Bilgi Deposu

Borca İtiraz 5 Günlük Süre Faiz Ve Anapara Yargıtay Kararı

Özet:

 

Borçlu, faiz ve masrafları ödemedikçe kısmi ödemeler ana paraya mahsup edilemez. Faiz oranına itiraz yönünden borçlunun İİK’in 168. maddesinde yazılı yasal beş günlük itiraz süresi içinde, takipte istenilen işlemiş faize ve faiz oranına itiraz etmemiş olması, takipten sonra işleyecek faiz oranına ve buna göre düzenlenen haciz müzekkeresine şikayet hakkını ortadan kaldırmaz.

 

T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi

Esas No:2013/8373
Karar No:2013/17522
K. Tarihi:7.5.2013

Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak 280.591,20 TL asıl alacak, 23.232,18 TL işlemiş faiz ve 841,77 TL komisyon olmak üzere 304.665,15 TL toplam alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %19 faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir.

Borçlu vekili tarafından takibin kesinleşmesinden sonraki ödemelerin dikkate alınarak toplam borçtan mahsup edilmesi, faiz oranı ve miktarının fahiş olduğu ileri sürülmüş, mahkemece, bilirkişiden rapor alınmasından vazgeçilerek, faize itiraz yönünden itirazın süresinde olmadığı, borç miktarına yapılan itiraz yönünden ise icra müdürlüğünce kapak hesabı yapılmadan icra mahkemesine başvurulamayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir.

 

Takip dosyasında 30.09.2010-04.02.2012-26.11.2012 tarihlerinde icra müdürlüğü tarafından kapak hesabının yapıldığı anlaşılmıştır.

 

01/01/2000 tarihinde yürürlüğe giren 3095 Sayılı Yasanın 4489 Sayılı Kanun’la değişik 2.maddesi; “Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur.

 

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur.” düzenlemesini getirmiştir. Somut olayda, faiz hesabının yukarıdaki kurallara göre belirlenmesi yerine bu kurallara riayet edilmeksizin faiz hesaplaması yapılmıştır. Ayrıca her ne kadar işlemiş faiz hakkında da faiz talep edilmiş olması yasaya aykırı ise de, borçlunun itirazı olmadığından takipten sonra asıl alacak ve işlemiş faizin toplamı üzerinden faiz hesaplanması gerekir. Faize faiz yürütülemeyeceği yönündeki talep itiraz mahiyetinde olup süreye tabidir.

 

Öte yandan BK’nın 84/1.maddesine göre; “borçlu, faiz ve masrafları tediyede gecikmiş değilse, kısmen icra eylediği ödemeyi resülmale mahsup edebilir.” Bu durumda borçlu, faiz ve masrafları ödemedikçe kısmi ödemeler ana paraya mahsup edilemez. Anılan maddenin dikkate alınması takip talebinde ayrıca istenilmesi gerekli olmayıp, istek olmasa da memurlukça re’sen uygulanmalıdır. (Hukuk Genel Kurulu’nun 09.10.2002 tarih ve 2002/12-709 esas – 2002/781 karar sayılı kararı)

 

Faiz oranına itiraz yönünden borçlunun İİK.nun 168.maddesinde yazılı yasal beş günlük itiraz süresi içinde, takipte istenilen işlemiş faize ve faiz oranına itiraz etmemiş olması, takipten sonra işleyecek faiz oranına ve buna göre düzenlenen haciz müzekkeresine şikayet hakkını ortadan kaldırmaz. Takip dayanağı çekler, kambiyo niteliğinde olduğundan taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, 3095 Sayılı Yasada yer alan ticari temerrüt faizine ilişkin 2/2. maddede öngörülen avans faiz oranlarının uygulanması, takipten sonrası için, dönem dönem değişen oranlarda avans faiz hesaplanmasının yapılması gerekir.

 

O halde B.K 84.maddesi uyarınca, yapılan kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması, faiz oranı yönünden ise 4489 Sayılı Yasa ile değişik 3095 Sayılı Yasa’nın 2/2. maddesi gözetilerek takip tarihi itibariyle uygulanan avans faiz oranı T.C. Merkez Bankası’ndan sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu kurallar göz önünde bulundurularak ve denetime imkan verecek şekilde bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre itiraz hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.

 

SONUÇ

 

Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’in 366 ve HUMK’un 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Lawyer Antalya

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

4 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

4 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

4 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

4 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

6 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

7 ay ago