Yargı Kararları

EMEKLİ OLARAK İŞ İLİŞKİSİNİN SONA ERMESİ – TÜZEL KİŞİLİĞİ KALDIRILAN İL ÖZEL İDARESİNİN DEVİR ÖNCESİ BORÇLARININ HERHANGİ BİR KURUMA DEVREDİLİP DEVREDİLMEDİĞİ

T.C. YARGITAY

22.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/6421
Karar: 2016/19279
Karar Tarihi: 27.06.2016

İŞÇİ ALACAKLARI DAVASI – EMEKLİ OLARAK İŞ İLİŞKİSİNİN SONA ERMESİ – TÜZEL KİŞİLİĞİ KALDIRILAN İL ÖZEL İDARESİNİN DEVİR ÖNCESİ BORÇLARININ HERHANGİ BİR KURUMA DEVREDİLİP DEVREDİLMEDİĞİ – HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Dava konusu olayda davacı işçi devirden önce emekli olup iş ilişkisini sona erdirdiğinden talep ettiği yıllık izin ücretinden kimin sorumlu olduğunun belirlenmesi gerekecektir. Öncelikle devir, tasfiye ve paylaştırma komisyon kararının getirtilerek, tüzel kişiliği kaldırılan il özel idaresinin devir öncesi borçlarının herhangi bir kuruma devredilip devredilmediğinin tespitinden sonra, devir var ise sorumluluğun davalı taraf sıfatının borcu devralan bu kurum veya kuruluşa ait olacağı, borçların devri konusunda alınmış bir karar yok ise anılan il özel idaresinin aktiflerini ve alacaklarını devralanın borçlardan da sorumlu tutulması gerekeceği, tüm bu araştırmalarla borçtan sorumlu tutulacak davada taraf ehliyetine sahip bir kurum veya kuruluş tespit edilemediği hallerde borcun mahalli idare birimi olan il özel idaresindeki çalışmalardan doğan bir borç olması ve devir, tasfiye ve paylaştırma işlemlerini yapması gereken komisyonu oluşturma yükümlülüğünün de mülki idareye verildiği dikkate alındığında davanın İçişleri Bakanlığına yönetilerek sonuçlandırılması gerekir.

(4857 S. K. m. 41, 46, 47) (6360 S. K. m. 1, 3, Geç. m. 1)

Dava: Davacı, ulusal bayram ve genel tatil, gece vardiyası ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı, davalı işyerinde çalıştığını, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, gece vardiyası, fazla mesai ve yıllık izin alacaklarının ödenmediğini belirterek davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava devam ederken davalı gösterilen Manisa İl Özel İdaresi Kanunla kaldırıldığından davalı taraf sıfatının belirlenmesi konusunda uyuşmazlık doğmuştur.

6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesinin 1. fıkrası ile bazı illerde büyükşehir belediyesinin kurulduğu, 5. fıkrasında bu sayılan illerdeki il özel idarelerinin kaldırıldığı, yürürlük başlıklı 36. maddesinde de Kanun’un bu hükümlerinin ilk mahalli idareler seçiminde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Anılan Kanun’un kabul edildiği tarihten sonraki ilk mahalli idareler seçimi ile yürürlüğe girmesiyle Erzurum İl Özel İdaresinin tüzel kişiliği dava devam ederken sona ermiştir.

6360 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 2. fıkrasıyla; mevzuatla il özel idarelerine yapılan atıflar bu Kanun kapsamında tüzel kişiliği kaldırılan il özel idareleri için ilgisine göre bakanlıklara, bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşları ile bunların taşra teşkilatına, hazineye, valiliklere, büyükşehir belediyelerine ve bağlı kuruluşlarına veya ilçe belediyelerine yapılmış sayılacağı, tüzel kişiliği kaldırılan il özel idarelerine 22.02.2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve diğer mevzuatla verilmiş olan yetki, görev ve sorumluluklar ilgisine göre bu kurum ve kuruluşlar tarafından kullanılacağı ve yerine getirileceği, söz konusu il özel idarelerinin mahkemelerde süren davaları ile il özel idaresi olarak faaliyet gösterdikleri dönem ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda muhatap, devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluş olduğu açıkça düzenlemiştir. Bu durumda kaldırılan il özel idareleri hakkındaki davaların ilgilisine göre devredildiği kurum ve kuruluşa yöneltileceği tartışmasızdır. Somut uyuşmazlıklarda il özel idaresine karşı açılan davalarda öncelikle dava konusunu oluşturan faaliyet ve işlemlerle ilgili konuların hangi kurum ve kuruluşlara devredildiği ve devralanın tüzel kişiliğinin de bulunup bulunmadığı belirlenerek davalı sıfatının kime yöneltileceğinin tespiti gerekir.

