Ceza yargılamasında maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı ve ortada bir suç var ise failin kim olduğu araştırılmaktadır. Ancak yargılama yapılırken yapılan araştırma ve soruşturma sınırsız değildir. Maddi gerçeğe, sanığın kişisel değerleri ile toplumsal değerler korunarak, hukuk kuralları içinde ulaşılmaya çalışılmalıdır.
Ceza muhakemesinde “delil serbestliği” ilkesi geçerlidir. Bu ilke, hukuka uygun olmak koşuluyla, hakimin delilleri serbestçe değerlendirmesini ifade etmektedir. Hukuka uygun elde edilen deliller serbestçe değerlendirilirken, hukuka aykırı yoldan elde edilen delillerin değerlendirilmesi bakımından Anayasa’da ve Ceza Muhakemesi Kanununda çeşitli sınırlamalar getirilmiştir.
Ceza Muhakemesi Kanununun 217. Maddesinin 2. Fıkrasında “Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.” şeklinde hüküm kurularak, yüklenen suçun yalnızca hukuka uygun bir şekilde elde edilen delillerle ispat edileceği düzenlenmiştir.
Anayasanın 38. Maddesinde bulunan “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.” şeklindeki düzenlemeyle de kanuna aykırı delillerin değerlendirmeye alınmayacağı ifade edilmiştir.
... SULH HUKUK MAHKEMESİNE TALEPTE BULUNAN …
Türk Medeni Kanunu'nda boşanmanın tanımı yapılmamıştır. Boşanma için geçerli olarak kurulmuş olan bir evlenmenin eşlerin…
DAVALARIN YIĞILMASI Davacı, aynı davalıya karşı olan birden fazla asli talebini, taleplerinin tamamen aynı yargılama…
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…