Yargı Kararları

Basın Özgürlüğünün Sınırlarına İlişkin Ceza Genel Kurul Kararı

T.C.
YARGITAY
. Ceza Genel Kurulu
Esas No: 1997/4-386
Karar No: 1998/52
Karar Tarihi: 24.02.1998
BASIN YOLUYLA HAKARET SUÇU – SUÇUN OLUSMASI IÇIN GENEL KAST
YETERLI OLMAYIP HEDEF ALINAN SAHSIN SEREF VE HAYSIYETINI
IHLAL VEYA TAHRIK ETMEK MAKSADIYLA HAKARET EDILMESI GEREGI
– BASININ HABER VERME VE ELESTIRME HAKKI SINIRLARINI ASMAMASI
GEREGI
ÖZET: Sanıkların, sahip ve yazı isleri müdürü oldukları gazetenin 10.5.1994, 13.9.1994 ve 20.9.1994
tarihli sayılarında yayınladıkları yazılarda., sikayetçiyi küçük düsürdükleri ve bu suretle hakaret
suçunu isledikleri iddiasıyla açılan davalar yerel mahkemece birlestirilmis ve elestiri sınırının
asılmadıgı, suçun ögelerinin olusmadıgı kabul edilerek sanıkların beraetlerine karar verilmistir.
Katılanın temyizi üzerine Özel Daire, 10.5.1994 ve 13.9.1994 günlü gazetelerdeki yazılarda elestiri ve
haber verme sınırının asıldıgı, katılanın çevrede küçük düsürüldügü gözetilmeden, genel kastla islenen
sövme suçunda, özel kast arayan bilirkisi düsüncesine dayanılarak beraet kararı verilmesi” nedeniyle
hükmü bozmustur.
(765 S. K. m. 480, 482)
Dava: Basın yoluyla hakaret suçundan sanıklar Ömer Mustafa ve Enver’in beraetlerine iliskin
(Bulancak Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen 11.7.1995 gün 209-100 sayılı hükmün katılan
tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi 4.6.1996 gün 3930/5080
sayı ile;
“Sanık Enver’in yazı isleri müdürü oldugu G.. Gazetesinin 13.9.1994 tarihli sayısında, diger sanık
Ömer Mustafa tarafından yazılıp yayımlanan “Kaymakam ne yapmak istiyor?” baslıklı yazıda “acaba
kaymakam O.. bütün isleri böyle degisik sahte evraklarla yürütüyorsa, üst makamı uyutarak
kandırmaya çalısıyorsa vay halimize”, 10.5.1994 tarihli sayısında ise; Enver tarafından yazılan
“ögretmensiz okul açıldı, kaymakam O.. kendini milli egitim müdürü zannediyor” baslıklı yazıda da
“Bir de baktık ki daha önce ögretmenevi yönetim kurulunun olusmasında evrak degisikligi yapıp valiyi
dahi uyutan kaymakam O… çıktı karsımıza” sözcüklerine yer vererek, okuyanlar üzerinde katılan
kaymakamın sahte belge düzenledigi izlenimi uyandırarak eylemi hukuka uygun kılan elestiri ve haber
verme sınırının asıldıgı ve adı geçenin çevrede küçük düsürüldügü gözetilmeden genel kasıtla islenen
sövme suçunda özel kast arayan bilirkisi düsüncesine agırlık vererek beraet hükmü kurulması”
isabetsizliginden bozmus,
Yerel Mahkeme, 17.12.1996 gün 337-146 sayı ile;
“Suçun olusması için genel kast yeterli olmayıp hedef alınan sahsın seref ve haysiyetini ihlal veya
tahrik etmek maksadıyla hakaret edilmelidir. Bilgi ve haber verme ile elestiri, hakaret, tahkir maksadı
olup olmadıgına bakılarak saptanır. Sanıkların asagılama kasdı tasımadıkları, suçun ögelerinin
olusmadıgı kanaatine varılmıstır. Yazılar, kamuoyunu bilgilendirme ve haber vermeye yöneliktir.”
gerekçesiyle önceki hükümde direnmistir.
Bu hükmün de Yargıtay’ca incelenmesi katılan tarafından süresinde istenildiginden dosya, Yargıtay C.
Bassavcılıgı’nın “bozma” istemli 25.12.1997 günlü teblignamesiyle Birinci Baskanlıga gönderilmekle,
Ceza Genel Kurulu’nca okundu, geregi konusulup düsünüldü:
Karar: Sanıkların, sahip ve yazı isleri müdürü oldukları gazetenin 10.5.1994, 13.9.1994 ve 20.9.1994tarihli sayılarında yayınladıkları yazılarda., sikayetçiyi küçük düsürdükleri ve bu suretle hakaret
suçunu isledikleri iddiasıyla açılan davalar yerel mahkemece birlestirilmis ve elestiri sınırının
asılmadıgı, suçun ögelerinin olusmadıgı kabul edilerek sanıkların beraetlerine karar verilmistir.
