Bilgi Deposu

KORONAVİRÜS ETKİLERİNİN MÜCBİR SEBEP AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Aralık 2019’da Çin’in Vuhan kentinde tespit edilen COVID-19 (Koronavirüs), kısa sürede ülkemiz dahil
pek çok ülkeye yayılarak dünya geneline ulaşmıştır. Küresel olarak yaşanan bu olumsuz durum insan
sağlığına karşı önemli bir tehdit oluşturmanın yanı sıra, beraberinde birtakım sosyal, ekonomik, ticari ve
hukuki sorunları da getirmiştir.
Ülkemizde alınmakta olan önlemler/ getirilen kısıtlamalar dikkate alındığında, söz konusu ekonomik ve
ticari sorunlar ile yakından bağlantılı olarak gündeme gelen önemli konulardan biri de koronavirüsün bir
mücbir sebep hali olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve bu değerlendirmeye bağlı olarak
sözleşmesel edimlerin ifası üzerindeki etkisinin nasıl olacağına ilişkindir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, tanımı mevzuatta açıkça yer almayan ve fakat Yargıtay içtihatları ve öğreti
ile şekillenen mücbir sebep kavramı, sözleşmenin yapıldığı sırada önceden dikkate alınması ve bunun
sonucu olarak önüne geçilmesi olanaksız olan ve dış etkilerden kaynaklanan olaylar olarak
tanımlanabilmektedir. Bu kapsamda mücbir sebebin birtakım ana unsurları olduğundan bahsedilebilir;
bunlar (i) mücbir sebebin, mücbir sebebi öne süren taraftan kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş ve
kontrolü dışında gerçekleşmiş olması, (ii) mücbir sebep halinin tahmin edilemez olması ve (iii) tüm
önlemler alınmasına rağmen mücbir sebep haline karşı koymanın imkânsız olmasıdır. Bunların yanı
sıra, Yargıtay’ın, mücbir sebep oluşturduğu iddia edilen olayın ülke genelinde etkili olup olmadığı, benzer
hukuki ilişkilere etkisi ve tarafların tacir olup olmadığı gibi kriterleri de değerlendirdiği görülmektedir.
Somut olarak belirtmek gerekir ise, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.06.2018 tarihinde verdiği
2017/1190 Esas ve 2018/1259 Karar sayılı kararında mücbir sebep; “…sorumlu veya borçlunun faaliyet
ve işletmesi dışında meydana gelen, genel bir davranış normunun veya borcun ihlâline mutlak ve
kaçınılmaz bir şekilde yol açan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir
olaydır.” şeklinde tanımlanarak deprem, sel, yangın, salgın hastalık gibi olayların mücbir sayılacağı
belirtilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, herhangi bir somut olay özelinde koronavirüs kaynaklı bir uyuşmazlık
bilindiği kadarıyla henüz bir yargı yoluna taşınmamış ve dolayısıyla koronavirüsü etkilerinin mücbir
sebep olarak nitelendirilmesine ilişkin bir karara rastlanmamıştır. Bununla birlikte, Yargıtay’ın yukarıdaki
somut ifadeleri ve öğretide kabul edilen tanımlar ışığında, koronavirüsünün dünya genelinde hızla
yayılan ve ciddi/ kapsamlı tedbirlerin alınmaya başlandığı bir hastalık olduğu göz önüne alındığında, bir
salgın hastalık olarak mücbir sebep kapsamında değerlendirilebilmesi mümkün görünmektedir

Lawyer Antalya

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

3 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

3 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

3 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

3 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

5 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

6 ay ago