Bilgi Deposu

Gizli Soruşturmacı Görevlendirilmesi

Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi

GİZLİ SORUŞTURMACI GÖREVLENDİRİLMESİ

Güncel halde, giderek artan ve karmaşıklaşan örgütlü suçlar karşısında hem suçun delillerine ulaşmada hem de örgütlü suçlar ile mücadelede klasik koruma tedbirlerinin yeterli olmayacağı kanısı hakimdir. Bu nedenle birtakım gizli koruma tedbirlerine ihtiyaç duyulmuştur. Bunlardan birisi de gizli soruşturmacı görevlendirilmesidir. Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi, suç örgütlerinin işlemeyi amaçladıkları suçlar bakımından gerekli bilgi, belge ve delilin toplanmasında uygulanan etkili bir koruma tedbiridir. Özellikle kolluk görevlilerinin suç örgütü içine kendi elemanlarının yerleştirerek, örgütün faaliyetlerini yakından izlemeleri ve suç delillerini toplamaları uygulamada önemli bir koruma tedbiri olarak kendini göstermektedir. Sahip olduğu bu önemle birlikte gizli soruşturmacı görevlendirilmesi temel hak ve özgürlüklere önemli ölçüde müdahale oluşturduğundan, bu tedbire başvurulmasına ilişkin koşulların kanunda açık biçimde belirlenmesi büyük önem arz eder. Bugün itibariyle söz konusu yasal düzenleme, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Koruma Tedbirleri” başlıklı dördüncü kısmının “Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme” başlıklı altıncı bölümünde yer alan 139. Maddesinde, “gizli soruşturmacı görevlendirilmesi” madde başlığı altında düzenlenmiştir.

CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) M.139

(1) (Değişik: 21/2/2014–6526/13 md.) Soruşturma konusu suçun işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka surette delil elde edilememesi hâlinde, kamu görevlileri gizli soruşturmacı olarak görevlendirilebilir. Bu madde uyarınca yapılacak görevlendirmeye hâkim tarafından karar verilir (Mülga son cümle: 24/11/2016-6763/27 md.).

(2) Soruşturmacının kimliği değiştirilebilir. Bu kimlikle hukukî işlemler yapılabilir. Kimliğin oluşturulması ve devam ettirilmesi için zorunlu olması durumunda gerekli belgeler hazırlanabilir, değiştirilebilir ve kullanılabilir.

(3) Soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin karar ve diğer belgeler ilgili Cumhuriyet Başsavcılığında muhafaza edilir. Soruşturmacının kimliği, görevinin sona ermesinden sonra da gizli tutulur. (Ek cümleler: 15/8/2017 KHK-694/142 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7078/137 md.) Soruşturmacı, kovuşturma evresinde tanık olarak dinlenmesinin zorunlu olması halinde, duruşmada hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan veya ses ya da görüntüsü değiştirilerek özel ortamda dinlenir. Bu durumda 27/12/2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanununun 9 uncu maddesi hükmü kıyasen uygulanır.

(4) Soruşturmacı, faaliyetlerini izlemekle görevlendirildiği örgüte ilişkin her türlü araştırmada bulunmak ve bu örgütün faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili delilleri toplamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 28/3/2023-7445/19 md.) Hâkim, soruşturmacının yedinci fıkranın (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan suç bakımından kamuya açık yerlerde ve işyerlerinde delil toplamak amacıyla ses veya görüntü kaydı yapmasına izin verebilir.

(5) Soruşturmacı, görevini yerine getirirken suç işleyemez ve görevlendirildiği örgütün işlemekte olduğu suçlardan sorumlu tutulamaz.

(6) Soruşturmacı görevlendirilmesi suretiyle elde edilen kişisel bilgiler, görevlendirildiği ceza soruşturması ve kovuşturması dışında kullanılamaz. (Ek: 21/2/2014–6526/13 md.) Suçla bağlantılı olmayan kişisel bilgiler derhâl yok edilir.

(7) Bu madde hükümleri ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir:

  1. a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
  2. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediğine bakılmaksızın uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188), (1)
  3. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220),
  4. Silahlı örgüt (madde 314) veya bu örgütlere silah sağlama (madde 315).
  5. b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.
  6. c) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.

CEZA MUHAKEMESİ KANUNU MADDE 139’un GEREKÇESİ

[1] Soruşturma konusu suçun işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka surette delil elde edilememesi halinde, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı kararı ile kamu görevlileri gizli soruşturmacı olarak görevlendirilebilir.

[2] Soruşturmacının kimliği değiştirilebilir. Bu kimlikle hukukî işlemler yapılabilir. Kimliğin oluşturulması ve devam ettirilmesi için zorunlu olması durumunda gerekli belgeler hazırlanabilir, değiştirilebilir ve kullanılabilir.

[3] Soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin karar ve diğer belgeler ilgili Cumhuriyet Başsavcılığında muhafaza edilir. Soruşturmacının kimliği, görevinin sona ermesinden sonra da gizli tutulur.

