İhtiyati haciz alacaklının para alacağının güvence altına alınması için borçlunun mallarına geçici olarak hukuken el konulmasıdır. Alacaklı genel olarak borçlunun borcunu zamanında ödemeyeceği konusunda şüphe duyuyor ise öncelikle taşınır ve taşınmaz mallarını haczettirebilir.
İhtiyati hacze karar verilebilmesi için alacağın vadesinin gelmiş olması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. Vadesi gelmemiş alacaklar için ise borçlunun belli bir yerleşim yerinin bulunmadığını veya taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye veya kaçırmaya hazırlandığına veya borçlunun bizzat kendisinin kaçmaya hazırlandığına ilişkin emarelerin mevcut olduğunun alacaklı tarafından ispatlanması halinde ihtiyati haciz kararı verilebilir.
Boşanma davasında boşanma davasının fer’i niteliğindeki tazminat talepleri henüz karara bağlanmamış olsa da İcra İflas Kanunu’na göre belli şartların varlığı halinde vadesi gelmemiş bir alacak nedeniyle de ihtiyati haciz kararı verilebilir.
Yargıtay kararında da görüleceği üzere; davacı, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasından sonra, bu defa, boşanma davası sonucunda lehine hükmedilmesi muhtemel olan tazminatı teminat altına almak amacıyla, davalının Ganyan bayiliği sebebiyle jokey kulübündeki hak ve alacakları ile sair teminatları üzerine ihtiyati haciz konulmasını istemiş, mahkemece, bu istek 17.07.2013 tarihinde “vadesi gelmiş ve doğmuş bir para alacağının mevcut olmadığı” gerekçesiyle reddedilmiştir.Davacının, boşanma davası içinde boşanmanın fer’i niteliğinde olan tazminat taleplerinin henüz karara bağlanmadığı doğrudur. İcra İflas Kanununa göre vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı, belli şartların varlığı halinde ihtiyati haciz istenebilir. (İc.İf.K.m.257) İhtiyati haciz talep eden, hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumlu ve teminat vermeye de mecburdur.(İc.İf.K.m.259) Alacak bir ilama müstenit ise teminat aranmaz. O halde, ihtiyati haciz talebinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı değerlendirilmeden teminat istenmesi de mümkün iken, talebin açıklanan gerekçe ile reddedilmesi doğru görülmemiştir.
İLGİLİ YARGITAY KARARI:
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas No:2013/22392Karar No:2013/26052
‘’Taraflar arasındaki “boşanma” davasının yapılan muhakemesi sırasında mahkemece verilen “ihtiyati tedbirin kaldırılmasına” mütedair 11.07.2013 tarihli karar ile bundan sonra verilen “ihtiyati haciz talebinin reddine” dair karara itiraz üzerine tesis edilen “itirazın reddine” ilişkin 03.10.2013 tarihli ek karar, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davacının talebi üzerine Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389’ncu maddesi gereğince tesis edilen ihtiyati tedbir kararı, davalının itirazı üzerine 11.07.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında kaldırılmış, kaldırmaya ilişkin bu karar davacı vekilinin yüzüne karşı verilmiştir. İhtiyati tedbir kararına itiraz edilmesi üzerine, itiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. (HMK.m.394/5) Kanun yoluna başvuru süresi, ilişkin olduğu kanun yolu için kanunda öngörülen süredir. İhtiyati tedbir kararına itiraz edilmesi üzerine, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin karar, temyiz edenin yüzüne karşı verilmiştir. Bu durumda bu kararın ayrıca tebliğine lüzum yoktur. Davacı, 11.07.2013 tarihli ek karara karşı on beş günlük süre içinde kanun yoluna başvurmamıştır. Bu halde, ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yoluna başvurma süresi geçirildiğinden davacının temyiz dilekçesinin bu yönden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacının, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin karara yönelik temyizine gelince;
a)Davacı, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasından sonra, bu defa, boşanma davası sonucunda lehine hükmedilmesi muhtemel olan tazminatı teminat altına almak amacıyla, davalının Ganyan bayiliği sebebiyle jokey kulübündeki hak ve alacakları ile sair teminatları üzerine ihtiyati haciz konulmasını istemiş, mahkemece, bu istek 17.07.2013 tarihinde “vadesi gelmiş ve doğmuş bir para alacağının mevcut olmadığı” gerekçesiyle reddedilmiştir. İhtiyati haciz talebinin reddi halinde, alacaklı kanun yoluna başvurabilir. (İc.İf.k.m.258/3) Hükümde öngörülen kanun yolundan kastedilenin temyiz yolu olduğu 4949 sayılı Kanunun Hükümet gerekçesinde açıklanmıştır. Şu halde temyizi kabil ve açık olan bir karara itiraz edilmesi üzerine, kararı veren mahkemenin bu itirazı esastan inceleyip reddetmesi usulen mümkün değildir. Bu bakımdan mahkemenin ihtiyati haciz talebinin reddi kararına karşı itiraz edilmesi üzerine verdiği “itirazın reddine” dair 03.10.2013 tarihli karar mahkemenin yetki ve görevi dışında tesis ettiği bir karar niteliğinde olup, bu kararın bozularak kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin reddine dair karara karşı vaki itiraz, temyiz niteliğinde kabul edilerek incelenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
b)Davacının, boşanma davası içinde boşanmanın fer’i niteliğinde olan tazminat taleplerinin henüz karara bağlanmadığı doğrudur. İcra İflas Kanununa göre vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı, belli şartların varlığı halinde ihtiyati haciz istenebilir. (İc.İf.K.m.257) İhtiyati haciz talep eden, hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumlu ve teminat vermeye de mecburdur.(İc.İf.K.m.259) Alacak bir ilama müstenit ise teminat aranmaz. O halde, ihtiyati haciz talebinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı değerlendirilmeden teminat istenmesi de mümkün iken, talebin açıklanan gerekçe ile reddedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2.) maddenin (a) bendinde gösterilen sebeple ihtiyati haciz talebinin reddi kararına itiraz üzerine verilen “itirazın reddine” mütedair 03.10.2013 tarihli ek kararın bozularak KALDIRILMASINA, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine dair 17.07.2013 tarihli kararın yukarıda (2.) maddenin (b) bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA, davacının ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair 11.07.2013 tarihli karara karşı temyiz talebinin, yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple “süre aşımından” REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oyçokluğuyla karar verildi.12.11.2013(Salı).’’
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…