Bilgi Deposu

HMK MADDE 69 – İÇTİHAT

Bono vasfında kıymetli evrakta, borcun ancak aynı değerde yazılı bir delille ya da kesin
delil niteliğindeki yemin delili ile kanıtlanması gerektiği, davalı tarafa davaya konu
senetlerin mal karşılığı veya niçin alındığının sorulmasına ilişkin isticvap talebinin
yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesinin isticvap talebinin reddi kararının usule
uygun olduğu;

Taraflar arasında görülmekte olan menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan
yargılaması sonunda verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine İzmir BAM 17.
Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf taleplerinin esastan reddine ilişkin hükmün süresi
içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
– KARAR –
Davacı vekili, davacı şirketin deri üretim, davalı şirketin ise ham deri tedarik işi ile
uğraştığını, taraflar arasında 2013 yılından bu yana ticari ilişki bulunduğunu, davacının davalı
tarafa 3 adet senet keşide etmek, 3 adet de ciro etmek suretiyle toplam 6 adet senet verdiğini,
karşılığında ham deri gönderilmesi gerektiğini, mal teslim edilmediği gibi fatura da
gönderilmediğini, senetlerde malen kaydı olduğunu, kendi ticari defterlerinde bu senetlerin
kayıt altına alındığını, davalı tarafın senet bedellerinin ödenmesi aksi halde icra takibine
geçileceğini bildiren ihtarname gönderdiğini, bu nedenle borçlu olmadığının tespitine,
senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın malın teslim edilmediğinden bedelsizlik iddiasında bulunduğunu,
bonoda ihdas nedeni olarak “malen” kaydının olduğunu, yazılı delil ile davanın ispat edilmesi
gerektiğini, ticari defter ve kayıtlar ile ispatının mümkün olmadığını savunarak davanın
reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, kambiyo senetlerinin mücerretliği
ilkesi gereğince davacı yanın defterlerinde kayıt bulunmasının tek başına kesin delil
mahiyetinde olmadığı, davacının başkaca kesin delil ve yazılı delil sunmadığı, HMK’nın 225.
maddesi gereğince ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, yemin hakkı hatırlatılan davacı
tarafın yemin deliline başvurmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan dava ile davacı taraf
kötüniyetli bulunmadığından davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm
taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, TBK’nın 207/2 maddesine göre
sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, satıcı ve alıcı edimlerini aynı anda ifa etmekle yükümlü
olduğu, bu ilkenin aksini iddia edenin ispat yükü altında bulunduğu, bu bonoların kural olarak
borcun ödenmesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği, takip konusu bonoların ihdas
nedeninin malen yazılı olması, bedelin mal teslimi suretiyle ödendiğine karine teşkil
ettiğinden bu durumda davacının, karinenin aksine olarak malın teslim edilmediği iddiasını
kesin delille kanıtlaması gerektiği, bono vasfında kıymetli evrakta, borcun ancak aynı değerde
yazılı bir delille ya da kesin delil niteliğindeki yemin delili ile kanıtlanması gerektiği, davalı
tarafa davaya konu senetlerin mal karşılığı veya niçin alındığının sorulmasına ilişkin isticvap
talebinin yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesinin isticvap talebinin reddi kararının usule uygun olduğu, 18/11/2015 tarihli tensip zaptı ile alacağın % 15 oranında teminatın
karşılanması halinde dava konusu bonolar hakkında takibe konulmaması, takip başladığında
durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de bu ihtiyati tedbir kararının
uygulanmadığı, bu nedenle İİK’nın 72/4 maddesinde düzenlenen tazminat koşullarının
bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının reddine karar verilmiş,
hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir
isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz
itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün
ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama
harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
19. HD. 20.11.2019 T. E: 2018/285, K: 5221

Sena Doymuş

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

3 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

3 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

3 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

3 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

5 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

6 ay ago