T.C.
YARGITAY
* ALACAK İSTEMİ ( Davacının Davalı İle Arasında İmzaladığı Komisyonculuk Sözleşmesi Gereğince Aradığı Niteliklerde Taşınmaz Bularak Satıcı İle Alım Satım Sözleşmesi İmzalanmasına Aracılık Ettiği – Satış Sözleşmesinden Vazgeçen Davalıdan İstenen Cezai Şartın Fahiş Olup Olmadığına Hakim Tarafından Karar Verilmesi Gerektiği – Hakimin Fahiş Gördüğü Cezai Şartta İndirim Yapabileceği )
* CEZAİ ŞARTIN FAHİŞ OLMASI ( Hakimin Fahiş Gördüğü Cezaları Tenkis İle Mükellef Olduğu/Tarafların Sosyo Ekonomik Durumları Araştırılarak Cezai Şartın Fahiş Olup Olmadığı Hususunda Bir Değerlendirme Yapılarak Sonucuna Uygun Karar Verilmesi Gerektiği )
* HAKİMİN CEZAİ ŞARTTA İNDİRİME GİTMESİ ( Mahkemece Dosyada Bulunan Deliller Kapsamında Cezai Şartın Fahiş Olup Olmadığına Dair Bir Değerlendirme Yapılarak Fahiş İse İndirim Yapılarak Sonucuna Uygun Bir Karar Verilmesi Gerekirken Cezai Şartın Tamamen Kaldırılmasının İsabetsiz Olduğu )
818/m.161
ÖZET : Dava, alacak istemine ilişkindir.
Borçlar Kanununun 161/son maddesi gereğince hakimin fahiş gördüğü cezaları tenkis ile mükellef olduğu ve bu hükmü res’en değerlendirmesi gerektiği belirtilerek tarafların sosyo ekonomik durumları araştırılarak cezai şartın fahiş olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş olup, mahkemece bozmanın gereklerine tam olarak uyulmamış cezai şartın tümden reddine karar verilmiştir.
818 Sayılı B.K.nun 161/son maddesine göre geçerli olan sözleşmelerde hakimin fahiş gördüğü cezai şartta indirim yapabileceği düzenlenmiş, tamamen kaldırabileceğine dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Mahkemece dosyada bulunan deliller kapsamında cezai şartın fahiş olup olmadığına dair bir değerlendirme yapılarak, fahiş ise indirim yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, cezai şartın tamamen kaldırılarak karar verilmesi isabetsizdir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı ile imzalanan komisyonculuk sözleşmesi gereğince aradığı niteliklerde taşınmaz bularak satıcı ile alım satım sözleşmesi imzalanmasına aracılık ettiğini, sözleşmede taşınmazın değeri olan 218.000,00 TL’nin % 3’ü oranında komisyon ücretinin satıcı tarafından ödeneceği, % 3 oranında ise alıcı tarafından ödeneceği ve taraflardan birinin satış sözleşmesinden vazgeçmesi halinde vazgeçen tarafın her iki tarafın ödemesi gereken komisyon ücretinin ödenmesinden sorumlu olacağının kararlaştırıldığını, davalı taşınmazı satın almaktan vazgeçince 22.1.2008 tarihinde her iki tarafın ödemesi gereken komisyon ücretini ödemesi için ihtarname gönderilmesine rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek 13.080,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle 6.540,00 TL’nin 02.02.2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, emlak komisyoncusu olarak davalı ile dava dışı daire sahibini buluşturduğunu ve aralarında dairenin satılması konusunda sözleşme imzalandığını, davalının daha sonra daireyi almaktan vazgeçmesi üzerine sözleşme gereği her iki tarafın ödemesi gereken komisyon ücreti olan 13.080,00 TL’nin tahsili amacıyla eldeki davayı açmış, mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; 08.01.2008 tarihli sözleşmede % 3 komisyon ücreti kararlaştırıldığı ve diğer % 3 ‘lik kısım ise cezai şart olduğu, Borçlar Kanununun 161/son maddesi gereğince hakimin fahiş gördüğü cezaları tenkis ile mükellef olduğu ve bu hükmü res’en değerlendirmesi gerektiği belirtilerek tarafların sosyo ekonomik durumları araştırılarak cezai şartın fahiş olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozmanın gereklerine tam olarak uyulmamış cezai şartın tümden reddine karar verilmiştir. 818 Sayılı B.K.nun 161/son maddesine göre geçerli olan sözleşmelerde hakimin fahiş gördüğü cezai şartta indirim yapabileceği düzenlenmiş, tamamen kaldırabileceğine dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu açıklamalardan sonra, yukarda bahsedilen yasal düzenleme göz önünde bulundurulup dosyada bulunan deliller kapsamında cezai şartın fahiş olup olmadığına dair bir değerlendirme yapılarak, fahiş ise indirim yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, cezai şartın tamamen kaldırılarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup ,bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…