Bilgi Deposu

İcra Takibi Kesinleşmeden İcra Kasasına Giren Paranın Alacaklıya Ödenmesi Yargıtay Kararı

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2016/3551
KARAR NO: 2016/17359
KARAR TARİHİ: 20.6.2016

>TAKİP KESİNLEŞMEDEN İCRA MÜDÜRLÜĞÜ KASASINA GİREN PARANIN ALACAKLIYA ÖDENMESİ, TAMAMEN İNFAZ EDİLMİŞ OLMASI DOĞRU OLMAYACAĞINDAN İCRA MÜDÜRLÜĞÜ KASASINA İSTENMESİ GEREKİR.

ÖZET:ilamsız takip usulsüz kesinleştirilip borçludan hacizle para tahsil edildikten sonra, İcra Mahkemesince tebliğin usulsüzlüğüne takibin durdurulmasına verilirse, alacaklıya ödenen paranın iadesinin istenilmesi…
“takip henüz kesinleşmediğinden icra müdürlüğü kasasına giren paranın alacaklıya ödenmesi işlemi ve usulüne uygun kesinleşmeyen takipte dosyanın bu ödemeye dayanarak tamamen infaz edilmiş olması doğru olmayacağından söz konusu ödenen paranın icra müdürlüğü kasasına (dosya numarası bildirilerek icra dairesi banka hesap numarasına) istenmesi gerekir” 

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

KARAR 

Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla takipte, uygulanan haciz sonucunda dosyaya yatırılan paranın alacaklıya ödenmesinden sonra, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair yaptığı şikayetin kabulüne (süresinde yapılan itiraz nedeni ile icra müdürlüğünce İİK’nun 62. maddesi gereğince takibin durdurulmasına) karar verildiği, borçlu vekilinin İİK’nun 361. maddesi uyarınca alacaklıya ödenen paranın iadesi için alacaklıya muhtıra gönderilmesi talebinin ise icra müdürlüğünce reddedildiği, borçlu vekilinin bu ret kararının iptali istemi ile icra mahkemesine başvurmuştur.

Mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmiş, karar; Dairemizin 02.07.2015 tarih ve 2015/6081 E.-2015/18830 K. sayılı ilamı ile “İİK’nun 361. maddesi gereğince; icra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği, yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır. Ancak, İİK’nun 361. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için icra dairesince borçludan fazla para tahsil edilmiş olması ya da yanlışlıkla ödeme yapılmış olması gerekmektedir. Usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmiş olması, önceden yapılan kesintileri hükümsüz kılmaz. Borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesi ve bunun üzerine de itiraz nedeni ile takibin durdurulması işlemi, İİK’nun 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli değildir. Bu nedenle, ödenen paranın İİK’nun 361. maddesi gereği alacaklıdan alınarak borçluya geri verilmesi istenemez. Ancak, bu durumda takip henüz kesinleşmediğinden icra müdürlüğü kasasına giren paranın alacaklıya ödenmesi işlemi ve usulüne uygun kesinleşmeyen takipte dosyanın bu ödemeye dayanarak tamamen infaz edilmiş olması doğru olmayacağından söz konusu ödenen paranın icra müdürlüğü kasasına (dosya numarası bildirilerek icra dairesi banka hesap numarasına) istenmesi gerekir” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bu kez bozma ilamına uyulmuş ve mahkemece bozma ilamı ibraz edilmek suretiyle borçlu vekilinin talebi üzerine bozma ilamı doğrultusunda alacaklıya ödenen 46.798,11 TL’nin icra müdürlüğü kasasına iadesi için alacaklıya vekiline icra müdürlüğünce muhtıra çıkarıldığı, dolayısıyla açılan davanın konusuz kaldığının anlaşılmış olması sebebiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma uyarınca inceleme yapmak ve hüküm tesis etmek konusunda bozma lehine olan taraf yararına usuli hak doğmuştur. Bu durumda, bozma ilamına uyan yerel mahkeme, bozma uyarınca işlem yapmak ve karar vermek zorundadır.O halde, mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda işlem tesisine karar verilmesi gerekirken icra müdürlüğünce işlem yapıldığı ve ve konusu kalmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/06/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Lawyer Antalya

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

4 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

4 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

4 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

5 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

7 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

7 ay ago