava olunan kimse, lehine vasiyetname bıraktığı kimse, kanuni veya atanmış bir mirasçı da olabilir.
Saklı payının tecavüze uğradığını düşünen kişi tenkis talebini ancak miras bırakanın ölümünden sonra ileri sürülebilir. Bu hak mirasçının saklı payının ihlal edilmiş olduğunu öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar ve 1(bir) yıllık süre hak düşürücü süredir. Ancak mirasçının saklı payına tecavüz edildiğinden haberdar olmadığı hallerde, herhalde 10(on) yıllık hak düşürücü süre geçerli olur. Bu sürenin başlangıcı vasiyetname ile yapılan tasarruflar hakkında vasiyetnamenin açıldığı gündür. Buna karşılık, miras sözleşmesi ile veya sağlar arası bir işlem ile yapılan tasarruf ve bağışlaya yönelik tenkisi davasında, 10(on) yılık süre miras bırakanın ölümü anından itibaren işlemeye başlar. Çünkü bu kavramlar vasiyetnamenin açılması kavramının içine girmemektedir.
Bahsetmiş olduğumuz saklı pay oranları;
Miras bırakanın çocukları için miras payının yarısı,
Anne ve babadan her biri için miras payının 1/4’ü,
Sağ kalan eş için anne baba veya çocuklar ile mirasçı olması halinde yasal miras payının tamamı,
Diğer hallerde miras payının 3/4’ü oranındaki haklarının miras bırakan tarafından vasiyetname ya da başka ölüme bağlı tasarrufla herhangi bir kişi veya kuruma bırakılamaması durumuna saklı pay denir. Yani miras bırakan hayattayken bu saklı payları delecek şekilde bir tasarrufta bulunmuşsa dahi saklı pay korunur.
Kanunumuza göre, saklı paylı mirasçılar birinci zümrede miras bırakanın altsoyu ( yani birinci zümrenin tamamı) yani çocuklar, torunlar, torun çocuklarıdır. İkinci zümrede ölenin ana ve babası saklı pay sahibidirler. Buna karşılık, kardeşlerin, kardeş çocuklarının saklı payları yoktur. Üçüncü zümrede saklı paylı mirasçı yoktur. Kanunumuz bunların haricinde de sağ kalan eşe de saklı pay hakkı tanımıştır.
Öte yandan saklı paylar ve tasarruf oranı terekenin net değeri üzerinden hesaplanır. Dolayısıyla saklı pay oranları karşılığında çıkacak değerler için öncelikle aşağıdaki terekenin pasifi olan değerler tereke aktifinden çıkarılır.
1. Tereke borçları
2. Cenaze masrafları
3. Tedbir masrafları
4. Miras bırakan ile birlikte yaşayanların 3 aylık geçim gideri