Bilgi Deposu

Avrupa İlamsız İcra Takibi Usulü

 

30.12.2006 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan Avrupa Parlamentosu ve Komisyonu’nun 1896/2006 sayılı Avrupa İlamsız İcra Usulü Hakkında Tüzüğü 31.12.2006 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 12.12.2008 tarihinde ise üye devletler açısından bağlayıcılık kazandı. Avrupa İlamsız İcra Takibi Tüzüğünün kabul edilmesindeki amaç, sınıraşan, çekişmesiz para alacaklarının ilâma bağlanması ve icrasının kolaylaştırılmasıdır.

Avrupa İlamsız İcra Usulünün Uygulanma Alanı ve Usulü

Bu tüzüğün 2. Maddesinde belirtildiği üzere AİİU sadece hukuki ve ticari sınıraşan işlerde uygulanma kabiliyeti bulur. Ancak burada yargı çeşidinin bir önemi yoktur. Yani genel mahkeme veya iş mahkemesi olması önemli değildir.

Sınır ötesi hukuki meseleler, taraflardan en az birinin yerleşim yeri ya da mutat meskeni başvurulan mahkemenin bulunduğu ülkeden başka bir üye ülkede ise mevcuttur (AİİT m. 3, I). Yerleşim yerinin ya da mutat mesken, Avrupa Birliği Konseyi’nin Hukuki ve Ticari İşlerde Mahkemelerin Yetkisi ve Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkındaki Tüzüğün 59 ve 60. maddeleri uyarınca AİİT m. 3, II’e göre tespit edilir. Tamamıyla ulusal hukuki meseleler hakkında AİİT uygulama alanı bulmaz

Sınıraşan hukuki ve ticari işler bakımından, AİİT’nin uygulanmayacağına ilişkin pek çok istisna öngörülmüştür (m. 2, II). Bunlar, evlilik mal rejimine, miras hukukuna, iflas ve aciz tasfiyesine, sosyal güvenlik hukukuna ilişkin meselelerdir. Geriye kalan hukuki işlerden ilke olarak sadece sözleşmesel borç ilişkilerinden kaynaklanan talepler Tüzük kapsamında kalmaktadır. Sözleşme dışı borç ilişkilerinden kaynaklanan talepler için sadece taraflar arasındaki bir sözleşmenin ya da borç ikrarının konusu ise ya da taşınmaz üzerindeki müşterek mülkiyetten kaynaklanmakta ise Avrupa ilâmsız icra usulü geçerlidir.

Bir sınırlandırma da 4.madde ile getirilmiştir. Bu madde uyarınca AİİU ancak miktar olarak belli ve başvuru sırasında muaccel bir alacak için işletilebilen bir unsurdur.

AİİT m. 6, I uyarınca icra mahkemesinin uluslararası yetkisi ilke olarak hükümlerine göre belirlenir. Bahsi geçen Avrupa Birliği Konseyi’nin Hukuki ve Ticari İşlerde Mahkemelerin Yetkisi ve Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkındaki Tüzüğün 2. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, yerleşim yeri üye ülkelerden birinin egemenlik alanı içinde bulunan bir kişiye karşı yapılacak takipler bakımından onun vatandaşlık durumuna bakılmaksızın üye ülkenin mahkemeleri yetkilidir. Fakat m. 3, I’in m. 5-24’e yaptığı yollama nedeniyle başka bir mahkemenin yetkili olduğu sonucuna da varılabilir (örneğin, bir sözleşmenin icra yeri, haksız fiilin ika yeri gibi). Eğer iddia edilen alacak, bir sözleşmeden kaynaklanmakta ve sözleşmenin borçlusu da bir tüketici konumunda ise bu durumda sadece tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu üye ülkenin mahkemeleri uluslararası yetkiye sahip sayılır (AİİT m. 6, II). Bu düzenleme, tüketicinin korunmasına hizmet etmektedir. Tüketici, başka bir üye ülkenin mahkemesi önünde savunma yapmaya zorlanamaz.

İcra mahkemesinin maddi bakımdan, yerel ve fonksiyonel yetkisi AİİT’de düzenlenmemiştir. Bundan dolayı, bu yetkiler, mahkemeleri uluslararası yetkiye sahip üye ülkelerin ulusal hukukuna göre belirlenir.

