Kişisel ilişki, çocuğun velayetinin kendisine bırakılmadığı anne ve baba veya olağanüstü hallerde çocuğun menfaatine uygun düşen diğer kişi ile çocuğun belirli süre görüşmesi, kalması ya da iletişim kurmasını ifade eder. Kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı kişilik hakları arasında yer aldığından bu haktan önceden feragat edilemez ve bu hak başkasına devredilemez.
Kişisel ilişki tesisine ilişkin kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu sebeple kişisel ilişki kurulmasına karar veren mahkeme, çocuğun güvenliğini zedeleyen olguları her zaman öncelikli olarak önemseyerek dikkate alır ve ilerde değişen şartlara göre her an yeniden düzenleme yapabilir ve kişisel ilişkiyi kaldırabilir.
Mahkeme, kişisel ilişki kurulduktan sonra dahi değişen koşullara göre her zaman çocuğun güvenini zedeleyen olguları dikkate alır ve yeniden düzenler. Kişisel ilişki kurulmasında öncelikli olması gereken ve en önemli husus çocuğun üstün yararıdır. Analık veya babalık duygularının tatmin edilmesi mahkeme nazarında ikinci planda kalmaktadır. Kurulan kişisel ilişki sonrası anne, baba veya 3. kişi; diğerinin çocuk ile ilişkisini engellememeli ve ilişkisini zedelemekten kaçınmalıdır.
Öncelikle, kişisel ilişki kurulması mutlak bir zorunluluk teşkil etmemektedir. Bu sebeple koşulları mevcutsa kişisel ilişki kaldırılabilmektedir. Mahkeme anne baba veya 3. kişi ile çocuk arasında kişisel ilişki tayin etse de zamanla değişen koşullara göre kişisel ilişkiyi her zaman kaldırabilir. Çocuğun üstün yararı mahkeme nazarında her zaman analık-babalık duygusunu tatmin etmekten önce gelmektedir.
Kişisel ilişkinin kaldırılması davasında gerek görüldüğü takdirde uzman görüşüne veya uzman taraflar ile görüşerek rapor düzenlenmesi yoluna başvurulabilmektedir. Rapor düzenlenirken çocuk ile görüşülmüş olması gerekmektedir. Eğer çocuk idrak etme çağında ise kişisel ilişkinin kaldırılması davasında çocuğun kendisi dinlenebilir. Bu şekilde dinlenen çocuğun tercihi önem arz eder ve mahkemece dikkate alınır. İdrak çağında olmayan çocukların yönlendirilmiş beyanları mahkemece dikkate alınmaz. Çocuğun üstün yararı gerekli araştırma yapılarak mahkemece karar verilir.
Taraflara mahkeme tarafından, taleplerinin dışına çıkılarak mükellefiyet yükleyecek şekilde hüküm kurulamaz ve mahkemece zaruri bulunmadıkça ve çocuğun üstün yararı gerektirmedikçe tarafların talepleri dışında hüküm kurulamaz. Ancak daha önce de belirtildiği üzere çocuğun üstün yararının gerektirdiği durumların söz konusu olması durumunda mahkeme resen gerekli olan tüm tedbirleri alabilecektir.
Çocuk kişisel ilişkinin kaldırılma davası sırasında ergin olmuşsa, dava konusuz kalacağından karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmelidir.
Buraya tıklayarak diğer makale örneklerimize ve dilekçe örneklerimize ulaşabilirsiniz.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…