Bilgi Deposu

İnançlı İşlem

İNANÇLI İŞLEM NEDİR?

İnançlı işlemler, bir borca teminat teşkil etmek veya idare olunmak üzere inananın bir hakkını veya malvarlığına dahil bir şeyi belirli bir süre veya amaçla inanılana geçirmeyi, inanılanın da inananın emir ve talimatlarına göre kullanıp amaç gerçekleşinceye veya süre dolunca hakkı tekrar inanana devretmeyi yüklendiği sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır.

“… İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak ve yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmeyi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir…” Y. 14. HD. 7.01.2014 T. 2013/3009 E. 2014/249 K.

İNANÇLI İŞLEMİN ŞARTLARI NELERDİR?

İnançlı işlem sebebiyle dava açılabilmesinin şartlarını incelemek gerekirse;

  • İnanç anlaşması olmalıdır.
  • İnanç anlaşmasının hukuki sebep oluşturması gerekir.
  • Kazandırıcı işlem mevcut olması gerekir.
  • Kural olarak devredilebilir nitelikteki tüm haklar inançlı işleme konu olabilir. Kişiye sıkı sıkıya bağlı olan kişisel haklar ile aile ve miras hukukundan doğan hakların inançlı işlem ile devredilmesine olanak yoktur.
  • Teminat için veya alacağın tahsil için temlik yapılabilir.

 

İNANÇLI İŞLEM NASIL İSPATLANABİLİR?

Bu hususta Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı bulunmaktadır. Bu karar dayanılarak verilen bir kararı incelemek gerekirse;

YARGITAY 14.Hukuk Dairesi, Esas: 2017/ 1444, Karar: 2017 / 9506, Karar Tarihi: 19.12.2017:

“…inançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir.

İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır. İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir. İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.

Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nın 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir. Yazılı delil veya “delil başlangıcı” yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m.188) yemin (HMK m. 225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir.

Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı taraf iddialarını tapu maliki …’ın imzalarını taşıyan yazılı delil veya davalı tarafın elinden çıkmış delil başlangıcı ile kanıtlayamamıştır. Ancak, davacı taraf delil listesinde açıkça yemin deliline de dayandığından davacıya yemin teklif hakkı hatırlatılarak HMK’nın 225 ve devamı maddeleri gereğince işlem yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.”

İNANÇLI İŞLEM SEBEBİYLE TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI NEDİR?

Tapu iptali ve tescili davaları taşınmazın aynına ilişkin davalardır. Taşınmaz mülkiyeti kural olarak tescille kazanılır ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu  m. 1024/2’ye göre bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.

Tapu iptal ve tescil davasının konusu, tapu sicilinde usule ve hukuka aykırı yapılan ya da artık gerçek durumu yansıtmayan kayıt ve tescil işlemlerinin gerçeğe uygun hale getirilmesidir. Dolayısıyla tapu iptali ve tescil davası doğrudan taşınmaza ilişkin mülkiyet hakkını ilgilendirmektedir.

Tapu iptali ve tescil davası ile, tapudaki tescil işleminin iptal edilmesi ve taşınmazın gerçek hak sahibi olan malikin adına tescil edilmesi amaçlanmaktadır. Böylece tapudaki tescil işleminin yolsuz tescil niteliği mahkeme tarafından tespit edilecek ve hukuki durum ile fiili durum arasında bağlantı kurulmak suretiyle somut olay adaleti sağlanacaktır.

Tapu iptal ve tescil davasının türüne göre tarafları değişebilmektedir.

Tapu İptal ve Tescil Davasını Kimler Açabilir?

Tapu iptal ve tescil davası, usule ve kanuna aykırı şekilde oluşturulmuş olan tapu kaydının iptalinde menfaati bulunan herkes tarafından açılabilmektedir.

Tapu İptal ve Tescil Davası Kime Karşı Açılır?

Tapu iptal ve tescil davası, yolsuz bir tescil sebebiyle tapuda o taşınmaz bakımından malik olarak görünen kişiye karşı açılmalıdır. Eğer bu dava tapuda malik olarak görünen kişiden başka birine karşı açılacak olunursa dava, taraf sıfatı yokluğu sebebiyle reddedilecektir.

Ayrıca taşınmazın tapuda birden fazla kişi adına elbirliğiyle mülkiyet şekilde kayıtlı olması halinde, davanın yine elbirliğiyle mülkiyete sahip olan maliklerin tümüne karşı birlikte açılması gerekir. Eğer vefat etmiş bir kimse adına kayıtlı bir taşınmaza yönelik olarak tapu iptal ve tescil davası açılacak ise dava vefat edenin yani murisin mirasçılarına karşı açılmalıdır.

İNANÇLI İŞLEM DAVALARI NE KADAR SÜRER?

Adalet Bakanlığı tarafından yargıda hedef süreler belirlenmiştir. Bu süreler davanın konusu ve niteliği uyarınca belirlenmiş olup İstinaf ve Yargıtay aşamaları bu süre içinde değerlendirilmez. Pratik uygulamalara göz atıldığında;

  • Dilekçelerin tam ve eksiksiz olması
  • Tebligat süreleri
  • Keşif yapılması ve bilirkişi incelemesi
  • Varsa tanıkların dinlenmesi gibi süreçler dava içeriğine göre değişiklik gösterir.

Genel ortalamalara bakıldığı zaman inançlı işlem davalarının ortalama olarak 12 ila 18 ay arasında sonuçlandığı söylenebilir. İlk derece mahkeme kararının ardından başlayan İstinaf ve Yargıtay aşamaları hesap edildiğinde bir davanın 3-4 yıla kadar uzaması mümkündür.

Ancak bir davanın en kısa süre içerisinde sonuçlanması doyanın yakından takip edilmesi ile birebir ilgilidir. İyi bir dosya takibi davanın gereksiz uzamasını engellemektedir.

Sena Doymuş

Recent Posts

Zorla Getirme

Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan ya da ifade…

5 gün ago

Sanığın Hazır Bulunması

  İddianamenin düzenlenmesi ve kabul edilerek kamu davası açılabilmesi için fiilin ve failin açık kimliğinin…

2 hafta ago

Minibüs Hattının Haczi

Minibüs Hattının Haczi İcra Müdürlüğünce alacaklının talebi üzerine borçlu T... K.... un adına kayıtlı minibüs…

2 hafta ago

İCRA HUKUKU ELEKTRONİK İŞLEMLER

İCRA HUKUKUNDA ELEKTRONİK İŞLEMLER İcra ve iflas dairelerince yapılacak her türlü icra ve iflas işlemlerinde…

3 hafta ago

SINIR DIŞI ETME KARARI

Yürürlülükten kaldırılan (mülga) 5683 sayılı Kanun'da, ülkeden çıkma daveti yapıldıktan sonra bunu yerine getirmeyenler için…

2 ay ago

SENETTE ÇİFT İMZANIN BULUNMASI

Senette çift imza bulunması hukuki olarak farklı sonuçların meydana gelmesine neden olmaktadır. Ticari işletmelerin yetkilileri…

2 ay ago