[4] Soruşturmacı, faaliyetlerini izlemekle görevlendirildiği örgüte ilişkin her türlü araştırmada bulunmak ve bu örgütün faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili delilleri toplamakla yükümlüdür.

[5] Soruşturmacı, görevini yerine getirirken suç işleyemez ve görevlendirildiği örgütün işlemekte olduğu suçlardan sorumlu tutulamaz.

[6] Soruşturmacı görevlendirilmesi suretiyle elde edilen kişisel bilgiler, görevlendirildiği ceza soruşturması ve kovuşturması dışında kullanılamaz.

[7] Bu madde hükümleri ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir:

  1. a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
  2. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
  3. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220),
  4. Silahlı örgüt (madde 314) veya bu örgütlere silah sağlama (madde 315).
  5. b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.
  6. c) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.

EMSAL YARGITAY KARARLARI

 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2013/461 E., 2015/468

  1. SUÇLAR : Güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik

HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

  1. HUKUKÎ SÜREÇ

İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.09.2015 tarihli ve 2013/461 Esas, 2015/468 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 155 inci maddesinin birinci fıkrası, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 58 inci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 ay 15 gün hapis ve 20 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına; özel belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 207 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 58 inci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.

  1. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanığın temyiz isteği hükümleri temyiz etme iradesinden ibarettir.

III. OLAY VE OLGULAR

  1. Sanığın 19.07.2013 tarihinde katılan …’ın sahibi olduğu rent a car’dan 15 günlüğüne kiraladığı 06 BY 9432 plaka sayılı aracı İstanbul’dan İzmir iline götürüp orada satmak istediğine dair İzmir Asayiş Şube Müdürlüğü Oto Hırsızlık Büro Amirliğine ihbar gelmesi üzerine görevli polis memurlarının sanıkla telefonla irtibata geçtikleri, aracı satın almak istediklerini söyledikleri, akabinde sanıkla otogarda buluştukları, sanığın kendisini … olarak tanıtıp suça konu aracın da kendisine ait olduğunu belirterek görevli polis memurları ile aracın satımı konusunda anlaştığı, taraflar arasında düzenlenen adi satış sözleşmesini … adına imzaladığı, bu şekilde güveni kötüye kullanma suçuna teşebbüs ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia ve kabul olunmuştur.
  2. Sanık savunmasında Hasan … isimli arkadaşından 5.000 TL alacağı olduğunu, bu parayı alabilmek için Hasan …’ya elindeki aracı satmak istediğini söylediğini, nitekim bu kişinin de kendisini ihbar ettiğini belirtmiştir.
  3. Suça konu satış sözleşmesi aslının dosya arasında bulunduğu belirlenmiştir.
  4. Mahkemece sanığın güveni kötüye kullanmaya teşebbüs ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediği kabul edilerek temyize konu mahkumiyet hükümleri kurulmuştur.
  5. GEREKÇE

Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.07.2021 tarihli ve 2018/18-323 Esas, 2021/330 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere 5271 sayılı Kanun’un 139 uncu maddesinde sayılan suçlar dışında da kolluk görevlilerinin aynı Kanun’un 160 ve devamı maddeleri uyarınca Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda ve genel yetkileri ile görevleri kapsamında, suç ve failini belirlemek ve suçla ilgili delilleri toplamak amacıyla suça azmettirmeden ve teşvik etmeden faaliyette bulunması mümkündür. Bu durumdaki görevli gizli soruşturmacı değil “gizli soruşturma yapan adli kolluk görevlisi” olarak kabul edilmektedir. Gizli soruşturma yapan adli kolluk görevlisinin suça teşvik etmeden veya azmettirmeden elde ettiği delillerin hukuka uygun olacağı ancak bu görevlinin hiç bir zaman kışkırtıcı ajan gibi hareket edemeyeceği, önceden failde bulunmayan suç işleme kastını yaratarak faili, suç işlemeye azmettiremeyeceği aynı kararda açıkça belirtilmiştir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; soruşturma yapan adli kolluk görevlilerinin ihbarda belirtilen telefon numarasını müşteri gibi arayıp 06 BY 9432 plaka sayılı aracı satın almak istediklerini beyan ederek sanıkla buluşma ayarladıkları ve aralarında adi satış sözleşmesi düzenledikleri anlaşılmakla adli kolluk görevlilerinin kışkırtıcı ajan gibi hareket ederek sanığı suça teşvik ettikleri ve hukuka aykırı yöntemle elde edilmiş delillerin hükme esas alınamayacağı gözetilmeden sanığın atılı suçlardan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.

  1. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.09.2015 tarihli ve 2013/461 Esas, 2015/468 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

06.09.2023 tarihinde karar verildi.

 

Buraya tıklayarak diğer makale ve dilekçe örneklerimize ulaşabilirsiniz.

 

Oguz

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

4 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

4 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

4 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

5 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

7 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

7 ay ago