T.C
DANIŞTAY
8. DAİRE BAŞKANLIĞI
ESAS NO: 2011/6339
KARAR NO : 2013/8799
KARAR TARİHİ:26/11/2013
İstemin Özeti : İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 13/05/2011 gün ve E:2010/2218, K:2011/763 sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü 4. sınıf öğrencisi olan davacının, 13.01.1985 tarihli ve 18634 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yükseköğrenim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin 8. maddesinin (a) bendi uyarınca “Yükseköğretim Kurumundan bir hafta uzaklaştırma” cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 03.11.2010 gün 3230 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; yükseköğretim kurumundan bir haftadan bir aya kadar uzaklaştırma cezasının doğrudan doğruya ilgili fakülte dekanı tarafından verileceği yönündeki mevzuat hükmü uyarınca ve yetki devrinin de ancak kanunda açıkça cevaz verilmesi halinde mümkün olabileceği kuralı karşısında dekan yardımcısı tarafından tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesi ile işlemin iptaline karar verilmiştir.
13/1/1985 tarihli ve 18634 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin “Savunma Hakkı” başlıklı 16. maddesinin (a) bendinde hakkında disiplin soruşturması açılan öğrenciye atfedilen suçun neden ibaret olduğunun, savunmasını yapacağı tarihten en az yedi gün önce yazılı olarak bildirileceği, bu yazıda; öğrenciden belirtilen gün, saat ve yere, savunmasını yapmak üzere hazır bulunmasının isteneceği, tebligat yapılmasının mümkün olmadığı hallerde, öğrencinin savunmasını yapmak üzere soruşturmacıya başvurması hususunun, mensubu bulunduğu kuruluşun belirli yerlerinde ilân olunacağı hükme bağlanmıştır.
Aynı Yönetmelik’in “Tebligat ve Adres Bildirime” başlıklı 35. maddesinde “Disiplin kovuşturması dolayısıyle her türlü tebligat, öğrencinin yükseköğretim kurumuna kayıt esnasında bildirdiği adrese yazılı olarak yapılmak veya tebliğ varakası ilgili yükseköğretim kurumunda ilan edilmek suretiyle tamamlanmış sayılır. Yükseköğretim kurumuna kaydolurken bildirdikleri adresi değiştirdikleri halde, bunu mensubu bulundukları kurumlara kaydettirmemiş bulunan veya yanış veya eksik adres vermiş olan öğrenciler, yükseköğretim kurumunda mevcut adreslerine tebligatın yapılmış olması halinde, kendilerine tebligat yapılmadığı iddia edemezler.” kuralı yer almış olup; “Yazışma Şekli” başlıklı 37. maddesinde “Kişilerle olan yazışmalar iadeli taahhütlü olarak yapılır. Evrakın elden verilmesi halinde, imzalı belge; dosyasında saklanır. 35. maddedeki tebliğ şekli saklı kalmak üzere, diğer hususlarda 7201 sayılı Tebligat Kanunun hükümleri uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının, 27.05.2010 tarihinde güvenlik görevlilerine ve iki öğrenciye sözlü saldırıda bulunmak ve hakaret etmek fiili nedeniyle hakkında açılan disiplin soruşturmasında, ilanen savunma vermeyen davet edilen, davacının 11.10.2010 tarihinde savunma verdiği , düzenlenen soruşturma raporu ile getirilen teklif doğrultusunda isnat edilen fiillerin subuta erdiğinden bahisle, dekan yardımcısı tarafından 03.11.2010 tarih ve 3230 sayılı işlemle Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin 8. maddesinin (a) bendi uyarınca “yükseköğretim kurumundan bir hafta uzaklaştırma” cezası ile cezalandırıldığı, anılan işlemin iptali istemiyle de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yükseköğretim kurumu öğrencilerine verilecek disiplin cezalarının amacı; yükseköğretim kurumu içerisinde huzur, sükun ve disiplinin sağlanması, eğitim ve öğretim faaliyetleri ile bağdaşmayan, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesine engel olan fiil ve davranışların önlenmesidir. Bununla birlikte öğrenciler hakkında uygulanacak disiplin cezalarının öğrencilerin eğitim ve öğrenim hakkını yakından etkileyecek olması nedeniyle, disiplin soruşturmasına ilişkin usul ve esaslar katı kurallara bağlanmıştır. Bu çerçevede Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin 16. maddesinde, hakkında disiplin soruşturması açılan öğrencinin savunma hakkından yararlandırılması için idarenin uyması gereken yükümlülükler, açık ve ayrıntılı bir şekilde düzenleme altına alınmıştır.
Yukarıda anılan mevzuat uyarınca davacının savunma yapabilmesi için davacıya atfedilen suçun neden ibaret olduğu, savunmasını yapacağı tarihten en az yedi gün önce davacının yüksek öğretim kurumuna kayıt esnasında bildirdiği adrese iadeli taahhütlü olarak bildirilmesi ve tebligatın mümkün olmaması halinde ilan yoluna başvurulması gerekirken, soruşturma sırasında davacının adresine tebligat yoluna gidilmeden ilan yolu ile savunmasının istendiği görülmektedir.
Bu itibarla; Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nde öngörülen, isnat edilen fiilin ve savunma süresinin belirtildiği bir iadeli taahhütlü tebligatın davacıya yapılmaması nedeniyle, soruşturmanın anılan Yönetmelikte belirtilen şekil kurallarına uygun yürütülmediğinin anlaşıldığından, usulüne uygun, savunma alınmaksızın düzenlenen soruşturma raporuna bağlı olarak verilmiş bulunan disiplin cezasına dair işlemde mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda dava konusu işlemin Mahkeme kararında belirtildiği üzere yetkisiz dekan yardımcısı tarafından tesis edilmesi sebebi ile hukuka aykırı olmasının yanı sıra disiplin soruşturması safhasında davacının savunmasının usulüne uygun olarak alınmaması sebebi ile de hukuka aykırı bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; İstanbul 1. İdare Mahkemesinin temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçelerle onanmasına, dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine,bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 26/11/2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…