T.C.
YARGITAY
3. HD
2015/4561 Esas 2016/2442 Karar 23.2.2016 Tarih
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı dava dilekçesinde; Altunhisar İlçesi, Ulukışla Kasabası, Ölezi ve Urganlar mevkiinde bulunan 54 ve 658 parsel sayılı taşınmazlarda yetiştirdiği mahsülüne, davalılara ait koyun sürüleri tarafından zarar verildiğini, bunun üzerine Bor Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/8 d.iş sayılı kararı ile tespit yapıldığını ve 54 parsel sayılı taşınmazdaki zararın 1.048 TL, 658 parsel sayılı taşınmazdaki zararının ise 1.761 TL olduğunun belirlendiğini ileri sürerek ürün zararı bedeli ve tespit dosyası masrafı olarak toplam 3.492 TL tazminatın davalılardan yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar cevap dilekçelerinde; davacının tarlalarına zarar verdikleri iddiasını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüyle 2.809 TL ürün zararının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/8 değişik iş sayılı dosyasında yapılan harç ve giderlerin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılarca temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, hayvan sahibinin sorumluluğuna dayanan tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı taraf kendi kullanımda olan ve ayrı mevkiilerde bulunan iki farklı taşınmazındaki ürünlerinin zarar gördüğünü belirtmekte olup, dosya kapsamında dinlenen davacı tanıkları, gerek mahkemedeki beyanlarında gerek olay mahallinde imza altına aldıkları konuya dair tutanaklarda, her iki taşınmazda ayrı ayrı inceleme yaptıklarını ve her iki davalının da farklı taşınmazlarla ilgili olarak, verilen zararı kabul ettiklerini bizzat kendilerine söylediklerini belirtmişlerdir.
Buna karşın mahkemece, her bir davalının, hangi taşınmaz yönünden oluşan zarardan sorumlu tutulması gerektiği ayrı ayrı belirlenerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, her iki davalının da tüm zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…