Yargı Kararları

Mirasın Hükmen Reddi Yargıtay Kararı

T.C
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2015/2918
KARAR NO. 2016/4100
KARAR TARİHİ.05.04.2016
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.03.2013, 21.10.2013 ve 28.01.2014 günlerinde verilen dilekçeler ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 15.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmek İle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Dava, TMK’nın 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacıların murisi …’un borçlarından dolayı mirasçıları aleyhine ….. İcra Müdürlüğünün 2013/1822 Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, murisin terekesinin borca batık olduğunu, mirası reddettiklerini belirterek bu beyanlarının tespit ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

Davalılardan Yapı Kredi Bankası vekili davanın süresinde açılmadığını, davacıların murislerinin borçlarını karşılayacak kadar mal varlığının bulunduğunu, murisin mal varlığının muvazaalı işlemler ve TMK’nın 618. maddesi uyarınca davacıların sorumlu olduğu değer olup olmadığı yönünden incelenmesi gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, murisin tüketici sıfatından kaynaklanan borçlarının olduğu ve bu nedenle davaya bakma görevinin tüketici mahkemesinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.

Davacılar vekili asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu ileri sürerek hükmü temyiz etmiştir.
Mirasın hükmen reddi davasının özelliği gereği ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca TMK’nın Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2 bendi gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.

Bir davada olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK m. 33). Dava dilekçesi içeriğine göre dava, ölüm tarihinde murisin ödemeden aczinin tespiti isteğine ilişkindir (TMK m. 605/2). Uyuşmazlık davacıların mirasçılık sıfatından doğan bir davadır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, sadece tüketici işlemleriyle tüketicilere yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Görülmekte olan davada ise 6502 sayılı Kanunun uygulaması ile ilgili bir ihtilaf söz konusu olmadığı gibi bu tür uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu konusunda bir düzenleme de bulunmamaktadır.
23.12.1942 günlü ve 24/29 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, mirasın hükmen reddi davasında görevli mahkeme borç miktarına göre belirlenir. Davanın açıldığı tarihten önce yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ise asliye hukuk ve sulh hukuk mahkemesinin görevli olup olmadığını tayin ve tespitte dava konusunun değeri ve miktarı ölçüsünü kaldırmış, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda, görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğu hükme bağlanmıştır (HMK m. 2/1).

Kanunda bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin davalarda asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması zorunludur.

Tüketici mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, BOZULMASINA,peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.

Alanya Lawyer

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

3 hafta ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

3 hafta ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

1 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

1 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

3 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

4 ay ago