5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK), yargılama süjelerini
düzenlerken, “suçtan zarar görene” özel bir önem vermiş, CMUK’da bulunmayan birçok yetki
ve hak tanımıştır. Bu suretle CMK, kişisel iddiayı güçlendirmiş; maddi gerçeğin ortaya
çıkartılması açısından kişisel iddianın önemini perçinlemiştir. Ancak Adalet Komisyonu
aşamasında, bu husustaki düzenlemelerde aşırılığa kaçılmış, modern ceza yargılama
hukukunun temel ilkelerinden bazıları göz ardı edilmiştir. Üstelik bu aşırılıklarla dolu
düzenleme sebebiyle, uygulamada çok ciddi hatalara düşülmekte, ceza yargılama hukukunun
temel prensiplerinden bir kısmı açıkça ortadan kaldırılmaktadır.
Bu yazıda, özellikle, mağdur ile şikâyetçiye tanınan ve kayıtsız koşulsuz
kullanabilecekleri, “vekil atanmasını isteme hakkı” ile soruşturma evresinde “vekilin, mağdur
ve şikâyetçinin beyanının alınması sırasında hazır bulundurulması” şeklindeki uygulama
inceleme konusu yapılacaktır.
... SULH HUKUK MAHKEMESİNE TALEPTE BULUNAN …
Türk Medeni Kanunu'nda boşanmanın tanımı yapılmamıştır. Boşanma için geçerli olarak kurulmuş olan bir evlenmenin eşlerin…
DAVALARIN YIĞILMASI Davacı, aynı davalıya karşı olan birden fazla asli talebini, taleplerinin tamamen aynı yargılama…
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…