BAŞVURU FORMU VE USUL

Avrupa ilâmsız icra usulü ancak başvuru üzerine başlar. Başvuru için muhakkak Avrupa İlâmsız İcra Tüzüğünün ekinde yer alan Örnek-A (AXXEN-1) formunun kullanılması gerekir (AİİT m. 7, I). Başvuru imzalanmalıdır. Başvuruda bulunabilmek için avukat tutma zorunluluğu bulunmamaktadır (AİİT m. 24). AİİT m. 7, IV uyarınca alacaklı, yapmış olduğu başvuruda mahkemeye karşı, borçlunun itirazı durumunda ilâmsız icranın genel mahkemeye devredilmesini reddettiğini açıklayabilir. Ancak o, daha sonra, ödeme emri çıkarılıncaya kadar da bu beyanda bulunabilir.

Başvuruda bulunması gereken zorunlu unsurların nelerden oluştuğu AİİT m. 7, II’de belirtilmiştir.

Buna göre, başvuru, diğerlerinin yanı sıra, aşağıdaki bilgileri içirmek zorundadır:

  • Alacağın miktarı (asıl alacak, faizler, sözleşme cezası ve masraflar),
  • Alacağın istinat ettirildiği olay ve uyuşmazlık konusu hakkında bilgi,
  • Alacağın mevcudiyetini ortaya koymaya yarayan delillerin nelerden ibaret olduğu. Delillerin (örneğin senetler) eklenmesine gerek yoktur.
  • Alacaklı ayrıca elinden geldiğince sahip olduğu bilgileri açıkladığı ve kasten verdiği hatalı bilgilerden dolayı menşe üye ülkenin hukukunda öngörülen yaptırımları kabul ettiğini beyan etmelidir (AİİT m. 7, III).

AİİT’de başvurunun belirli bir dilde yapılması zorunluluğu öngörülmemiştir. Bu sebeple hangi dilde başvurunun yapılması gerektiği konusu üye ülkenin ulusal kanunlarına göre belirlenecektir.

Avrupa ödeme emrinin çıkarılması için başvuru yapılırken üye ülkenin kanunlarına göre belirlenen, mahkeme masraflarının da ödenmesi gerekir (AİİT genel gerekçe m.15)

BAŞVURUNUN İNCELENMESİ

İlâmsız icra yolu için başvurulan mahkeme, başvurunun AİİT’nin düzenleme kapsamına girip girmediğini, kendisinin yetkili olup olmadığını ve AİİT m. 7’de öngörülmüş bulunan şekil şartlarının yerine getirilmiş olup olmadığını inceler (AİİT m. 8). Mahkeme, ayrıca, talebin haklı görünüp görünmediğini de (AİİT m. 8, c. 1) inceler. Bu, mahkemenin talebin haklı olup olmadığını isabetli olarak incelemesini mümkün kılar (AİİT Genel Gerekçe m. 16, c. 2).

MAHKEME’NİN MUHTEMEL VEREBİLECEĞİ KARARLAR

  1. Düzeltme Islah İmkânının Verilmesi

Eğer başvuru AİİT m. 7’de sayılan şekle ve içeriğe ilişkin tüm şartları karşılamıyorsa AİİT m. 9, özel bir düzeltme usulü öngörmüştür. Buna göre icra mahkemesi başvuruyu derhal reddedemez. Aksine o, alacaklıya, belirlediği uygun bir süre içerisinde başvurusunu tamamlaması ya da düzeltmesi için olanak tanır. Düzeltme yine matbu formlar ile yapılır. Bunun için mahkeme AİTT Ekindeki Örnek-B (ANNEX-2)’yi kullanır.

  1. Başvurunun Değiştirilmesi Daveti

Eğer başvuru koşulları sadece ileri sürülen talebin bir kısmı için karşılanmışsa, mahkeme, alacaklıyı bundan haberdar eder. Bunun için AİİT Ekinde yer alan Örnek-C (ANNEX-3) kullanılır (AİİT m. 10, I). İcra mahkemesi, alacaklıdan, ödeme emrinde gösterilen kısmi meblağı kabul ya da reddetmesini ister. Alacaklı, cevabını matbu formu, mahkeme tarafından tayin edilen süre içerisinde mahkemeye geri göndermek suretiyle verir. Alacaklı, mahkemenin önerisini kabul ederse, mahkeme, alacaklı tarafından kabul edilen meblağı esas alarak Avrupa ödeme emri çıkarır. Talebin geri kalan kısmının akıbeti üye ülkenin hukukuna göre tayin olunur. Buna karşılık, alacaklı, mahkemenin davetini reddeder ya da bu davete icabet etmez ise mahkeme, Avrupa ödeme emri çıkartılması talebini tamamıyla reddeder (AİİT m. 10, III). Alacaklıya kendisine gönderilen Örnek-C ile bu hukuki sonuç hakkında bilgi verilir. (AİİT m. 10, I, c. 2).