Katılanın temyizi üzerine Özel Daire, 10.5.1994 ve 13.9.1994 günlü gazetelerdeki yazılarda elestiri ve
haber verme sınırının asıldıgı, katılanın çevrede küçük düsürüldügü gözetilmeden, genel kastla islenen
sövme suçunda, özel kast arayan bilirkisi düsüncesine dayanılarak beraet kararı verilmesi” nedeniyle
hükmü bozmustur.
20.9.1994 günlü gazetede yer alan “Gelecegimizi Aglatmayalım” baslıklı yazı ile ilgili olarak Özel
Dairece inceleme yapılıp açıkça bir bozma kararı verilmedigi ve bu konuda yerel mahkemece direnme
kararı verilmesi de sözkonusu olamayacagı için, incelemenin 10.5.1994 ve 13.9.1994 tarihli
gazetelerde yer alan yazılarla sınırlı olarak yapılmasına karar verilmistir. Ayrıca özel daire bozma
kararında 10.5.1994 ve 13.9.1994 günlügazetelerdeki yazı baslıklarının yanlıs yazılması maddi yanılgı
olarak kabul edilmis, 10.5.1994 günlü nüsha nedeniyle sadece gazetenin sahip ve yazı isleri müdürü
oan sanık Ö.M. hakkında dava açıldıgı, sanık Enver’in bu sayıda görevli olmaması nedeniyle hakkında
bir dava bulunmadıgı gözetilmeden, bozma kararında her iki sanıgında sorumlu oldugunun belirtilmesi,
CMUY.nın 150 ve 257. maddeleri uyarınca mahkemeler, iddianamede beyan olunan suç ve sahıslara
baglı oldugundan, mahkemece verilen karar da dikkate alınarak sonuca etkili görülmemistir.
Çözülecek sorun, 10.5.1994 ve 13.9.1994 günlü gazetelerdeki yazıların, basının haber verme ve
elestirme hakkı sınırlarını asıp asmadıgı ve hakaret sövme suçlarının olusması için genel kastın dısında
ayrıca özel kast aranmasının gerekip gerekmeyecegine iliskindir.
Basın yoluyla islenen suçlarda hukuka uygunluk halleri, temelini Anayasanın 28 ve devamı
maddelerinden alan haber verme ve elestirme hakları ile magdurun rızasıdır. Haber verme elestirme
hakkının kabulü için, açıklama veya elestiriye konu olan haberin, gerçek ve güncel olması,
açıklanmasında kamu ilgi ve yararının bulunması, açıklanıs sekliyle konusu arasında düsünsel bir bag
bulunması gerekir. Haberde veya yazıda adıgeçenler hakkında, küçültücü sözler kullanılmamalıdır. Bu
ögelerden birisinin dahi bulunmaması halinde haber verme ve elestiri hakkından söz edilemeyecek,
eylem hukuka aykırı olacaktır.
“Öte yandan bir hakkın icrasını ifade eden haber verme, tenkid etme ve savunma hakları sadece
hakaret suçu için sözkonusu olabilir; bir kimseye mahsus bir fiil isnat etmeksizin, onun seref ve
itibarını lekeleyici bir söz söyleyen veya yazı yazan kimse bir hakkını kullandıgını iddia edemez.
Çünkü kimsenin böyle bir hakkı bulunmaz. Hatta fail hem mahsus bir madde isnad etmek suretiyle
hakaret hem de ayrıca sövme suçunu islese ve olayda bir hukuka uygunluk sebebi bulunsa, bu sebep
hakaretin suç teskil etmesini engellerse de, sövmenin varlıgına halel vermez ve failin sövmeden dolayı
cezalandırılması gerekli olur” (Prof. Sahir Erman, Hakaret ve Sövme Cürümleri, sh. 130).
Yargısal kararlarda ve ögretide çogunlukla hakaret ve sövme suçlarında özel bir kastın aranmadıgı,
genel kastın yeterli oldugu kabul edilmistir. TCY.nın 480 ve 482. maddelerinde saikten sözedilmemis,
sanıgın amacına önem verilmemistir. Söylenen sözlerin ve yazılan yazıların tahkir edici nitelikte
oldugunun bilinmesi ve bilerek söylenmesi ya da yazılması yeterlidir. Bu suçlarda, suçun manevi
unsuru genel kasttır.
Olayda, sahibi, yazı isleri müdürü ve yazarı, sanık Ö.M. olan gazetin 10.5.1994 günlü nüshasında
“Kaymakam ne yapmak istiyor? B… Kaymakamı O…’a Giden Evrak degisime ugruyor” baslıklı yazıda,
“Ilçe ögretmenevi yönetim ve denetim kurullarının olusturulmadıgı, evrakın dolastıgı, kaykamalıgın
