Yargı Kararları

Depremdeki Zarardan Dolayı Tazminat Davası

17. Hukuk Dairesi         2016/11461 E.  ,  2019/7615 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davacıya ait olup davalı tarafından Yangın Sigorta Poliçesi ile sigortalanan işyerinin … İli’nde gerçekleşen depremde hasar gördüğünü, davalının emtia hasarını ödediğini, işyeri binasında deprem nedeniyle oluşan hasardan da davalının sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.700,00 TL’nin deprem tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, DASK poliçesi bulunmaması durumunda zarardan sorumlu olmadıklarını, zorunlu deprem sigorta bedelini aşan zararlardan poliçedeki teminatla sınırlı olarak sorumlu olduklarını, poliçedeki deprem teminatının ihtiyari nitelikte olduğunu ve davacının zararı DASK limitlerinde kaldığından şirketlerine husumet düşmeyeceğini, deprem rizikosu için müşterek sigorta ve muafiyet hükmünün de hasar belirlemesinde dikkate alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 13.811,60 TL tazminatın 17.12.2011 tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, deprem teminatını da içeren Yangın Sigorta Poliçesi kapsamında tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davacıya ait olup davalı tarafından sigortalanan bağımsız bölümün deprem nedeniyle uğradığı hasar bedelinin davalıdan tazmini istemiyle dava açmış; mahkemece, davalı tarafından düzenlenen poliçeyle davacı işyeri için ihtiyari deprem teminatı verildiği kabul edilerek, sigortalanan işyeri için zorunlu deprem sigortası bulunması şartıyla poliçede verilen ihtiyari deprem teminatının geçerli olacağı konusunda gerekli bilgilendirmeyi yapmayan davalı sigortacının zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle, talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacıya ait işyerinin DASK poliçesinin bulunmadığı, gerek tarafların gerekse mahkemenin kabulünde olduğu gibi, DASK’ın 18.12.2012 tarihli cevabi yazısı ile sabittir. Davalı tarafından düzenlenen 29.04.2011-29.04.2012 vadeli Yangın Sigorta Poliçesiyle, sigortalı işyeri 26.550,00 TL. bina bedeli ile sigortalanmış ve poliçede deprem teminatı da verilmiş; ancak, deprem teminatı yönünden DASK limitini aşan zarardan sigortacının sorumlu olacağına ilişkin ayrıca bir ifadeye poliçede yer verilmemiş; sadece, deprem teminatı bakımından %20 müşterek sigorta ile %2 muafiyet uygulanacağı düzenlemesi yapılmıştır.
Davacıya ait işyeri için davalı tarafından deprem teminatını da içeren Yangın Sigorta Poliçesi’nin tanzim edildiği 29.04.2011 tarihi ve deprem tarihi itibariyle yürürlükte olan 587 sayılı Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin “kapsam” başlıklı 2. maddesinde “634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler ile doğal afetler nedeniyle Devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile yapılan meskenler zorunlu deprem sigortasına tabidir” düzenlemesine; anılan KHK’nın 9. maddesinde ise “bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamındaki bağımsız bölümler ve binalar için, malikler veya varsa intifa hakkı sahipleri tarafından zorunlu deprem sigortası yaptırılır” düzenlemesine yer verilmiştir.
587 sayılı KHK ile zorunlu deprem sigortası yaptırmakla yükümlü olanlar ile bu sigortanın yaptırılmasının zorunlu olduğu yapılar açıkça belirlenmiştir. Davacıya ait işyeri de KHK kapsamında zorunlu deprem sigortası yaptırılması zorunlu olan yapılar arasında bulunmaktadır. Zorunlu Deprem Sigortası yapma konusunda tek yetkili kurumun dava dışı DASK olduğu; davalı sigortacının kendi nam ve hesabına zorunlu deprem sigortası yapma hak ve yetkisi bulunmadığı; davalı tarafından düzenlenen poliçenin Yangın Sigorta Poliçesi olduğu ve poliçe kapsamında deprem dışında birçok riziko için teminat verildiği hususları dikkate alındığında, davalı poliçesindeki deprem teminatının ihtiyari nitelikte olduğuna ilişkin mahkeme kabulü yerindedir.
Ancak; 587 sayılı KHK kapsamında zorunlu deprem sigortasını yaptırmakla yükümlü olan davacının, DASK limitini aşan zararından davalının sorumlu olacağı konusunda bilgilendirilmemesi nedeniyle, davalının düzenlediği poliçedeki deprem teminatını talep etme hakkını kazanamayacağı; mevzuat gereği yükümlü olduğu zorunlu deprem sigortasını yaptırmayan davacının ancak zorunlu deprem sigortası teminat limitini aşan zararından davalının sorumlu tutulabileceği hususları gözetilmeden ve gerekli araştırmalar yapılmadan karar verilmesi, eksik inceleme mahiyetindedir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davalı sorumluluğunun başlangıç noktasının, zorunlu deprem sigortası teminat limitinin üzerinde kalan deprem zararı olduğu da dikkate alınmak suretiyle, davacıya ait işyeri için deprem tarihi olan 23.10.2011’de geçerli olan zorunlu deprem sigortası teminat limitinin tespiti konusunda gerekli araştırmanın yapılması; daha sonra, sigortalı işyeri binasının deprem tarihindeki serbest piyasa rayiçlerine göre yeniden yapım maliyetinin ne kadar olacağı hususunda, konusunda uzman başka bir inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınması; saptanacak hasar bedelinin, DASK teminat limitinin altında kalması halinde davalıya husumet düşmeyeceği ve DASK limitini aşan zarar tespiti halinde ise anılan limiti aşan zarar kısmından poliçedeki müşterek sigorta ve muafiyet hükümleri dahilinde belirlenecek bedelden davalının sorumlu tutulabileceği gözetilerek hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Buraya tıklayarak diğer makale örneklerimize ve dilekçe örneklerimize ulaşabilirsiniz.

Barış kaya

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

4 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

4 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

4 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

4 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

6 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

7 ay ago