Tüzel kişiliği sona eren il özel idarelerinin devir, tasfiye ve paylaştırılma işlemlerini düzenleyen 6360 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında; devir, tasfiye ve paylaştırma işlemlerini yürütmek üzere vali tarafından, bir vali yardımcısının başkanlığında, valinin uygun göreceği kurum ve kuruluş temsilcilerinin ve ilgili belediye başkanlarının katılımıyla devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonu kurulacağı bu komisyona yardımcı olmak üzere valinin görevlendirmesi ile alt komisyonlar da kurulabileceği, 4. fıkrasında bu kanun ile tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idareleri; personelini, her türlü taşınır ve taşınmaz malları ile hak, alacak ve borçlarını bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir ay içinde valiliğe bildireceği, bu idarelerin taşınmazlarının satışı, tahsisi ve kiralanması, iş ve toplu iş sözleşmesinin yapılması, her türlü imar uygulaması (inşaat ruhsatı hariç), iş makineleri ve diğer taşıtların satışı ile borçlanmaları İçişleri Bakanlığının onayına bağlı olduğu, 5. fıkrasında ise tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idarelerinin her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçları, komisyon kararıyla ilgisine göre bakanlıklara, bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşları ile bunların taşra teşkilatına, valiliklere, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığına, büyükşehir belediyesine ve bağlı kuruluşuna veya ilçe belediyesine devredilmesine karar verileceği, devir işlemi, yapılacak ilk mahalli idareler genel seçimi tarihinde uygulamaya konulacağı Maliye Hazinesine devredilen taşınmazlar Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla kullanmakta olan kurumlara tahsis edilmiş sayılacağı Hazinenin özel mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, bu Kanun’un 1. maddesiyle tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idarelerine, belediyelere ve köy tüzel kişiliklerine tahsis edilmiş olanlar; kuruluş kanunlarıyla kendilerine verilen kamusal nitelikteki görevleri yerine getirmeleri amacıyla ve komisyon kararıyla; ilgisine göre bakanlıklara, bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşlarına, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına, büyükşehir belediyelerine, büyükşehir belediyelerinin bağlı kuruluşlarına ve ilçe belediyelerine tahsis edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.

Bu düzenlemeler kapsamında devir öncesi doğan ve bir kurum ve kuruluşa devredilemeyen işçilik alacaklarının tahsili için açılan davalarda taraf sıfatının kime ait olduğu konusunda anılan kanunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Dava konusu olayda davacı işçi devirden önce emekli olup iş ilişkisini sona erdirdiğinden talep ettiği yıllık izin ücretinden kimin sorumlu olduğunun belirlenmesi gerekecektir. Öncelikle devir, tasfiye ve paylaştırma komisyon kararının getirtilerek, tüzel kişiliği kaldırılan il özel idaresinin devir öncesi borçlarının herhangi bir kuruma devredilip devredilmediğinin tespitinden sonra, devir var ise sorumluluğun davalı taraf sıfatının borcu devralan bu kurum veya kuruluşa ait olacağı, borçların devri konusunda alınmış bir karar yok ise anılan il özel idaresinin aktiflerini ve alacaklarını devralanın borçlardan da sorumlu tutulması gerekeceği, tüm bu araştırmalarla borçtan sorumlu tutulacak davada taraf ehliyetine sahip bir kurum veya kuruluş tespit edilemediği hallerde borcun mahalli idare birimi olan il özel idaresindeki çalışmalardan doğan bir borç olması ve devir, tasfiye ve paylaştırma işlemlerini yapması gereken komisyonu oluşturma yükümlülüğünün de mülki idareye verildiği dikkate alındığında davanın İçişleri Bakanlığına yönetilerek sonuçlandırılması gerekir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.06.2016 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı

Lawyer Antalya

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

3 hafta ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

3 hafta ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

1 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

1 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

3 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

4 ay ago