  1. Başvurunun Reddi

AİİT m. 2, 3, 4, 6 ve 7’de sayılan şartlar (uygulanma alanı, uluslararası yetki, başvurunun şekil ve içeriği) başvuru yapılırken yerine getirilmemişse, mahkeme, Avrupa ödeme emri çıkartılmasına yönelik talebi reddeder (AİİT m. 11, I, c. 1/a). İleri sürülen talebin açıkça haksız olması ya da alacaklının tayin edilen süre içerisinde gerekli düzeltmeyi yapmaması ya da başvurunun reddi sonucunu doğurur. Alacaklıya ret sebepleri hakkında Ek IV uyarınca Örnek D (ANNEX-4) ile bilgi verilir.

Başvurunun reddi kararına karşı gidilebilecek bir kanun yolu bulunmamaktadır (AİİT m. 11, II). Buna karşılık, ulusal hukukta aynı yargılama derecesi içerisinde denetim yolu öngörülmüşse bu yola başvurulabilir. Örneğin Alman Mahkemesi tarafından reddedilmesi durumunda denetim yolu vardır.  Alman mahkemelerinde karar, Yardımcı Adalet Memuru tarafından verilir. Buna karşı Yardımcı Adalet Memuru Yasası m. 11, II uyarınca 2 hafta içerisinde itiraz edilebilir. Yardımcı Adalet Memuru, itirazı kabul edebilir; etmezse dosyayı karara bağlanmak üzere (ilk derece mahkemesi) hâkimine sunar. Hâkim, itirazı kesin olarak karara bağlar.

  1. Avrupa Ödeme Emrinin Çıkartılması

Başvurunun incelenmesi sonucunda, duruma göre, AİİT m. 9, 10 uyarınca başvurunun tamamlanmasından, düzeltilmesinden ya da değiştirilmesinden sonra, Başvuru,

Avrupa ilâmsız icra usulünün uygulama alanına giriyorsa,

Mahkeme yetkili ise,

Başvuru şekil ve içerik olarak gerekli şartları taşıyorsa,

İleri sürülen talep açıkça haksız görünmüyorsa,

Mahkeme, Avrupa ödeme emri çıkartır (AİİT m. 12, I, c. 1). Ödeme emri kararı, mümkün olduğunca çabuk ve kural olarak, başvurunun yapılmasından itibaren 30 gün içerisinde verilir. Alacaklının başvuruyu düzeltmek ya da değiştirmek için ihtiyaç duyduğu süre bu mühlete dahil değildir (AİİT m. 12, I, c. 2). Avrupa ödeme emri için AİİT Ekindeki Örnek-E (AXXEN-5) kullanılır.

BORÇLUNUN BAŞVURABİLECEĞİ HUKUKİ YOLLAR

  1. Avrupa Ödeme Emrine Karşı İtiraz

Borçlu, AİİT m. 16, I uyarınca menşe mahkeme nezdinde ödeme emrine karşı itiraz yoluna başvurabilir. İtirazın, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 30 günlük süre içerisinde yapılması gerekir. Süre, itirazın, süresi içinde gönderilmesi durumunda da korunur.

Süresi içerisinde usulüne uygun olarak yapılmış bir itiraz üzerine ilâmsız icra prosedürü, otomatik olarak, menşe üye ülkesi mahkemesi nezdinde normal bir davaya dönüşür. Bunun için özel bir talep gerekmemektedir. Ancak yetkili mahkemenin bulunduğu ülkenin iç hukukunda farklı bir usul öngörülmüş olabilir.

  1. İstisnai Hallerde İnceleme

Bu hukuki çare ancak istisnai üç halde caizdir:

  • AİİT m. 14 uyarınca yapılan tebliğ, borçlunun teslim aldığı ispatlanmaksızın yapılmışsa ve bu tebligat borçlunun kusuru olmaksızın, onun savunmasını yapabilmek için ihtiyaç duyacağı bir zamanda yapılmamışsa
  • Borçlu, mücbir bir sebep ya da olağanüstü durumlar nedeniyle kusuru olmaksızın itirazda bulunamamışsa,
  • Avrupa ödeme emri, AİTT’de belirlenen şartlara nazaran ya da diğer olağanüstü durumlara binaen açıkça haksız olarak çıkarılmışsa (AİTT m. 20, II). Bu olağanüstü durumlara Avrupa ödeme emrinin, başvuru formundaki yazılan hatalı bilgilere dayanması hali de örnektir.

