MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1- Sanık … hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olarak Av. …’ın temyiz isteminin incelenmesinde;
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 18.03.2008 tarih ve 9-7-56 sayılı kararında açıklandığı üzere, kovuşturma evresinde kendisine zorunlu müdafii atandığından sanığın haberdar edilmediği durumlarda zorunlu müdafiiye yapılan tefhim ve tebliğlerin kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmayacağı cihetle; sanık …’in soruşturma aşamasında Sulh Ceza Mahkemesindeki sorgusu sırasında hazır bulunan ve mahkemece de müdafiiliği devam ettirilen Av. …, sanık hakkında kurulan hükümleri temyiz etmiş ise de, sanığın savunması sırasında, müdafii istemediğini beyan ettiğinin ve sanığa zorunlu müdafii atanmasının da gerekli olmadığının anlaşılması karşısında; Av. …’ın sanık hakkında kurulan 15.02.2013 tarihli mahkumiyet hükümlerini temyize hak ve yetkisi bulunmadığından hükmü temyize yetkisi bulunmayan Av. …’ın temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Sanık … hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olarak sanık …’in temyiz istemi ile sanıklar …, … ve … hakkında hırsızlık ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olarak sanıklar müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde;
a) Sanıkların, suç tarihlerinde gece vakti plakası tam olarak tespit edilemeyen Fiat Linea marka araç ile müştekiler … ve …’nın dükkanlarının bulunduğu … Köyü ile …. Köyünde bulunduklarının iddia edildiği ve tanık …’in 28.12.2010 tarihinde gece saat 01.15 sıralarında….Köyünde iken bahse konu araç içerisinde olup kendisine adres soran kişi olarak sanık …’i soruşturma aşamasında teşhis ettiği olaylarda; bahse konu aracın anılan köylerde bulunduklarına dair kamera görüntülerinin çözümünde aracın tam olarak plakasının tespit edilemediğinin, görüntü kalitesinin düşük olması sebebiyle araç içindeki şahısların da kimliklerinin tam olarak belirlenemediğinin ve tanık …’in 07.06.2011 tarihli duruşmadaki anlatımında Fiat Linea marka araçta kaç kişinin olduğunu göremediğini ve kendisine adres soran kişinin simasını da hatırlamadığını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; tüm aşamalarda atılı suçlamaları kabul etmeyen sanıkların savunmalarının aksine atılı hırsızlık suçlarını işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerin neler olduğu karar yerinde açıklanıp tartışılmadan yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
b) 5237 sayılı TCK’nın 265. maddesinde “görevi yaptırmamak için direnme” başlığıyla “seçenekli hareketli” ve “amaçlı bir fiil” olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin icra vasıtalarının “cebir veya tehdit” şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alındığında; sanıkların, 11.01.2011 gecesi kullandıkları araç ile hırsızlık olayının faillerinin bahse konu araçta bulunduğu yönündeki ihbar üzerine müşteki jandarma görevlisi … tarafından durdurulmak istendiklerinde müşteki tarafından tedbir amaçlı olarak yola konan dubalara çarpmadan başka bir ara yola girerek oradan kaçtıkları, daha sonra kovalamacanın devam ettiği ve müşteki jandarma görevlisinin ekip aracını yan çevirerek yolu kapatmak istediği ancak sanıkların müştekinin yanından manevra yaparak yolun açık olan kısmından yine araçla kaçtıklarının anlaşıldığı olayda, sanıklar …, … ve …’in hangi eylemleri gerçekleştirdiğinin kabul edildiği, bunların ne surette direnme suçunda aranan cebir veya tehdit unsurlarına vücut verdiği, hangi kanıtlara dayanılarak hüküm kurulduğu tartışılıp gösterilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve … müdafii ile sanık …’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenlerle kısmen istem gibi BOZULMASINA, 28/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.