Davacı vekili 01.12.2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayalı olarak davalı aleyhine 25.01.2013 tarihinde başlattığı icra takibinde 2012 yılı Mayıs,Haziran, Temmuz, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2013 yılı Ocak ayları olmak üzere toplam 60.750 TL kira alacağının tahsilini istemiştir. Davalı borçlu ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde icra takibine yaptığı itirazında, kira bedelinin yatırıldığını, alacaklıya hiçbir borcunun olmadığını bildirmiştir. Davalı cevabında 01/01/2012 başlangıç tarihli ve 01/01/2014 bitiş tarihli aylık kira bedeli 1600 TL olan kira sözleşmesine dayanarak aylık kira bedelinin 1600 TL olduğunu ileri sürmüş ve takip konusu döneme ilişkin ödeme dekontları sunmuştur. İİK.’nun 269/2.maddesi gereğince imzasına karşı çıkılmayan takibe dayanak kira sözleşmesinden farklı kira bedelini içeren borçlu tarafından ibraz edilen kira sözleşmesinin bu takipte dikkate alınması mümkün değildir. Ne maksatla birden fazla kira sözleşmesinin imzalandığı hususu borçlu tarafından yerel mahkemede açılacak bir davada ileri sürülebilir. Bu nedenle davalının aylık kira bedelinin 1600 TL olduğu savunmasına itibar edilemez ise de, mahkemece davalının sunduğu dekontlar incelenip davalı ödemeleri üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir (Yargıtay 6.HD-Karar : 2013/13936).
... SULH HUKUK MAHKEMESİNE TALEPTE BULUNAN …
Türk Medeni Kanunu'nda boşanmanın tanımı yapılmamıştır. Boşanma için geçerli olarak kurulmuş olan bir evlenmenin eşlerin…
DAVALARIN YIĞILMASI Davacı, aynı davalıya karşı olan birden fazla asli talebini, taleplerinin tamamen aynı yargılama…
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…