Yargı Kararları

Avukatın Hesabına Gelen Paranın Aksi İspat Edilmedikçe Vekalet Ücreti Olarak Değerlendirilmesi Doğru Değildir

   Banka hesaplarına para gönderilirken açıklama kısmına muhakkak paranın neden gönderildiği yazılmalıdır. Aksi halde bu para ilgili borca tanımlanmayabilmektedir. Örnek kararda ise avukatın hesabına gerçekleşen para transferinde aksi ispat edilemedikçe vekalet ücreti olarak değerlendirilmesi doğru olarak kabul edilmemiştir. Örnek kararı inceleyebilirsiniz.

 

 

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         

 

Esas Numarası: 2017/2173

 

Karar Numarası: 2021/1449

 

“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/2173
Karar No : 2021/1449

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF(DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Avukat olan davacı adına, serbest meslek faaliyeti kapsamında takip ettiği davalardan elde ettiği gelirin bir kısmını kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolundaki tespitleri içeren vergi tekniği raporu done alınmak suretiyle düzenlenen vergi incele raporuna göre 2010 yılı için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi, aynı yılın tüm dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı geçici vergi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353.maddesinin 1.bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının, UYAP verilerinden elde edilen bilgiler kapsamında 2010 yılında karara çıkan veya kapandığı yolunda kayıt düşülen ve vekaletinin bulunduğu tüm dosyaların aynı yıl bitmiş ve vekalet ücretlerinin tahsil edilmiş olduğu ile bankalardaki tüm hesaplarına yatırılan paraların vekalet ücreti olarak değerlendirilmesi suretiyle matrah farkına ulaşıldığının anlaşıldığı olayda, Mahkemelerince verilen ara kararı ile mahkemelerden davacının takip ettiği dosyalara ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesi üzerine dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden, davacının takip ettiği dosyalarda vekalet ücreti ile ne miktarda bağlantılı olduğu, gerçekte hangi dönem itibarı ile sona erdiklerinin ve vekalet ücretinin tahsilinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitinin somut verilere dayandırılması gerekirken böyle bir tespitin yapılmadığı, avukatlık faaliyetinde bulunan bir kimsenin bankadaki hesaplarına girişi yapılan tüm paraların aksi ispat edilmedikçe, vekalet ücreti olarak değerledirmenin mümkün olmadığı, banka hesabına her türlü iş ve işlemler için para transferinin mümkün olduğu, bu durumun aksinin davacının vekalet ilişkisi kapsamında bulunulan kişilerin ifadelerine başvurulmak suretiyle ortaya konulması gerektiğinden, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak bulunan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatta ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu vergi ve cezalar kaldırılmıştır.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı somut bir şekilde saptandığından yapılan tarhiyatta ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca bu kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Fatih Üçgül

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

4 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

4 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

4 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

5 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

7 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

7 ay ago