anlamsız tutum içinde oldugunun daha önce aktarıldıgı” belirtildikten sonra “… gün geçmiyor ki
skandala bir yenisi daha eklendi. Ilçe Milli Egitim Müdürlügünün teklif ettigi ve valiligin teklif edilen
isimler arasından seçecegi üyeleri Kaymakam (Y.O) evrakı degistirmek yöntemiyle iki üyenin ismini
degistiriyor. Kaymakam O…, Ilçe Milli EGitim Müdürlügünden gelen yazıyı yeniden yazıyor, Ilçe
Milli Egitim Müdürlügü baslıgını kullanıyor, isimleri degistiriyor, daha önceki valilik onayının iptalini
ekliyor, Ilçe ve Il Milli Egitim Müdürü imzası olmadan kendi imzasıyla valiye imzalatıyor. Valiyi
kendi bürokratları uyutuyor ve imzayı arttırıyor. Bürokraside bütün yazılar böyle degiserek herkes
kendi kafasına göre hiçbir makam takmadan yazı yazabiliyorsa o zaman diger makamlar olmasın..
Kaymakam O.. bütün isleri böyle degisik sahte evraklara yürütüyorsa üst makamı uyutarak kandırmaya
çalısıyorsa vay halimize..” denmistir.
Ögretmenevi yönetim ve denetim kurullarının geç olusturulması, Milli Egitim Müdürlügünce önerilen
isimlerin kaymakam tarafından degistirilmesinin haber yapılmasında kamu ilgi ve yararı mevcut olsa
bile, haberin verilis biçimi ile konu arasındaki düsünsel bagın korunması ve haberde davranısları
elestirilen katılan kaymakam hakkında küçültücü deger yargılarından kaçınılması gerekmektedir. Oysa
yazıda, katılan kaymakamın islemleri “skandal” olarak nitelendirilmistir. Daire amiri sıfatıyla yazıyı
imzalayan kaymakamın, listedeki isimleri degistirmesi en dogal hakkıdır. Bu islemin, bir sahte belge
düzenlenmis gibi aktarılması ve “evrakı degistirme yöntemiyle” yapıldıgının açıklanması, katılanın
“valiyi dahi uyutarak kandırmaya çalıstıgının” söylenmesi katılanı küçük düsürücü, kisisel deger
yargılarıdır.
Yazı Isleri Müdürlügünü sanık Enver’in yaptıgı 13.9.1994 günlü sayıda, sanık Ömer Mustafa’nın
yazdıgı “Ögretmensiz Okul Açıldı, Kaymakam O.. Kendini Milli Egitim Müdürü Zannediyor” baslıklı
yazıda, ögrenci kayıtları yapılıp okullar açıldıgı halde, bir okulun ögretmensiz kalmasının nedenlerinin
arastırıldıgı belirtildikten sonra, “Sorduk, sorusturduk, birde baktık ki daha önce ögretmenevi yönetim
kurulunun olusmasında evrak degisikligi yapıp Valiyi dahi uyutan kaymakam O… çıktı karsımıza”
denmekte ve devamında katılan kaymakamın bu konudaki tasarrufları elestirilmektedir. Katılanın,
ilçedeki ögretmenlerin görev yerlerinin degistirilmesine iliskin tasarrufları haber verilip elestirilirken,
önceki yazıda geçen sözcüklerin tekrarlanması, katılanın evrak degistirip valiyi uyuttuıgundan
bahsedilmesi, haber verme ve elestiri hakkının kötüye kullanılması olup sanıklar hukuka uygunluk
hallerinden yararlanamazlar.
Suça konu her iki yazıda elestiri ve haber verme sınırı asılıp katılanın sahte belge düzenledigi izlenimi
uyandırılarak çevrede küçük düsürüldügü, suçun olusumu için özel kast aranmayıp, yazılan yazıların
tahkir edici nitelikte oldugunun bilinmesi ve yazılmasının istenmesinden ibaret genel kastın yeterli
oldugu gözetilmeksizin önceki hükümde direnilmesi yasaya aykırıdır.
Bu itibarla; yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme direnmehükmünün (BOZULMASINA), 24.2.1998 günü
teblignamedeki düsünceye uygun olarak oybirligi ile karar verildi.

Mahmut Kaan Datlı

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

4 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

4 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

4 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

4 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

6 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

7 ay ago