Bilgi Deposu

CEZA HUKUKUNDA EVRENSELLİK İLKESİ

EVRESELLİK İLKESİ

Kim tarafından kime karşı nerede işlenmiş olursa olsun uluslararası kültür değerlerine yönelik suçlarda yargılama yapılmasının kabul edildiği ilkeye evrensellik ilkesi adı verilmektedir. Devletlerin ortak kültür değerlerine yönelik suçların cezasız kalmaması için kabul edilmiştir. Uluslararası sözleşmelerle kabul
edilmiş bir ilkedir. Bu sözleşmeler devletlere bazı suçların işlenmesi halinde ülkelerinde bulunan faili yargılamaları ve cezalandırmaları yükümlülüğünü yüklemektedir.
Evrensellik ilkesi kaynağını, kovuşturmayı yapan devletin çıkarlarına uygun hareket etmesinden değil,
bütün devletler topluluğunun çıkarlarına uygun hareket etmesinden almaktadır. Bir devlet, ülkesi dışında
işlenmiş olmakla birlikte tüm devletlerin ortak çıkarlarını ihlal eden veya tehlikeye koyan fiilleri
yargılamakla bu çıkarları korumak amacı gütmektedir. Bu yüzden evrensellik ilkesi, tüm hukuki değerler
için değil, evrensel geçerlilik taşıyan belirli hukuki değerleri korumak için kabul edilmiş bir ilkedir.
Ceza Kanunumuz da evrensellik ilkesini 13. maddede düzenleyerek, bazı suçların nerede işlenirse
işlensin, kim tarafından kime karşı icra edilirse edilsin bazı şartlarda Türkiye’de yargılanmasını kabul
etmiştir. Bazı yazarlar 13. maddede düzenlenen evrensel yetkiyi, tek yanlı evrensel yetki olarak
nitelendirmektedirler. Bu görüşe göre evrensel yetkinin iki türü vardır. Biri tek yanlı evrensel yetki, diğeri
de temsile dayalı evrensel yetkidir. Bu görüş doktrinde bazı yazarlar tarafından ikame ceza yargısı olarak
nitelendirilen ilkeyi temsile dayalı evrensel yetki olarak nitelendirmekte ve bu yetkiyi evrensellik ilkesi
kapsamında değerlendirmektedirler.

Evrensellik ilkesinin uygulanması için gereken şartlar şu şekilde düzenlenmiştir:

-Suç yabancı ülkede işlenmelidir. Ülkede ya da ülke sayılan yerlerde işlenmişse mülkilik ilkesi çerçevesinde
değerlendirme yapmak gerekmektedir.
-Yabancı ülkede işlenen suçun vatandaş veya yabancı tarafından işlenmesi önemli değildir. 13. maddede
belirtilen hallerde faile göre şahsilik ilkesi uygulanmayacaktır.
-İşlenen suçların ikinci kitap, birinci kısım altında yer alan soykırım ve insanlığa karşı suçlar (m. 76-78),
göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçları(m. 79-80), işkence (m. 94, 95), çevrenin kasten kirletilmesi (m. 181), uyuşturucu veya uyarıcı madde
imal ve ticareti (m. 188), uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (m. 190), parada
sahtecilik (m. 197), para ve kıymetli damgaları imale yarayan araçların üretimi ve ticareti (m. 200),
mühürde sahtecilik (m. 202), fuhuş (m. 227), deniz, demiryolu veya havayolu ulaşım araçlarının
kaçırılması veya alıkonulması (m. 223/2-3) ya da bu araçlara karşı işlenen zarar verme (m. 152) suçları
olması gerekir.

-Evrensellik ilkesi kapsamında yer alan suçlardan dolayı yargılama yapılması Adalet Bakanının talebine
bağlıdır. Talep bir kovuşturma şartıdır.

-Ceza Kanunumuzun m. 76-80’de yer alan suçlar dışındaki suçlarla ilgili yabancı ülkede beraat ve
mahkûmiyet kararı verilmişse Türkiye’de yeniden yargılama yapılması söz konusu değildir. Ancak 76-80.
maddelerde yer alan suçlarla ilgili beraat veya mahkûmiyet kararı verilse bile Türkiye’de yeniden
yargılama Adalet Bakanının talebiyle mümkün olmaktadır. Kanun koyucu söz konusu suçlarda yabancı
ülkede hüküm verilmesini yargılamaya engel olarak görmemiştir. Yalnızca beraat veya mahkûmiyette
değil diğer hüküm çeşitlerinde de Adalet Bakanının istemi üzerine Türkiye’de yargılama yapılabilecektir.
Buradaki Adalet Bakanının istemini gerektiren hüküm çeşitleri uyuşmazlığın esasını çözen hükümleri
ifade etmektedir.

-Failin Türkiye’de bulunması gerekmektedir.

-Yabancı ülkede işlenen suçtan dolayı Türkiye’de yargılama yapılabilmesi için fiilin, işlendiği ülke
kanununa göre de suç teşkil etmesi gerekir.

Evrensellik ilkesi kapsamında kalan ve 13. maddenin 76-80. maddelerinde yer alan suçlar dışındaki
suçlarda Türkiye’nin yargılama yetkisinin bir tali yetki olduğu ifade edilmektedir. Zira Türkiye’nin de taraf
olduğu birçok uluslararası sözleşmede “ya iade et ya da yargıla ve cezalandır” kuralının geçerli olduğunu,
söz konusu suçlar nedeniyle failin suçun işlendiği ülkeye iade edilmesinin gerektiği, iade edilemiyorsa
ülkede yargılanmasının gerektiği dile getirilmektedir.

Nedim Şerif

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

3 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

3 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

3 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

3 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

5 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

6 ay ago