Bilgi Deposu

İCRA İFLAS KANUNU MADDE 277 – İÇTİHAT

Dava konusu alacağın dayanağı olan senetlerin ‘elden verilen nakit meblağlara istinaden
düzenlendiği’ iddia edilmiş ise de, senetlere konu meblağların yüksekliği gözetildiğinde
‘elden nakit olarak davalı borçluya teslim edilmesinin hayatın olağan akışına uygun
gözükmediği’, o halde mahkemece, öncelikle davacının davanın dayanağı olan senetlere
konu nakit parayı verebilecek durumu olup olmadığının belirlenmesini teminen ne iş
yaptığının ve mali durumunun araştırılması, akabinde davalı borçlunun, dava dışı
şirket ortaklarından olduğu gözönüne alınarak dosya içerisine ticaret sicil kayıtları da
getirtilerek, şirketteki konumunun belirlenmesi, dava konusu alacağın dayanağı olan
senetlerin düzenleme tarihlerindeki hem şahıs hem de şirket adına para girişi olup
olmadığının ilgili bankalardan araştırılması ve sonucuna göre davacının alacağının
gerçek olup olmadığı belirlenmesi gerekeceği;

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı
nedenlerden dolayı davalı E.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair verilen kararın
temyizi davalı E.Ş. vekili tarafından istenilmekle, dosyadaki kağıtlar okundu gereği
düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin davalı E.Ş.’den alacaklı olduğunu, davalı borçlu aleyhine icra
takibi yapıldığını, davalı borçlunun adına kayıtlı mal varlığına rastlanmadığını, davalı
borçlunun adına kayıtlı A.Halı San ve Tic. AŞ de mevcut 792 paya tekabül eden hisselerini
kardeşi olan diğer davalı E.Ş.’ye mal kaçırma kasdı ile devredildiğini beyan ederek, davalılar
arasındaki tasarrufun iptali talep ve dava edilmiştir.
Davalı E.Ş. vekili davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulüne, davalılar
arasında yapılan 28.08.2013 tarihli hisse devir işleminin iptaline , davacı tarafa Bakırköy 6.
İcra Müdürlüğü’nün 2013/14638 sayılı dosyadan bu iptal edilen hisselere ilişkin cebri icra
yetkisi verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı E.Ş. vekili tarafından istinaf
yoluna başvurulmuştur.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince, istinaf talebinin esastan reddine
karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı E.Ş. vekili tarafından temyiz
edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere toplanan delillere, dosyaya ibraz edilen 30.10.2014
tarihli haciz tutanağının İİK 105 kapsamında geçici aciz vesikası hükmünde olmasına, göre
davalı E.Ş. vekilinin aşağıda belirtilen bent haricindeki yerinde görülmeyen sair temyiz
itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına
ilişkindir. Tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından alacaklısını zarara uğratmak kastıyla
gerçekleştirilen tasarruftan zarar gören alacaklının, borçlunun mal varlığından çıkarmış olduğu, mal ve hakların veya bunların yerine geçen kıymetlerin, tekrar borçlunun mal
varlığına geçmesini sağlamak ve bu yolla alacağını elde etmek amacıyla açtığı davadır.
Alacaklı tarafından açılan böyle bir dava ile cebri icra yolunun tamamlanması amaçlanır.
Açılan dava kanıtlandığı takdirde tasarruf tamamen iptal edilmez. Sadece dava konusu mal
borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış addedilerek, alacaklı bu malı haczettirerek sattırıp,
satış bedelinden alacağını elde etme olanağını bulur. Dolayısıyla, tasarrufun iptali sadece, bu
davayı açan alacaklının, kendisini zarara uğratmak kastıyla hareket eden borçludan cebri icra
yoluyla alacağını tahsiline olanak sağlayan bir yoldur.
Açıklanan amaç ve dava sonunda elde edilecek menfaat gözetildiğinde, tasarrufun iptali
davasının dinlenebilmesi için; alacaklının borçluda gerçek bir alacağının olması, borcun
tasarruftan önce doğması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması ve borçlu
hakkında alınmış aciz belgesinin bulunması gereklidir.
Somut olayda, borcun kaynağı 13.06.2013 düzenleme tarihli 05.07.2013 vadeli 485.000 TL
bedelli ve 12.06.2013 düzenleme tarihli 15.09.2013 vadeli 250.000 TL bedelli nakden ibareli
