Tanık, TDK sözlüğünde; duruşmada bilgisine, görgüsüne başvurulan kimse olarak tanımlanır. Ceza yargılamasının nihai gerçeğe ulaşma amacına hizmet eden deliller arasında önemli bir görev üstlenen tanıklık müessesi CMK’ da ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Belirtmek gerekir ki; AİHS’in adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesinde de, tanıklığa ilişkin özel bir düzenleme bulunmakta ve iddia ve savunma tanıklarının aynı şartlarda dinlenmesi ve iddia makamının tanılarına ayrıcalık tanınmaması hususu özel olarak düzenlenmiştir.
Tanık TCK’nın, 6. maddesine göre kamu görevlisi sayılır. Sanık yargılandığı bir davada tanık olarak dinlenemez. Mağdur ise tanık olabilir, CMK 236/1’e göre mağdur tanık olarak dinlendiğinde yemin hariç tanıklığa ilişkin hükümler mağdur için de uygulanır. CMK 201 gereğince ceza avukatı tanığa doğrudan soru sorabilir.
Tanıklar çağrı kâğıdı ile çağrılır. Çağrı kâğıdında gelmemenin sonuçları bildirilir. Tutuklu işlerde tanıklar için çağrı kağıdı gönderilmeden de zorla getirme kararı verilebilir. Karar yazısında bu yoldan getirilmenin nedenleri gösterilir ve bunlara çağrı kâğıdı ile gelen tanıklar hakkındaki işlem uygulanır.
Bu çağrı telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, çağrı kâğıdına bağlanan sonuçlar, bu durumda uygulanmaz.
Mahkeme, duruşmanın devamı sırasında hemen dinlenilmesi gerekli görülen tanıkların belirteceği gün ve saatte hazır bulundurulmasını görevlilere yazılı olarak emredebilir. Mahkeme bu emri ancak kovuşturma aşamasında verebilir.
Çağrıya uymayan tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir edilerek, kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilir. Ancak zorla getirilen tanık evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse aleyhine hükmedilen giderler kaldırılır.
Ceza yargılamasında tanıklık zorunlu olup, bir yargılama için tanık olarak dinlenmesi gereken kişi keyfi olarak tanıklıktan çekinemez. Kanun hangi hallerde tanıklıktan çekinebileceğini tahdidi olarak saymıştır. Buna göre;
Tanıklıktan çekinebilir.
– Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle tanıklıktan çekinmenin önemini anlayabilecek durumda olmayanlar, kanunî temsilcilerinin rızalarıyla tanık olarak dinlenebilirler. Kanunî temsilci şüpheli veya sanık ise, bu kişilerin çekinmeleri konusunda karar veremez.
Hem soruşturma evresinde hem de kovuşturma evresinde tanıklıktan çekinilebilir.
-Tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinebilecekleri bildirilir. Bu kimseler, dinlenirken de her zaman tanıklıktan çekinebilirler.
2 ve 3bentlerinde söylenen gruplar için ilgilinin rızasının bulunması durumunda, bu kişiler tanıklıktan çekinemez.
Tanık, tanıklık etse dahi kendisini veya 45 inci maddenin birinci fıkrasında gösterilen kişileri ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebilir. Tanığa cevap vermekten çekinebileceği önceden bildirilir. Burada amaç tanığın kendisini veya yakınlarını korumak amacıyla yalan söylemesini önlemektir.
Öncelikle aşağıda sayılan kişiler yeminsiz olarak dinlenirler;
-Tanık, yasal olarak yemin etmemesi gereken tanıklardan olmasına rağmen yemin etmişse, bu tanığın beyanı, uygulamada yeminsiz tanığın beyanı olarak değerlendirilmektedir.
– Soruşturma ve kovuşturma evresinin her aşamasında, dinlenecek olan tanığa yemin verdirilir. Yemin etmesi gereken tanığın yemin etmeden dinlenmesi bozma sebebi de olsa, eğer bu tanığın beyanı esasa etkili değilse bozma kararı verilmediği, Yargıtay kararlarında görülmektedir. Gerektiğinde veya bir kimsenin tanık olarak dinlenip dinlenmemesinde tereddüt varsa, onun yemini tanıklığından sonraya bırakılabilir. Tanığın yemin şekli kanunda düzenlenmiş olup, ilgili cümlenin sesli olarak söylenmesinden ibarettir.
Her tanık, ayrı ayrı ve sonraki tanıklar yanında bulunmaksızın dinlenir. Tanıklar, kovuşturma evresine kadar ancak gecikmesinde sakınca bulunan veya kimliğin belirlenmesine ilişkin hâllerde birbirleri ile ve şüpheli ile yüzleştirilebilirler.
CMK 212’de; tanık, bir hususu hatırlayamadığını söylerse önceki ifadesini içeren tutanağın ilgili kısmı okunarak hatırlamasına yardım edilir. Tanığın duruşmadaki ifadesiyle önceki ifadesi arasında çelişki bulunduğunda, evvelce alınmış ifadesi okunarak çelişkinin giderilmesine çalışılır, hükümlerine yer verilmiştir.
Yemin ile dinlenen tanığın aynı soruşturma veya kovuşturma evresinde tekrar dinlenmesi gerektiğinde, yeniden yemin verilmeyip önceki yemini hatırlatılmakla yetinilebilir.
Tanığa ilk önce kişisel sorular sorulur. Eğer tanığın kimliğinin ortaya çıkması kendisi açısından sakınca doğuracaksa o zaman kimliği gizli tutulabilir.
Tanık, tanıklık edeceği konu hakkında bilgilendirilerek ve sanık gösterilerek veya sanık hazır değilse kimliği söylenerek; kesintisiz olarak dinlenir. Gerektiğinde tanığa soru sorulabilir. Ceza Muhakemesi’nde bu sorulara, çapraz sorgu denilmektedir.
Yasal neden olmadan çekinen kişiye bundan doğan giderler yükletilir, ayrıca dava bitinceye kadar her halde üç ayı geçmemek üzere disiplin hapsi de verilebilir. Tanıklığa ilişkin yükümlülüğünü, yerine getirdiğinde ise derhal serbest bırakılır.
Tanığa, tanıklık ettiği süreçte kaybettiği zaman ile orantılı bir tazminat verilir. Tanık hazır olmak için seyahat etmek zorunda kalmışsa, yol giderleriyle tanıklığa çağrıldığı yerdeki ikamet ve beslenme giderleri de karşılanır. Ancak sanık tarafından hazır edilen tanığa bu giderler ödenmez.
Tanık olarak dinlenecek kişilerin kimliklerinin ortaya çıkması kendileri veya yakınları açısından ağır bir tehlike oluşturacaksa; kimliklerinin saklı tutulması için gerekli önlemler alınır. Tanık Koruma Kanunu, tanık hakkında bu hükmün uygulanabilmesi için ağır ve ciddi tehlike şartını aramaktadır. Gizli tanıklık kurumu ancak bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda uygulama alanı bulur.
Gizli tanıklık; iddia ve savunma makamları arasındaki dengeyi bozduğu için eleştirilebilse de; gerek AİHM gerekse de AYM gizli tanıklığı hukuka aykırı bulmayıp, hükmün sadece gizli tanık beyanına göre şekillenmesi halinde adil yargılanma hakkının ihlali kararı vermektedirler
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…