T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/3094
Karar: 2016/3597
Karar Tarihi: 21.06.2016
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI – HER İKİ TARAFIN DA TACİR OLDUĞU VE TARAFLARIN TİCARİ İŞLETMESİYLE İLGİLİ OLDUĞU – HÜKMÜN BOZULMASI
ÖZET: Somut uyuşmazlıkta davacı alt yüklenici, davalı ise yüklenici (sağlayıcı) konumundadır. Bu durumda uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklanıyor ise de, taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici yasası kapsamında kalmamaktadır. Öte yandan asliye ticaret mahkemesinin görevli olup olmadığı da irdelenmelidir. Davacı vekili, temyiz dilekçesinde davalının .. Ticaret Sicil Memurluğu’nda kayıtlı tacir olduğunu, davacı müvekkilinin ise, inşaat mühendisi olup, iç mimari ve dekorasyon işleri konusunda faaliyet gösterdiğini bildirdiğine göre her iki tarafın da tacir olduğu ve tarafların ticari işletmesiyle ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece işin esasının incelenerek taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksi şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
(6502 S. K. m. 1, 73)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı alt yüklenici, davalı yükleniciden ödenmeyen iş bedelinin tahsili istemiyle takibe vaki itirazın iptalini istemiş, mahkemece davanın “6502 sayılı kanun kapsamında kaldığından bahisle görevsizlik kararı verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanım başlıklı 3. maddesinin (1) sağlayıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) tüketici; ticari-veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (l) tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir. Açıklanan hususlar gözetildiğinde eser sözleşmesi ilişkisinin de Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığının anlaşılabilmesi için taraflardan birinin tüketici, diğer yanın ise satıcı sağlayıcı olması gerekir. Bu koşulların bulunması halinde tüketici işleminden ve sonuçta da görevli mahkemenin “tüketici mahkemesi” olduğundan söz edilebilecektir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır ve görev hususunda kazanılmış hak söz konusu olamaz. 6502 sayılı Yasanın 73/1. maddesi uyarınca bu kanun kapsamında sayılan uyuşmazlıklarda tüketici mahkemeleri görevli, aksi halde ise genel mahkemeler görevlidir.
Somut uyuşmazlıkta davacı alt yüklenici, davalı ise yüklenici (sağlayıcı) konumundadır. Bu durumda uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklanıyor ise de, taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici yasası kapsamında kalmamaktadır. Öte yandan asliye ticaret mahkemesinin görevli olup olmadığı da irdelenmelidir. Davacı vekili, temyiz dilekçesinde davalının .. Ticaret Sicil Memurluğu’nda kayıtlı tacir olduğunu, davacı müvekkilinin ise, inşaat mühendisi olup, iç mimari ve dekorasyon işleri konusunda faaliyet gösterdiğini bildirdiğine göre her iki tarafın da tacir olduğu ve tarafların ticari işletmesiyle ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece işin esasının incelenerek taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21.06.2016 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…