senet olup, tasarruf alacağın dayanağı olan senetlerin düzenleme tarihlerinden sonra
28.08.2013 tarihinde gerçekleşmiş, dava 06.02.2018 tarihinde 5 yıllık hak düşürücü sürede
açılmış, borçlu hakkındaki takip kesinleşmiş ve geçici aciz belgesi hükmünde kabul edilen İİK
105 kapsamında düzenlenmiş, 30.10.2014 haciz tutanağı sunulmuştur
Davalı E.Ş. , davacının alacağının gerçek bir alacak olmadığını beyan etmiş, davacı vekili ise
alacağın dayanağı olan senetlerin nakden verilen borca karşılık olarak düzenlendiğini iddia
etmiştir.
Bu sebeple sayılan koşullardan “alacaklının borçluda gerçek bir alacağının olması” koşulunun
irdelenmesi, somut olayın çözümünde önem taşımaktadır.
Eğer tasarrufta bulunanın alacaklıya gerçek bir borcu olmadığı iddia ediliyorsa, bu durumda
tasarruf sahibinin öncelikle borçlu sıfatı çözümlenmelidir. Bu nedenledir ki, üçüncü kişidavalının, borcun gerçek olmadığı iddiası ve muvazaanın varlığı yönündeki savunmasının
araştırılmasında zorunluluk vardır.
Aksi takdirde, takip alacaklısıyla anlaşarak veya nasıl olsa kendisinin borca batık olması
nedeniyle gerekli çabayı göstermeyerek icra takibine itiraz etmeyen, itiraz üzerine durması söz
konusu olmayan kambiyo senetlerine dayalı takibe karşı menfi tespit davası açmayan takip
borçlusunun bu davranışı karşısında borçludan mal edinen üçüncü kişilerin yargı eliyle zarara
uğratılması söz konusu olur ki, bunun kabulüne olanak yoktur. Hatta tasarrufta bulunurken
borçlu olmayan kötü niyetli kişilerin mal varlığındaki bir unsuru iyi niyetli üçüncü kişilere
devrettikten sonra hileli işbirliği halinde olduğu kimselere eski tarihli borç senedi vererek
elinden çıkardığı malları iptal davası yoluyla dolaylı olarak geri alması dahi imkan dahiline
sokulabilir. Elbette ki bunlar kanunun amaçladığı durumlar değildir. Tasarrufun iptali
davalarında alacaklıya alacağını tahsil olanağı sağlanırken bu alacaklının alacağının şeklen
varlığının değil, gerçekliğinin amaçlandığını göz ardı etmemek gerekir. Tasarrufun iptali davalarına ilişkin olarak yukarıda açıklanan ilkeler, Yargıtay Hukuk Genel
Kurulu’nun 2013/17-224 Esas 2013/1478, 2014/17-843 Esas 2014/433 Karar sayılı
kararlarında da benimsenmiştir.
Dava konusu alacağın dayanağı olan senetlerin elden verilen nakit meblağlara istinaden
düzenlendiği iddia edilmiş ise de senetlere konu meblağların yüksekliği gözetildiğinde elden
nakit olarak davalı borçluya elden teslim edilmesi hayatın olağan akışına uygun
gözükmektedir.. Bu durumu teyit edebilmek için;
Yapılacak iş, öncelikle davacı S.A.’ın davanın dayanağı olan senetlere konu nakit parayı
verebilecek durumu olup olmadığının belirlenmesini teminen ne iş yaptığının ve mali
durumunun araştırılması, akabinde davalı borçlunun, dava dışı A.Halı ve San Tic. AŞ
ortaklarından olduğu gözönüne alınarak dosya içerisine ticaret sicil kayıtları da getirtilerek,
şirketteki konumunun belirlenmesi, dava konusu alacağın dayanağı olan senetlerin düzenleme
tarihlerindeki hem şahıs hem de şirket adına para girişi olup olmadığının ilgili bankalardan
araştırılması ve sonucuna göre davacının alacağının gerçek olup olmadığı belirlenmesi
gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı E.Ş. vekilinin sair temyiz
itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı E.Ş. vekilinin temyiz
itirazlarının kabulü ile HMK 373/1 maddesi gereğince Bölge Adliye mahkemesinin kararının
BOZULMASINA dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin de
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine peşin alınan harcın
istek halinde temyiz eden davalı E.Ş.’ye geri verilmesine 16/06/2021 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
4. HD. 16.06.2021 T. E: 1143, K: 3147

Sena Doymuş

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

3 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

3 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

3 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

3 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

5 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

6 ay ago