Yargı Kararları

İş Kazası Sonucu Manevi Tazminat Miktarına İlişkin Yargıtay Kararı

T.C.                                                                                                                                                                                    YARGITAY                                                                                                                                                                              21. Hukuk Dairesi                                                                                                                                                                Esas No           :2013/1589
Karar No        :2013/9138
Karar Tarihi : 07.05.2013

TAZMİNAT DAVASI – İŞ KAZASI SONUCU ÖLEN İŞÇİNİN YAKINLARININ
MANEVİ ZARARLARININ GİDERİLMESİ İSTEMİ – TAZMİNATIN
SINIRININ ONUN AMACINA GÖRE BELİRLENECEĞİ – MANEVİ
TAZMİNATIN FAZLA TAKDİRİNİN HATALI OLUŞU – HÜKMÜN
BOZULDUĞU

ÖZET: Dava, iş kazası sonucu ölen işçinin yakınlarının manevi zararlarının giderilmesi istemine
ilişkindir. Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar
vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi
huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir
ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde,
bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde
edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Bunlar her
olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de
karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
(4857 S. K. m. 77) (818 S. K. m. 47) (YİBK 22.06.1966 T. 1966/7 E. 1966/7 K.) (YHGK 23.06.2004 T.
2004/13-291 E. 2004/370 K.)
Dava: Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın
ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacılar ile davalılardan C… A.Ş. ve E… Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi,
C… A.Ş. vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu
anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi K G A tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve
temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve
sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak
yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar
tespit edildi:
Karar: Dava, iş kazası sonucu ölen işçinin yakınlarının manevi zararlarının giderilmesi istemine
ilişkindir.
Mahkeme, davacının davalı A… A.Ş. aleyhine açtığı davanın vazgeçme nedeniyle reddine, davacının
davalılar C… A.Ş. ve E… Ltd. Şti. aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile, muris M. Ö.’nün kızı D. Ö.
için 50.000,00 TL, kızı K. A. için 50.000,00 TL, oğlu O. Ö. için 50.000,00 TL, oğlu A. Ö. için 50.000,00
TL, annesi F. Ö. için 15.000,00 TL, kardeşi H. D. için 7.000,00 TL, kardeşi R. Ö. için 7.000,00 TL,
manevi tazminatın kaza tarihi olan 19.12.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte anılan
davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin
reddine, karar vermiştir.
İş Kanununun 77. maddesi İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetmeliğinin ilgili maddeleri incelenmek
suretiyle davalılar arasındaki ilişki, işyerinin niteliğine göre işyerinde uygulanması gereken önlemlerin
neler olduğu, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi
önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde
incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde,
saptanmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine dosyayı tevdi
ederek bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, tüm deliller birlikte
değerlendirilerek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Kabule göre ise; Davacıların babası, kardeşi ve oğlu olan M. Ö.’nün 19.12.2010 günü meydana gelen
iş kazası sonucunda öldüğü, kazanın meydana gelmesinde, ölen işçinin %20 oranında kusurlu olduğu
anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanununun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar
adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek
bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir
fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın
karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre
belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun
etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı
Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve
şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir
hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde
göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik
durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri
göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince
almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin
duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça
ortadadır. (HGK 23.06.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde ölen işçinin çocukları, davacılar D. Ö., K. A., O. Ö. ve A. Ö. yararına
hükmedilen manevi tazminatların fazla takdiri hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve
yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacılar ve davalılar C… San. A.Ş. ve E… Ltd. Şti.’nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları
kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz
itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere
iadesine, 07.05.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.

Alanya Lawyer

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

3 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

3 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

3 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

3 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

5 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

6 ay ago