Bilgi Deposu

İcra İflas Kanunu Madde 72 Uyarınca Menfi Tespit Davaları

MENFİ TESPİT DAVASI (İİK. Md 72)

“Menfi tesbit ve istirdat davaları:

Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.)

“Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) “yüzde yirmiden” aşağı tayin edilemez. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) “yüzde yirmisinden” aşağı olamaz.”

I. Genel Olarak:

• Alacaklı henüz takibe geçmeden borçlunun borçlu olup olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir . Bu tür bir yararın bulunması halinde borçlu , borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir . Borçlu , takipten önce veya sonra menfi tespit davası açabilir . Ancak borçlu , borcunu icra dairesine ödedikten sonra artık menfi tespit davası açamaz . Bundan sonra borçlunun aslında borcu olmadığı halde ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki , bu dava istirdat davasıdır .

• Alacaklı takip içinde itirazın iptali davası açmış ve bu davayı kazanmışsa artık borçlunun aynı alacak hakkında ve aynı taraflar arasında menfi tespit veya istirdat davası açması kesin hüküm nedeniyle mümkün değildir .

• Menfi Tespit Davası:

Menfi tespit davası borçlunun borcu henüz ödemeden önce borçlu bulunmadığının tespiti için açabileceği bir davadır . Borçlu açtığı bu davayı kazanırsa , takip iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur . Borçlu takipten önce veya takipten sonra bir menfi tespit davası açarak borçlu olmadığının tespitini isteyebilir . Borçlu , alacaklı tarafından bir takip yapılmadan önce menfi tespit davası açabileceği gibi , takipten sonra da açabilir . Ancak her ikisinin takip bakımından doğuracağı sonuçlar farklıdır .

• Menfi Tespit Dava Şartları:

Yazımızın konusu , İcra ve İflas Kanununun 72. Maddesinde düzenlenen “Menfi Tespit Davası”dır . Bu dava bir tespit davası niteliğinde olduğundan da HMK’nın 106. Maddesinde düzenlenen Tespit Davası hükmü ile birlikte izah edilmesi gerekmektedir . Kanun maddeleri şu şekildedir :

“6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tespit davası”

MADDE 106

“ (1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.

(2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.

(3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.”

Madde metninden de anlaşılacağı üzere bir hakkın ya da hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun belirlenmesi ya da bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi mahkemeden tespit davası yolu ile talep edilebilir .

 

Sena Doymuş

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

3 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

4 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

4 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

4 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

6 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

7 ay ago