Hizmet tespiti davası, primi ödenmeyen süreler olan “hizmet tespiti” adı verilen işçi tarafından işveren ve Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine iş mahkemelerinde açılan tespit davasıdır. Dava dilekçesinde iddia edilen ve ispat sonucu mahkemece belirlenen hizmet süresi ve ücret miktarına göre prim belirlemesi yapılarak bu primler işverenden tahsil edilecektir.
Hizmet tespiti davasının açılabilmesi için, davacı işçinin sigortalılığının ortaya koyan iş sözleşmesine bağlı çalıştığı ispat edilmelidir. İşçi ile işveren arasında hizmet sözleşmesinin bulunması, işçinin hizmet ilişkisi kapsamında iş görme borcunu yerine getirmiş olması ve işçinin sigortasız çalıştırıldığının veya sigorta primlerinin eksik ödendiği durumunun SGK tarafından daha öncesinden tespit edilmemiş olması gerekmektedir.
Hizmet tespiti davalarının kabulü için, davacının sigortalılığını ortaya koyan hizmet akdine dayalı eylemli çalıştığı, ileri sürülen çalışmaların geçtiği kapsamda olan veya kapsama alınması mümkün bir işyeri bulunmalı, işverence; aylık sigorta bildirgeleri ile dört aylık dönem bordroları verilmemeli veya sigortalının çalıştığı bir nedenle kurumca tespit edilememiş olması ve en önemlisi davanın hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması şarttır.
Davacı ile birlikte çalışan kişiler ve bordro tanıkları resen tanık sıfatı ile dinlenir, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilir, tanıkların sözleri değerlendirilirken verdikleri bilgiye nasıl sahip oldukları, işveren işçi ve işyeri ile ilişkileri araştırılarak mahkemece bir karara ulaşılır.
Hizmet tespit davalarında İş Kanunu uyarınca iş mahkemeleri görevlidir. Yetkili mahkeme ise genel kural uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesi olacaktır. Bunun dışında işçinin işyerinin bulunduğu yer de bu dava açısından yetkilidir. Davacı sigorta primleri hiç ödenmemiş işçi iken Davalı sigorta prim ödemelerini ve bildirimlerini yapmayan işveren ve Sosyal Sigortalar Kurumu’dur. Hizmet tespitine ilişkin iddia ve ispat araçlarının yer aldığı dava dilekçesi yetkili iş mahkemesine verilmek suretiyle hizmet tespiti davası açılacaktır.
İş Kanunu uyarınca bazı davalar zorunlu arabuluculuk kapsamına dahil edilmiştir. Bu davalar açısından arabuluculuk yoluna başvurmadan dava açmak mümkün değildir. Hizmet tespiti davası, niteliği gereği zorunlu arabuluculuk kapsamına dahil değildir. Bu nedenle dava açmadan önce arabuluculuğa başvurma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Hizmet tespiti davası sonucunda mahkemece tarafların sunduğu ve resen getirilen deliller incelendikten sonra işçinin eksik bildirilen sigorta primlerinin işverenden tahsili ile eksik sigorta günlerinin tamamlanması yönünde karar verilecektir.
İşçi veya ölümü halinde hak sahipleri hizmet tespiti davasını hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde iş mahkemesine başvurularak açılması gerekir. Kanunda gösterilen süre hak düşürücü süre olup bu süre geçtikten sonra açılan davalar dinlenmez. Ancak hizmet tespiti davasının hak düşürücü süreye tabi olmadığı bazı istisnai haller mevcuttur.
İlk istisna Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde sayılan ve Kurum’a verilmesi gereken belgelerden herhangi birinin kuruma verilmiş olması halidir. Söz konusu belgelerden birinin Kurum’a verilmiş olması halinde hak düşürücü süre işlemeyecektir. Bu kapsamda kabul edilen belgeler şunlardır:
Diğer istisna hali ise kurumca işçinin, işveren yanında iş akdine tabi olarak çalıştığı tespit edilmesi halidir. Bu haller;
Söz konusu hallerde hizmet tespit davasında 5 yıllık hak düşürücü süre işleyemeyecektir.
Özetle sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyecektir.
Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen ve işçiyle işveren arasında devam eden davaların maksimum 540 gün içinde sonuca bağlanması hedeflenir. İstinaf ve Yargıtay aşamaları bu süre içinde değerlendirilmez. Pratik uygulamalara göz atıldığında;
Genel ortalamalara bakıldığı zaman iş mahkemelerinde görülen davaların 12 ila 18 ay arasında sonuçlandığı söylenebilir. İlk derece mahkeme kararının ardından başlayan İstinaf ve Yargıtay aşamaları hesap edildiğinde bir davanın 3-4 yıla kadar uzaması mümkündür.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…