T.C
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO.2015/16925
KARAR NO.2016/8339
KARAR TARİHİ.12.10.2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.08.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddedildiğinin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından istenilmek ile süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava TMK’nın 605/2 maddesi uyarınca terekenin borca batık olduğunun tespiti ve mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacıların kardeşi miras bırakan …’ün borçları nedeniyle icra müdürlüklerince icra takipleri yapıldığını, miras bırakanın faizler hariç toplam 130.000,00 TL borcu bulunduğunu, borcun işleyen faizlerle birlikte 200.000,00 TL’ye ulaştığını; terekenin borca batık olduğunu ileri sürerek mirasın hükmen reddine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davalı …Kooperatifine olan borcun, davacı tarafından kapatılması nedeniyle, bu davalı yönünden davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davalı …Kooperatifi cevap dilekçesiyle, borcun ödenmiş olması nedeniyle davanın husumetten reddini savunmuştur.
Davalı …, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Miras bırakanın ölüm tarihinde, ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. (TMK m. 605/2) Mirasçılar, TMK’nın 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça, yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman miras bırakanın ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. TMK’nın 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür.
Mirasın hükmen reddinde terekenin borca batık olduğunun tespiti gerekir. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması, terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunu gösterir. Miras bırakanın ödemeden aczi, ölüm tarihine göre belirlenir.
Ölüm tarihi itibariyle miras bırakanın tüm mal varlığı aktifini, tüm borçları ise pasifini oluşturur. Bu amaçla miras bırakana ait tüm mal varlığının eksiksiz olarak araştırılması, borçlarının eksiksiz tespiti ve sonucunda terekenin borca batık olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Bu davada yetkili mahkeme, alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca TMK’nın velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tüzüğün 39/2 bendi gereğince vekaletnamenin, vekilin mirasın reddi yetkisini içermesi zorunludur.
Açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olaya gelince; Davalı …Kooperatifi borcun ödenmiş olması nedeniyle davanın husumetten reddini savunmuştur. Bu durumda mahkemece Türk Medeni Kanununun 610. maddesi uyarınca, davalı kooperatife mirasçılar tarafından bir ödeme yapılıp yapılmadığı, terekenin sahiplenilip, sahiplenilmediğinin araştırılması gerekir. Belirtilen husus gözardı edilerek sonuca gidilmesi doğru değildir.
Ayrıca Hukuk Mahkemeleri Kanununun 312/1 maddesinde, feragat veya kabul beyanında bulunan tarafın davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerine hükmedileceği öngörülmüştür. Davacı vekili, davalı kooperatif aleyhine açtığı davadan feragat ettiğini bildirdiği halde, davalı kooperatifin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması isabetsizdir.
Öte yandan murisin ölümü anında terekenin borca batık olduğunun tespiti isteği bir eda davası niteliğinde olmayıp, mirasçıların bir irade açıklamasında bulunmalarına gerek kalmaksızın, kanundan dolayı mirasın reddedilmiş sayılması sonucunu doğuran “mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak kanun gereği kazanırlar” şeklindeki (TMK m. 599/1). yasal kuralının istisnasını oluşturan bir hukuki durumun saptanmasına yönelik dava türüdür. Bu niteliği gereğince maktu harca tabidir. Kabul veya reddi halinde de maktu vekalet ücretine hükmedilir. (HMK madde 326) Mahkemece maktu harç alınması gerekirken, nispi harca hükmedilmesi doğru değildir.
Bunun yanı sıra, mahkemece davalının vekiline verdiği vekaletnamede mirasın reddine içeren özel yetki bulunmadığı anlaşmıştır. Davacı vekilinin özel yetkiyi içeren vekaletname ibraz etmesi için süre verilmeden ve bu eksiklik tamamlattırılmadan; diğer eksik hususlar üzerinde durulmaksızın noksan incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki nedenlerle davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…