Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre ” kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi uyarınca da “ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” der.
Kanun tarafından öngörülen istisnalar ise; Gerek haksız fiilden gerek ise borca ayrılıktan doğan sorumluluk kusur sorumluluğudur. Her iki durumda da tazminat ödenmesinin temel koşulu haksız fiili yapanın veya borçlu olanın kusurlu olmasıdır. Bu durumda bir başkasının haksız eylemi sebebi ile zarar gören taraf sadece hukuka aykırı şekilde zarar gördüğünü değil, davalının kendisine yaptığı eylemin de kusurlu olduğunu ispat etmekle yükümlüdür. Mahkeme böyle olduğunda tazminata hüküm verebilir.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…