Bilgi Deposu

Borçlunun İbraz Ettiği Belgelerdeki Ödemelerin Takibe Konu Çeklere İlişkin Olarak Yapıldığı Yönünde Alacaklının Açık İkrarı Olmaması Ve Ödeme Belgelerinde Hangi Çeke İlişkin Ödeme Yapıldığının Yazılmaması Durumunda Çek Karşılığı Ödeme Yapmış Sayılmayacağını Biliyor Musunuz?

T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2018/371
Karar: 2018/1405
Karar Tarihi: 15.02.2018

TAKİBİN İPTALİ İSTEMİ – BORÇLUNUN İBRAZ ETTİĞİ BELGELERDEKİ ÖDEMELERİN TAKİBE KONU ÇEKLERE İLİŞKİN OLARAK YAPILDIĞI YÖNÜNDE ALACAKLININ AÇIK İKRARI OLMADIĞI – BORÇLUNUN ŞİKAYETİNİN REDDİ GEREĞİ – HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Taraflar arasında birden fazla çeke dayalı icra takibi ve çek ilişkisi söz konusu olup menfi tespit davasında verilen cevap dilekçesinden de alacaklı vekilinin beyanının takibe konu çeklere ilişkin olup olmadığı belirlenebilir değildir. Borçlunun ibraz ettiği belgelerdeki ödemelerin takibe konu çeklere ilişkin olarak yapıldığı yönünde alacaklının açık ikrarı olmadığı gibi borçlu tarafından takip konusu çeklere ilişkin olarak açık atıf yapan uygun bir ödeme belgesi de sunulmamıştır. O halde mahkemece, borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin kabulü ile menkul hacizlerin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

(2004 S. K. m. 71)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı tarafından 2 adet çeke dayalı olarak başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçlunun alacaklıya mal karşılığı çek verdiğini, mallar teslim edilmemesine rağmen çeklerin takibe konularak tahsil edildiğini, menfi tespit davası açıldığını, alacaklının bu davaya verdiği cevap dilekçesinde iş bu takip dosyasının da içinde bulunduğu icra dosyalarındaki borçların ödendiğini ikrar etmiş olduğunu, buna rağmen fiili haciz işlemi yapıldığını, borcun ödendiğinin ikrarına rağmen haciz işlemi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek 25.05.2013 tarihli menkul hacizlerinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, borçlunun sunduğu belgelere alacaklı tarafça itiraz edilmediği, belgelere göre borcun bonoya bağlandığı, tecdit edildiği, alacaklının alacağın ödendiğini menfi tespit davası cevap dilekçesi ile kabul ettiği, alacağın tahsil edilmesine rağmen haciz işlemi yapılmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulü ile menkul hacizlerinin kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.
İcra ve İflas Kanunu’nun 71/1. maddesine göre borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede, borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir.

Somut olayda borçlu, itfa iddiasına dayanak olarak, 08.09.2012 tarihli “senet alındı belgesi”, 03.01.2013 tarihli “tahsilat makbuzu” başlıklı belgeler sunmuş ve menfi tespit davasında alacaklı vekilinin 18.04.2013 tarihli cevap dilekçesini göstermiş olup; 08.09.2012 tarihli “senet alındı belgesinin” incelenmesinde; …24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/10295 E., 2012/10369 E. ve 2012/10372 E. sayılı takip dosyalarına ilişkin alacağa karşılık dava dışı 3. kişiler …ve … tarafından tanzim edilen 05.10.2012 vadeli 56.000,00 TL tutarındaki bononun alacaklıya verildiği, bononun icra dosyalarının borcuna karşılık kefaleten verildiği, belirtilen tarihte senet bedeli alacaklı vekiline ödendiğinde bu senedin iade edileceğinin, ayrıca icra dosyalarının borcundan 56.000,00 TL’nin düşüleceğinin, eğer vadesinde bu miktar para ödenmez ise numarası yazılı icra dosyalarındaki takip işlemlerine devam edileceğinin yazılı olduğu, belgenin altının alacaklı vekilince imzalandığı görülmektedir. 03.01.2013 tarihli “tahsilat makbuzu” başlıklı belgede ise; icra dosyalarının takip alacağına karşılık … ve …tarafından kefaleten 56.000,00 TL tutarında bono verildiği, daha sonra bu bononun bedeline karşılık 10.01.2013 tarihli 7.000,00 TL, 10.03.2013 tarihli 7.000,00 TL, 28.02.2013 tarihli 10.000,00 TL tutarında 3 adet çekin alındığı, ayrıca 13.11.2011 tarihinde 15.000,00 TL ve 11.12.2012 tarihinde 11.000,00 TL nakit olarak ödendiği ve kefalet bonosunun kendilerine iade edildiği, borçluların gereken tahsil harcını icra dairesine ödemek kaydı ve şartı ile bu ödemelerin yukarıda numaraları yazılı icra dosyalarına karşılık beyan ve mahsup edebileceklerinin yazılı olduğu, bu makbuzun altının da alacaklı vekilince imzalandığı görülmektedir. Yine borçlunun dayandığı, alacaklı vekili tarafından …8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/163 E. sayılı dosyasına ibraz edilen cevap dilekçesinin 10. bendinde “davacı, borcuna karşılık bu çekleri vermiş ve yapılan icra takibi sonucu borcunu ödemiştir” şeklinde beyanın bulunduğu görülmektedir. Bu belgeler her ne kadar alacaklı tarafından itiraza uğramamış ise de alacaklı; toplamda 50.000 TL ödeme yapıldığını, birden fazla takip dosyası olduğunu, borçların tamamını karşılamadığını ve yapılan ödemelerin belgelerde bahsi geçen üç adet takip dosyasından ve çeklerden hangisine ilişkin olduğunun belli olmadığını, ödemenin şikayet konusu olmayan …24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/10372 E. sayılı dosyasına mahsup edildiğinin ilgili dosyaya bildirildiğini, belirtmiş olup, taraflar arasında birden fazla çeke dayalı icra takibi ve çek ilişkisi söz konusu olup menfi tespit davasında verilen cevap dilekçesinden de alacaklı vekilinin beyanının takibe konu çeklere ilişkin olup olmadığı belirlenebilir değildir. Borçlunun ibraz ettiği belgelerdeki ödemelerin takibe konu çeklere ilişkin olarak yapıldığı yönünde alacaklının açık ikrarı olmadığı gibi borçlu tarafından takip konusu çeklere ilişkin olarak açık atıf yapan uygun bir ödeme belgesi de sunulmamıştır.

O halde mahkemece, borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin kabulü ile menkul hacizlerin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2018 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

 

 

Lawyer Antalya

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

4 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

4 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

4 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

4 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

6 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

7 ay ago