Yargı Kararları

Fuzulen İşgal Nedeniyle Açılan Davada Taraflar Arasında Kira İlişkisi Bulunduğu Kanıtlanmadıkça Görevsizlik Kararı Verilemez- Yargıtay Kararı

T.C. Yargıtay 3.Hukuk Dairesi E: 2017/3309, K: 2017/16796,  K.T.: 30.11.2017

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

YARGITAY  KARARI

Davacı, davaya konu taşınmazı satın aldığını, davalıların haksız yere taşınmazı işgal ettiklerini ileri sürerek davalıların taşınmaza haksız müdahalelerinin önlenmesi ve taşınmazdan tahliyeleri ile 25.000 TL haksız işgal tazminatının tahsilini istemiştir.

Davalı …, taşınmazı eski malikten kiraladığını, haksız işgalci olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece davalının sunduğu kira sözleşmesi nedeniyle görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’ nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4.maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. … 1086 Sayılı HMUK’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir.

6100 sayılı HMK’ nın 26/1. maddesine göre “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”

Dava, davalıların çekişme konusu taşınmazı fuzulen işgal ettiklerinden bahisle açıldığına göre; anılan isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 2/1. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinin görevinde bulunduğu kuşkusuzdur.

Mahkemece bu durumda, işin esasının incelenmesi, taraflar arasında hukuken geçerli bir kira ilişkisinin varlığının saptanması halinde davanın reddedilmesi, aksi halde müdahalenin meni ve ecrimisil yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.11.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Av.Özlem Karakaya

Recent Posts

Vasiyetnamenin Açılması Ve İlgililere Tebliği Talebi Dilekçesi

... SULH HUKUK MAHKEMESİNE TALEPTE BULUNAN                   …

4 ay ago

BOŞANMA

Türk Medeni Kanunu'nda boşanmanın tanımı yapılmamıştır. Boşanma için geçerli olarak kurulmuş olan bir evlenmenin eşlerin…

4 ay ago

Davaların Yığılması Davası Dilekçe Örneği

DAVALARIN YIĞILMASI Davacı, aynı davalıya karşı olan birden fazla asli talebini, taleplerinin tamamen aynı yargılama…

5 ay ago

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

9 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

9 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

9 ay ago