Kontrol talebi hakkındaki kararın içeriği hakkında iki olanak mevcuttur: Eğer AİİT m. 20, I, II uyarınca istisnai olarak kabul edilmiş bulunan kontrol için gerekli şartlar mevcut değilse başvuru reddedilir. Bu takdirde Avrupa ödeme emri geçerliliğini korur (AİİT m. 20, III, c. 1).

Buna karşılık, mahkeme, kontrolü, AİİT m. 20, I, II’de sayılan sebeplerden dolayı haklı bulursa, Avrupa ödeme emrinin hükümsüz olduğuna karar verir (AİİT m. 20, III, c. 2). Böylelikle Avrupa ilâmsız icra prosedürü sona erer (AMUY m. 1093, III); yoksa çekişmeli yargıya dönüşmez.

TENFİZ ve TANIMA

Süresi içinde itiraz edilmezse, mahkeme, gecikmeksizin Ek VII uyarınca Örnek-G’yi kullanmak suretiyle gecikmeksizin Avrupa ödeme emrinin icra edilebilir olduğunu açıklar (AİİT m. 18, I). Mahkeme tenfiz kararı vermeden önce 30 günlük itiraz süresine ek olarak, itirazın iletilmesi için gerekli görülen münasip bir süre daha bekler (. AİİT m. 18, I). Çünkü 30 günlük süreye riayet etmek için itiraz dilekçesinin zamanında gönderilmesi yeterlidir. Bundan sonra icra edilebilirlik kararına karşı itiraz edilemez.

Tenfizi kabil Avrupa ödeme emri alacaklıya gönderilir (AİİT m. 18, III). Menşe üye ülkede icra edilebilir olduğu açıklanan Avrupa ödeme emri, AİİT m. 19 uyarınca ayrıca bir icra edilebilirlik kararı alınmaksızın başka bir üye ülkede de tanınabilir ve icra edilebilir. Cebri icra usulü hakkında, cebri icranın gerçekleştirileceği üye devletlerin hukuku geçerlidir (AİİT m. 21, I).

Başka bir üye ülkede cebri icra istenirse, alacaklı yetkili icra organına tenfiz şerhi verilen Avrupa ödeme emrinin bir nüshasını ve gereken hallerde onun cebri icra istenen üye ülkenin resmi diline tercümesini ibraz eder (AİİT m. 21, II/a,b). Her bir üye ülke kendi resmi dilinin yanı sıra başka bir resmi dilde yapılan tercümeyi de kabul edip etmediğini ayrıca düzenleyebilir.

AİİT m. 22 uyarınca belli durumlarda borçlunun talebi üzerine yetkili mahkeme tarafından cebri icradan imtina edebilir. Cebri icradan imtina öncelikle birbirine çelişik ilâmların bulunması, yani Avrupa ödeme emrinin daha önce verilmiş bir mahkeme kararına ya da daha önce çıkartılmış bir ödeme emrine aykırılık teşkil etmesi halinde gündeme gelir (AİİT m. 22, I). Çelişen kararın, cebri icranın yerine getirileceği üye ülkede tanıma için gerekli koşulları yerine getirmesi zorunludur. Ayrıca, söz konusu çelişkinin menşe üye ülkede henüz mahkeme önünde ileri sürülememiş olması da gerekir. Bundan dolayı, bu hal, borçlunun, çelişen hükmün mevcudiyetini en erken itiraz süresinin bitmesinden sonra öğrenmiş olmasını gerektirir.

Cebri icra, borçlunun, Avrupa ödeme emrinde yer alan miktarı alacaklıya ödemesiyle de sona erer (AİİT m. 22, II). Buna karşılık, Avrupa ödeme emri cebri icranın gerçekleştirileceği üye ülkede esas bakımından kontrol edilemez (AİİT m. 22, III). Cebri icradan imtina, ara kararıyla hüküm altına alınır.

Borçlu, AİİT m. 20’de düzenlenmiş bulunan istisnai hallerde kontrol talep ederse, yetkili mahkeme cebri icranın yerine getirileceği üye ülkede borçlunun talebi üzerine cebri icra prosedürünü teminat tedbirleriyle sınırlandırabileceği gibi (AİİT m. 23/a) alacaklının teminat göstermesine de bağlayabilir (AİİT m. 23/b) ya da olağanüstü durumlar söz konusu ise cebri icra prosedürünü erteleyebilir (AİİT m. 23/c). Mahkeme bu konuda ihtiyati tedbir kararı verir.

 

Kısaltmalar:

AİİT: Avrupa İlamsız İcra  Tüzüğü

Mahmut Kaan Datlı

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

4 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

4 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

4 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

5 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

7 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

7 ay ago