Olaylar
Başvurucu, dış ticaretle uğraşan G. Tarım Ürünleri Pazarlama Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin (Şirket) olayların geçtiği tarihteki yönetim kurulu başkanıdır. Şirket, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir firmadan uzun ve orta taneli çeltik satın alarak farklı tarihlerde Mersin Limanı’na getirmiştir. Getirilen ürünlerin bir kısmının genetiği değiştirilmiş organizma niteliğinde olduğu yönünde yapılan ihbarlar üzerine, Cumhuriyet başsavcılığınca 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu’na aykırı fiilleri işleme suçlamasıyla başvurucunun da aralarında bulunduğu şirket yöneticileri hakkında başlatılan soruşturma kapsamında görevlilerce çeltik emtiasından numuneler alınmış, ayrıca ürünlere de el konulmuştur.
Ürünlerden alınan numuneleri inceleyen Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, düzenlediği analiz raporunda ürünün genetik modifiye olduğunu gösteren dizilimlere rastlandığını ifade etmiştir. İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesindeki uzmanlarca düzenlenen bilirkişi raporlarında da ürünlerin genetik modifiye olduğunu gösteren dizilimler içerdiği belirtilmiştir.
Başsavcılık, başvurucunun ve diğer bazı kişilerin cezalandırılması talebiyle ağır ceza mahkemesinde kamu davası açmış, iddianamede ayrıca el konulan çeltik ve pirinç türü eşyanın müsaderesine karar verilmesi talep edilmiştir. Öte yandan Şirket tarafından ihaleyle Millî Savunma Bakanlığına satılan pirinçlerin de Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik’e uygun olmadığının tespiti üzerine başsavcılık, başvurucu ile diğer kişilerin cezalandırılması ve emtianın müsaderesine karar verilmesi talebiyle dava açmış, dava ağır ceza mahkemesinde görülen diğer davayla birleştirilmiştir.
Kovuşturma sürecinde çeşitli laboratuvarlardan alınan bazı raporlarda ürünlerin genetiği değiştirilmiş organizma içerdiği belirtilmiş ancak bunun pirincin kendisinden mi yoksa genetiği değiştirilmiş organizmanın bulaşmasından mı kaynaklandığının anlaşılamadığı ifade edilmiştir. Başvurucu, yargılama sürecindeki savunmasında ürünlere genetiği değiştirilmiş organizma bulaşmasının taşıma veya saklama koşullarından kaynaklanabileceğini ileri sürmüştür.
Ağır ceza mahkemesi, başvurucunun mahkûmiyetine ve suça konu pirincin müsaderesine karar vermiştir. Yargıtay’ın bu kararı düzelterek onaması üzerine başvurucu, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna (Ceza Genel Kurulu) itiraz yoluna gitmesi talebiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat etmiştir. Müracaatı inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kararın bozulması talebiyle Ceza Genel Kuruluna başvurmuştur. Ceza Genel Kurulu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazını reddetmiştir.
İddialar
Başvurucu; biyokimya güvenliği mevzuatına aykırı davranıştan kanunun kapsamının genişletilmesi suretiyle mahkûmiyet hükmü kurulması sebebiyle suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin, delillerin ve hukuk kurallarının hatalı değerlendirilmesi nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının, genetiği değiştirilmiş organizma bulaşan ürünün müsadere edilmesi nedeniyle de mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Somut olayda suç ve cezaların kanuniliği ilkesi yönünden öncelikle başvurucunun şeklî manada bir kanuna dayalı olarak cezalandırılıp cezalandırılmadığı incelenmiştir. Başvurucunun cezalandırıldığı 5977 sayılı Kanun’un 15. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünlerini bu Kanun hükümlerine aykırı olarak ithal eden, üreten veya çevreye serbest bırakan kişinin cezalandırılacağının hükme bağlandığı görülmüş ve bu bağlamda başvurucunun şeklî manada bir kanuna dayalı olarak cezalandırıldığı kanaatine varılmıştır.
Ceza hükümlerinin kanunun özünden uzaklaşacak şekilde genişletici yoruma tabi tutulması suç ve cezaların kanuniliği ilkesini ihlal edebilir. Somut olayda yargı mercilerinin yorumlarının kanunun özünden uzaklaşan, genişletici bir mahiyet taşıyıp taşımadığını inceleyen Anayasa Mahkemesi, 5977 sayılı Kanun’un 15. maddesinin (1) numaralı fıkrasında “[genetiği değiştirilmiş organizma] ve ürünlerini bu Kanun hükümlerine aykırı olarak ithal eden …” kavramına yer verildiğine dikkat çekmiştir. 5977 sayılı Kanun’un 2. maddesinin birinci fıkrasında ise genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri ile bulaşan kavramlarının ayrı ayrı tanımlandığına vurgu yapılmıştır. Bu tanımlamalar dikkate alındığında, bulaşan olarak tanımlanan madde içeren ürünlerin Kanun’un 15. maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki suçun kapsamında değerlendirilmesinin öngörülebilir bir yorum olarak kabul edilmesi mümkün görülmemiştir. Bulaşan kavramının Kanun’daki tanımı gözönünde bulundurulduğunda, bulaşan içeren ürünlerin genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri kapsamında görülmesinin kanunun olağan anlamından çıkarılmasının zorlayıcı bir yorum olacağı kanaatine varılmıştır.
Somut olayda yargılamayı yürüten ağır ceza mahkemesi, genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri kavramının sadece genetiği değiştirilmiş organizma mahiyetindeki ürünleri değil bu organizmaların bulaştığı ürünleri de kapsadığını kabul etmiştir. Ağır ceza mahkemesi, çeltik ürününün genetiği değiştirilmiş organizma mı yoksa genetiği değiştirilmiş organizma bulaşan ürün mahiyetinde mi olduğunu netleştirmeye gerek duymadan, her iki durumun da suçun kapsamına girdiğini değerlendirerek hüküm kurmuştur. Yargıtay da mahkûmiyet hükmünü hukuka uygun bulmuştur. Ceza Genel Kurulu ise “[genetiği değiştirilmiş organizma] ve ürünleri” tanımına dikkat çekerek, söz konusu tanımın genetiği değiştirilmiş organizma bulaşan ürünleri de kapsadığı sonucuna ulaşmıştır. Kanun yolları sürecindeki nihai değerlendirmede başvurucunun yönetim kurulu başkanı olduğu şirketçe ithal edilen çeltik ürününün genetiği değiştirilmiş organizma bulaşan niteliğinde olduğu kabul edilmiş ve bu kabul üzerinden hüküm kurulmuştur. Bu bilgiler ışığında, genetiği değiştirilmiş organizma bulaşan çeltik ürününün, genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri olarak değerlendirilmesinin kanuni düzenlemenin özünden uzaklaşan, genişletici ve öngörülemez bir yorum olduğu sonucuna varılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Buraya tıklayarak diğer makale örneklerimize ve dilekçe örneklerimize ulaşabilirsiniz.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…